— Ne dinlemesi?

— Utanması gerektiğini söylediniz, birden değişti, bambaşka bir insan oluverdi. (Varvara belli belirsiz gülümseyerek ekledi:) Üzerinde büyük etkiniz var prens.

Kapı açıldı, hiç beklenmedik bir anda Gavrila girdi odaya. Varvara'yı orada görünce hiç şaşırmadı bile. Kapıda bir an durdu, sonra kararlı adımlarla prensin yanına gitti. Çok duyguluydu.

— Büyük alçaklık ettim prens, dedi, bağışlayın beni dostum. (Yüzünde büyük bir acı ifadesi vardı. Prens şaşkınlıkla ona bakıyordu; hemen cevap vermedi. Gavrila sabırsızca ısrar etti:) Hadi bağışlayın, bağışlayın! İster misiniz, şu anda öpeyim elinizi?

Prens büyük şaşkınlık içindeydi. Bir şey söylemeden sarıldı Gavrila'nın boynuna. İçtenlikle öpüştüler.

Güçlükle soluk alan prens nihayet şöyle dedi:

— Sizin böyle olduğunuzu hiç, hiç düşünemezdim! Sanıyordum ki siz... bunu yapabilecek...

— Özür dileyebilecek mi?.. Sizin budala olduğunuzu da nereden çıkardım ki? Başkalarının hiç fark edemediği şeyleri fark ediyorsunuz. Sizinle oturup konuşabilir insan ama... konuşmamak daha iyi!

Prens, Varvara'yı göstererek,

— Özür dilemeniz gereken biri daha var burada... dedi.

Gavrila heyecanla karşılık verdi:

— Hayır, onların hepsi düşmanımdır prens. Emin olun, çok denedim. (Varvara'dan öte yana döndü Gavrila.) Burada kimse içtenlikle bağışlamaz kimseyi!

Birden atıldı Varvara:

— Hayır, ben bağışlarım!

— Öyleyse, akşam Nastasya Filippovna'nın davetine gidecek misin?

— Git dersen giderim... ama sen bir düşün bakalım: Demin olanlardan sonra oraya gitmem için en küçük olsun bir neden var mı?

— Öyle bir kadın değildir Nastasya Filippovna... Görüyorsun, nasıl şaşırtıyor insanı! Numara yapıyor!

Kötü kötü gülümsedi Gavrila. Varvara,

— Onun öyle olmadığını biliyorum, dedi. Ama yaptığı numaralara bir baksana. Hem dikkatli ol Gavrila, seni ne yerine koyuyor, farkında mısın? Annemin elini öpmüş olsa da, birtakım numaralar yapmış olsa da, bilesin ki alay ediyor seninle! İnan, yetmiş beş bin ruble değmez buna ağabeyciğim! Daha soylu duygulara değersin sen, bunun için söylüyorum bunu sana. Akşam sen de gitme oraya! Koru kendini ondan! Bu işin sonu kötü olacak!

Varvara böyle dedikten sonra heyecan içinde, koşar adımlarla çıktı odadan...

Gavrila gülümsedi.

— Bunların hepsi böyle işte! Onların bildiğini ben bilmiyorum muyum sanıyorlar? Hem onların bildiğinden çoğunu biliyorum.

Gavrila böyle dedikten sonra, besbelli ziyaretini uzatmak amacıyla divana oturdu.

Prens oldukça ürkek bir tavırla sordu:

— Bunu kendiniz de biliyorsanız, onun yetmiş beş bin ruble etmeyeceğini bile bile ne diye işkence ediyorsunuz kendinize?

— Benim söylediğim bu değil, dedi Gavrila. Ama aklıma gelmişken sorayım, söyler misiniz, ne düşünüyorsunuz siz, özellikle sizin ne düşündüğünüzü öğrenmek istiyorum: Bu "işkence" yetmiş beş bin rubleye değer mi, değmez mi?

— Bence değmez.

— Anlıyorum. Bu evliliği de utanç verici buluyorsunuz, öyle mi?

— Çok.

BudalaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin