Aşkın KARMAŞIK Hâli [Gay]

KONU 6: "Dost nedir? Kime denir?"

Medya'da ateşli bir burak var. Bir bakın derim. Gözünüz kalmasın axhbjlk.

################

          
            Önceki Bölümden

"Sence bir ihtimal o da beni seviyor mudur?

İşte ahiret sorusu da gelmişti. Evet dersem Cennet'e ; Hayır dersem Cehennem'e gideceğim cinsten bir soru.

------------

Dostlar birbirini yarı yolda bırakmazlar. Bırakırlarsa adı dostluk olmaz. İhanet etmezler. Birbirlerine karşı dost doğrudurlar.

"Oğlum bir soru sordum. Cevap versene."

Girdiğim transtan çıkıp Bilge'ye bakmaya başladım. Cevap vermem gerekiyordu. 'Evet' dersem bu vicdan azabından kurtulurdum. Ama sevdiğim insanı da kaybederdim. 'Hayır' dersem ben mutlu olurdum. Bilge ise mutsuz. İşte yol ikiye ayrılıyor. Ve ben hangisini tercih edeceğimi hiç bilmiyorum

"Bilmem."

Orta yolu seçtim. Bastı balık yan gider. Şu an 'Evet' ya da 'Hayır' diyecek gücüm yoktu. Bilmiyorum demek her zaman için en iyi cevaptı. Bilge'nin suratı hemen asıldı. Kafasını öne eğdi. Benden 'Evet' cevabını bekliyordu galiba. Vicdanım ağır basmaya başlamıştı.

" Üzülme ya. Belki de hoşlanıyordur." Hemen kafasını kaldırdı. Yüzünde umut vaat eden bir bakış vardı. Bu biraz olsun içimi rahatlattı.

"Sever dimi? O da beni sever."

Benim için zor olsa da o kelimeleri söyledim.

"Sever tabi. Sen sevilmeyecek insan mısın?"

"Çok sağ ol." diyip bana sarıldı. Bende sarılışına karşılık verdim. "İyi ki varsın. İyi ki!"

İşte duymak istediğim kelimeler. Belki de saklamamam gerekiyordur. Ne de olsa ikisi de birbirlerini seviyorlar. Bir an sağ tarafımda melek kanatlarını olan ben, sol tarafımda ise şeytan boynuzları olan ben beliriverdi. İyilik söylememi kötülük ise söylememi söylüyordu.

"Bilge." dedim hâlâ sarılıyorken.

"Efendim."

'Evet! Hadi söyleyebilirsin. Tek yapman gereken Kuzeyin de Bilge'den hoşlandığını söylemek. Sonrası mutlu son.' dedi uysal sesli melek ben.

'Onlar için mutlu ama senin için mutsuz bir son demek. Söyleme sakın. Yoksa sonsuza kadar mutsuz olursun.' Şeytan benin sesi ürpertmişti beni.

'Dinleme onu. Söyle sen.'

'Söyleme. Kendini düşün. Mutsuz olamazsın sen!'

Ahh! Yeter be. Kışkışladım hemen ikisini de. Benim karar vermem gerekiyordu.

"Ee.. Ne söyleyeceksin?" diyip ayrıldı benden Bilge.

"Yok bir şey." diyip tekrar sarıldım. Cesaret edememiştim. Belki de ihanetimi öğrenirse bir daha sarılamazdık böyle. Sonunda ayrıldığımızda Bilge eline diz üstü bilgisayarımı alıp bir şeylerle uğraşmaya başladı. Odayı müzik sesi doldurduğunda şarkı açtığını anladım.

I let it fall, my heart
(İzin verdim kalbimin düşmesine)

And as it feel, you rose to claim it
(Ve o düşerken, sen kalkıp onu aldın)

It was dark and I was over
(Karanlıktı ve ben bitmiştim)

Until you kissed my lips and you saved me
(Ta ki sen dudaklarımı öpüp beni kurtarana kadar)