45

4.8K 343 316
                                    

Gerçekten bunu yapmak üzere olduğuna inanamadı. Saatlerdir Harry çapulcu haritasına bakıyor ve mükemmel fırsatı bekliyordu. Draconun kendi binasında olduğunu biliyordu, ve haritaya göre ileri geri yürüyüp duruyordu. Yurt odasından çıkmak üzere kalktı ve görünmezlik pelerinini kendine sardı. Ayakkabılarını giyerek portre kapıdan çıktı.

Dışarı sızınca portredeki figür mırıldandı. "Kim o?" Bir şey göremeyince uykuya geri daldı. Merdivenlerden inerek Gryffindor kulesinden Slytherin zindanlarına doğru yol aldı. Okul gece yüzünden karanlıktı ve kendini Lumos yaparken buldu. Zindanlar daha dakaranlıktı ve sınıfın içinden sesler geliyordu. Dondu ve karanlık köşeye çekildi. Duvara dayanıp Nox diye mırıldandı. Sınıftan Pansy Parkinson ve Blaise Zabini çıktı.

Kıyafetleri darmadığınıktı ve Pansynin kısa saçı karmaşıktı. Blaiseye yapıştı onla Harrynin Slytherin girişi olduğunu var saydığı yere ilerlerken kıkırdadı. Blaise'nin şifreyi mırıldanacağını düşündüğü zaman Blaise Pansy'i duvara yapıştırdu ve öpmeye başladı. Harry içindeki kusma isteğiyle başa çıkmaya çalışıyordu.

"Malfoyun bize bakmaya geleceğinden korkmuyor musun Blaise tatlım?" Pansy'nin sorusuyla koyu tenli çocuk kafasını kaldırdı.

"Malfoy bana kızgın olmanın ötesinde." Açıklamasından sonra Pansy ona sorgular bir bakış attı. "Uygulamayı konuşuyorduk ve ona neden bizimle Hogsmade'de zaman geçirmediğini sordum. Randevuda olduğunu söyledi, Astoria ile olup olmadığını sordum, hayır dedi. Malfoyun erkeklerle ilgilendiğini biliyor muydun?"

"Bu Theonun onla eşleşme sebebi mi? Erkeklere ilgili olduğu için mi? Ama Theo Daphne ile beraber." Pansy mırıldandı.
"Evet, ilk baş uygulamanın kişisel tercihlere göre eşleştirdiğini düşünmüştüm ve sonra Potterla eşleştim. "Hey erkekler ilgimi çekmiyor" diye çıkışmıştım ve Draco kimle eşleştiğimi duyunca üzüldü. Demek sebebi buymuş. Her şey daha mantıklı geliyor şimdi." Blaise mırıldanıyordu ama dediklerini anlamamak için gerçekten aptal olmak gerekirdi.

"O zaman kimle görüşüyor?" Pansy sordu. Aptallara iyi bir örnekti.

"Açık değil mi Pans tatlım. Draco'nun telefonunu elinden kaptım ve baktım. Dracomuz Potterle konuşuyormuş!" Koyu tenli çocuğn açıklamasıyla Harry gerginleşti. Görünmezlik pelerini için Merline teşekkür etti ama bu çok fazlaydı. Zabini biliyordu, şimdiyse Pansy biliyordu yakında herkes bilecekti. Dracoya söylemek asla bu kadar zorunlu gelmemişti.
"Oh o mesajları kendim görmek isterim. İddiaya varım ki Pottera karşı oldukça yumuşaktır. Hepimiz biliyoruz ki Draco göründüğü kadar sert değil. O tam bir kız." Pansy neşelİ bir şekilde güldü ve Blaise ona  sevgiyle baktı.

"Belki onun odasına sızıp telefonunu alabilirim. Ve biz onla dalga geçebiliriz. Beni ortak salonda bekle, hemen geri geleceğim." Duvara serpentes diye mırıldandı ve duvarın açılıp kaymasını bekledi. Slytherin içeri girdi ve hemen ardından Harry de içeri geçti. Pansy içeri geçtikten sonra ayaklarını kahve masasına koyarak deri koltuğa uzandı. Harry ise Blaise'nin ardından erkek yatakhanesine doğru gitti.

Blaise Harry'nin Draco'nun kapısı olduğunu var saydığı kapıya alahomora yaptı. Böylece Harry sevgilisinin odasını gördü. Yeşil ve gümüşle tasarlanmış yatakta Draco açık sarı saçları alnına yapışmış şekilde uysalca uyuyordu. Alt kısmını kaplayan bir örtü vardı ki Harry geçmiş bilgileri sayesinde giyinik olmadığını biliyordu. Fark etmeden sarıldığı üstünde H yazan kırmızı kazak dışında.

Yanında yatağında gümüş bir telefon duruyordu. Blaise ona doğru hamle yapınca Harry yutkundu. Telefonu eline alınca kenara çekildi ki Blaise odadan dışarı çıkabilsin. Ama maalesef şansı yoktu.

Seekr (Türkçe Çeviri)Where stories live. Discover now