13. Bölüm " Sadece Sen"

Start from the beginning
                                    

Mesajda yazan adrese geçmeden önce. Birkaç ilaç, biraz bitkisel çay aldım. Eve ulaştığımda soluk soluğa kalmıştım.
Kapıcı sanki beni tanıyormuş gibi tereddütsüz bir şekilde kapıyı açtı.

Ev özenle dizayn edilmiş temiz ve düzenliydi. Valla doğruyu söylemek gerekirse bizim eve bin basar.
Hani filmlerdeki zengin evi gibi 😂😂

Kapıdan girer girmez odaları yokladım bir bir. Girdiğim son oda Toprağın odasıydı.

Hızla girip elimdeki poşetleri yere bıraktım.

Oda loş bir şekilde döşenmişti. Koyu renkli mobilyalar odaya modern bir hava katmıştı. Siyah perdeler çekildiği için içerisi oldukça karanlık ve sıcaktı.

Hemen perdeleri açıp camı yarım bir şekilde araladım.

Koşarak yanına gidip elimi alnına koydum. Ateşi oldukça fazlaydı. Getirdiğim poşetten hızla çıkardığım ateş ölçeri koltuk altına koydum. Onu beklerken üzerine sıkıca örttüğü yorganı açmaya başladım.

Ateş ölçerin sesini duyduğumda çıkarıp ekrana baktım. Oldukça yüksekti.

" Toprak hadi kalk bakalım ateşin çok fazla" deyip oturtmaya çalıştım.

Gözlerini açmakta bile zorlanır bir şekilde

" Eylül geldin mi?" diye sordu.
" Geldim Toprak sen otur şöyle " deyip onu yatağın kenarına oturttum.

Dolaba doğru ilerleyip karıştırmaya başladım.
İçerisinden bol bir tişört ve şort çıkarıp yatağın kenarına koydum.

Hızla Toprağım kolundan tutup kaldırdım. Onu taşımakta zorlanıyordum.

Banyoya götürüp suyu ılık bir şekilde açtım. Giysilerinin üzerinden suyu tutmaya başlamadım.
Biraz rahatlaması ve ateşinin düşmesi lazımdı. Ben suyu açmamla inlemesi bir oldu. Omzunu tutmuştu. Elimi omzuna koyup tişörtünü sıyırdım.

Aman Allah'ım! Omzu kanıyordu. Sargı bezinden kan sızıyordu.
Elimi sargı bezine bastırıp suyu tutmaya devam ettim.

Gerçekten çok iri bir adamdı. Türk askeri olmak bunu gerektiriyor sanırım.

Ağır ve hasta olan bedenini taşıyamadığımdan olsa gerek, benim de üzerim oldukça ıslanmıştı.

Onu banyoda bırakıp yatağın üzerinden giysilerini getirdim.

" Toprak bunları giy tamam mı ben dışardayım " deyip dışarı çıktım.

Yatağının üzerine dolaptan aldığım ince bir çarşaf bıraktım.

Ve kendime göre bol ve uzun bir penye ve yine bol ve oldukça uzun bir eşofman çıkardım.

Toprak çıkınca onu yatağa yatırıp. Ben giyinmek için gittim.

Yaralandığını bana söylemediği için çok kızdım ama birşey söyleyemedim şuan oldukça kötüydü. İlk yardım kutusundan aldığım malzemelerle yarasına pansuman yaptım.

Tekrar ateşini ölçtüm. Biraz düşmüştü ama hâlâ yüksekti.

" Toprak sen  birşeyler yedin mi?"
" Hayır ama aç değilim"
" Ne zamandır yemedin"
" Dü.... Dünden beri sanırım"
" Tamam bekle sen biraz dinlen olur mu ben mutfaktayım"

SINIR |Tamamlandı|Where stories live. Discover now