Gavrila Ardalionoviç, annesiyle epeyce soğuk selamlaştıktan (kız kardeşinin yüzüne ise bakmamıştı bile) sonra Ptitsın'ı alıp hemen bir yere götürmüştü. Nina Aleksandrovna prense tatlı birkaç söz söyledi, o sırada kapıdan başını uzatan Kolya'ya prensi orta odaya götürmesini söyledi. Kolya güleç, pek sevimli yüzlü, davranışları güven veren, saf görünümlü bir çocuktu.

Prensi odasına götürdüğünde,

— Eşyanız nerede? diye sordu.

— Bir çıkınım var, onu da antrede bıraktım.

— Şimdi getiririm. Bütün hizmetçimiz aşçı kadınla bir de Matryona... Öyle ki işlere ben de yardım ediyorum. Varvara hepimizi denetler, hepimize de kızar. Gavrila sizin İsviçre'den geldiğinizi söyledi, öyle mi?

— Evet.

— Peki, güzel mi oralar?

— Çok.

— Ya dağları?

— Dağları da çok güzel.

— Şimdi getiririm çıkınınızı.

Varvara Ardalionovna girdi odaya.

— Matryona şimdi yapacak yatağınızı, dedi. Valiziniz var mı?

— Yok, yalnızca bir çıkınım var, o kadar. Kardeşiniz getirmeye gitti. Antrede bırakmıştım da...

Odaya geri gelen Kolya,

— Şundan başka çıkın falan yok antrede, dedi. Nerede bırakmıştınız?

Prens çıkınını Kolya'nın elinden alırken,

— Bundan başka bir şeyim yok zaten, dedi.

— Vay! Ben de Ferdışçenko aşırdı onu sandım.

Prensle epeyce soğuk ve zorlama kibar bir tavırla konuşmakta olan Varvara,

— Saçmalama! dedi.

— Chère Babette, benimle konuşurken biraz kibar ol, Ptitsın değilim ben.

— Kırbaçlamak gerek seni Kolya, öylesine aptalsın. Bir şeye ihtiyacınız olursa, Matryona'ya söyleyebilirsiniz prens. Yemek dört buçuktadır. Bizimle birlikte de, odanızda yalnız da yiyebilirsiniz. Nasıl isterseniz. Hadi çıkalım Kolya, rahatsız etmeyelim prensi.

— Gidelim, sert kız!

Kapıda Gavrila ile karşılaştılar.

Gavrila sordu Kolya'ya:

— Babam evde mi?

Olumlu yanıt alınca onun kulağına bir şey fısıldadı.

Kolya "tamam" anlamında salladı başını ve Varvara Ardalionovna'nın arkasından çıktı.

— İki sözcük söyleyeceğim prens, bir konuda... uyarmayı unuttum sizi. Rica edeceğim: Sizin için çok zor olmayacaksa, demin orada Aglaya ile aramızda olanlardan burada, burada tanık olacaklarınızdan da orada söz etmeyiniz. Çünkü burada da yeterince saçmalık var. Hepsine lanet olsun... Hiç değilse bugünlük tutun dilinizi.

Prens, Gavrila'nın serzenişine biraz alınmış gibi,

— İnanın, sizin sandığınızdan çok daha az şey söyledim bugün, dedi.

Görünüşe bakılırsa, aralarındaki ilişki giderek kötüleşiyordu.

— Öyle ama, bugün sizin yüzünüzden çok çektim... Neyse, kısaca rica ediyorum...

— Ayrıca dikkatinizi çekerim Gavrila Ardalionoviç, demin sizinle herhangi bir bağım ve resimden söz etmemek için de bir nedenim yoktu. Benden böyle bir ricada bile bulunmamıştınız.

BudalaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin