7

1K 147 31
                                    

Altmış yedinci günün akşamı Jimin izlediği diziye kendini iyice kaptırmıştı. Öyle ki karanlık oturma odasına birininin girdiğini fark etmemişti bile.

"Ne izliyorsun?" Ancak sesini duyduğunda Yoongi'nin farkına vardı. Odanın köşesinde dikiliyordu.

"Dizi." dedi Jimin duygusallığını gizlemeye çalışarak.

"Türü ne?" Yoongi sorusu ağzından çıkınca alacağı cevaptan çekinip biraz pişman oldu.

"Romantik." dedi Jimin sesi çatlayarak. Harika.

Sonra her zaman yaptığı gibi kısaca onaylayıp gitmek yerine Yoongi, ilerleyip Jimin'in yanına oturdu.

"Şu kadın tanıdık geliyor..." dedi birkaç dakika izledikten sonra.

"Evet, bir sürü dizide oynadı..." dedi Jimin kucağına çektiği yastığa iyice sarılarak. "...baya da iyi." Ve söylerken bir hıçkırık kaçırmasına engel olamadı.

"Yah," dedi Yoongi, "Sen ağlıyor musun?!"

Jimin sesli bir şekilde ağlamaya başlayarak yastığına iyice gömüldü. "Sadece sınıf farklılıkları yüzünden beraber olamıyorlar hyung ve bu hiç adil değil!"

Yoongi dondu ve şaşkınca Jimin'e bakakaldı. Ne yapması gerektiğini bilemedi.
Jimin bir köprünün üzerinde veda konuşması yapan ikiliye bakarak ağlamaya devam etti.

"O kız eğer parayı bu kadar umursamasaydı sonsuza kadar birlikte olabilirlerdi!" Jimin televizyona sanki karakterler onu duyabilecekmiş gibi yalvarıyordu. "Niye paranın onu durdurmasına izin veriyor ki sanki, sevdiği zaten karşısında?!" Ve melankolik bir şekilde kollarını televizyona uzattı.

Bir saniye sonra kollarını kederli bir şekilde kucağına düşürdüğünde yan tarafından iki el onu omuzlarından çekip göğsüne yasladı.

Şimdi donup kalan Jimin'di.

"Şşt, tamam." dedi Yoongi sessizce ve Jimin'i sıkıca sarıp rahatlattı.

Jimin hyungunun sıcacık kolları arasında tüm duygu birikimini boşaltıp dakikalarca ağladı.

~

"Eğer mitolojik bir yaratık olsaydın hangisi olurdun?"

Taehyung'un yanında uzanmakta olan Jimin iyice yerine yerleşti. Arkadaşının laflarına alıştığı için onu garipseme kısmını çoktan geçmişti. Tae, Tae'ydi. Ona uyarak sorusunu cevapladı.

"Tek boynuzlu at." dedi.

"Onu seçeceğini düşünmüştüm," dedi Tae. "Ama sonra onu seçeceğini düşündüğümü bildiğin için onu seçmezsin diye düşündüm."

"Doğrusu," dedi Jimin, "onu ben de düşündüm ama bu tam olarak da onu seçmemin sebebi."

Taehyung yana kaydı. "Açıkla."

Jimin kibarca gülümsedi ve incelikle açıklamaya başladı. "İnsanlar benim unicornu seçmemi beklerdi. Bu yüzden onu seçmeliydim. Sadece, insanların bunu bekliyor olması onun doğru olmadığı anlamına gelmez. Eğer insanlar benim çeşitli alt ve üst ve hatta dış ve iç nedenlerle unicornu seçeceğimi tahmin edip beklemekten vazgeçmiyorlarsa, bu onların sorunu." Jimin ellerini kafasının altına aldı. "Bir unicorn olup olmadığımı düşünemeyecek kadar meşgulüm."

Taehyung sanki Jimin cidden mantıklı ve bilgece bir şeyler söylemiş gibi aynı oyunculukla yavaşça kafasını salladı.

Bir süre sessiz olduktan sonra "Tüm unicornların poposundan gökkuşağı çıkar, değil mi?" dedi ve ikisi de kahkahayı patlattılar.

The 100-Day Love Challenge | yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin