"2. BÖLÜM"

1.3K 87 83
                                    


Benden size küççük bir karne hediyesi..!

(ŞİDDETLE MEDYADAKİ ŞARKI İLE BİRLİKTE OKUMANIZI İSTİYORUM FARKI O ZAMAN GÖRECEKSİNİZ!!!👆)


BÖLÜM HEŞTEĞİ:##KIRIK KALP

🍂🍂🍂🍂🍂🍂🍂🍂🍂🍂🍂🍂🍂🍂

Gel ey sevgili istersen yar ol gel, İstersen yara,

Ne gönlümün derdini sor bana,
Ne sararan yüzünü sor,
Ey gönlümün sol yarısı,

Aklıma koydum seni aklım almadı, kalbime koydum seni sana doymadım,
Arşımın aşkı yar,
Aşk sandığın kadar değil yandığın kadar...
!-------------!


"Abi"

İşte tam kapıyı açacakken kardeşine yakalanması; annesinin en sevdiği vazoyu kırıp ve annesine yakalanan çocuktan hiç farkı yoktu. Peki şimdi ne yapacaktı...

"Rojin" dedi genç adam şaşkın bir ifadeyle kendisine bakan kardeşine.
"Abi senin burda ne işin var." Ve beklediği soru geldi. Hemen bir bahane bulmalıydı zira kardeşi şüphelenirse ki bu kaçınılmaz gerçek böyle bir durumda herşey mahvolur.
Kardeşinin onu yengesine göz dikmiş bir şerefsiz sanmasını kaldıramazdı.
"Şey... Ben Serhad ve Defne için bağ evini hazırlatmışdım tatil yapmaları için onu söyliyecektim.

Ne kadar da ince bir düşünce değil mi?(!) Sevdiğin kadın ve kocası için balayı düzenliyorsun. Sizce de büyük bir alkış hak etmedi mi?
"Ayy düşünceli ağabeyim benim" deyip kollarını abisinin boynuna doladı genç kız. "Ama bunu söylemek için sencede yanlış bir zaman değil mi?"
" Haklısın ben düşünemedim hiç"

"Onu fark ettim Ömer ağam:-)"

"Rojiiin!"dedi adam sahte bir kızgınlıkla.

"Tamam tamam sinirlenme canım abim ben uyumaya gidiyorum sende git yat yorucu bir gün oldu hepimiz için"

"Emrin olur xweş (güzelim)"

"Hadi şewbaş(iyi geceler) ağabey"

"Şewbaş xweş"

Kardeşi gittikten sonra bıraktığı siyah kapı koluna son bi kez daha baktı genç adam. İyi ki Kardeşi gelmişti yoksa çok yanlış bir şey yapacaktı ve belki bu canını daha da yakacaktı. Gerçi bundan daha fazla canı nasıl yanar orası büyük muammaydı.

İçerden gelen kıkırdamaları duymaya çalışarak büyük ve sade odasına yalnızlık ve kalbindeki kör mırzakları da yanına alarak ahşap kapıyı kapattı.
İçi yanıyordu Ömer'in sevdiği kadın için yanıyordu, sevdası için yanıyordu, kalbinde arşa ulaşmış aşkı için yanıyordu.
Bugün son birkaç ay olduğu gibi yine uyku haramdı. Gören uyku orucu tutuyor sanardı. Sahi en son ne zaman deliksiz bir uyku çekmişti?

Adam fazla dayanamadı adam omzundaki yüke çöküverdi kapı önüne ve akıttı içinde bir yerlere sakladığı gözyaşlarını.
1 saat
2 saat
3 saat
4 saat. Tam 4 saat oturduğu kapı önünde içli içli ağladı genç adam. Ama içi bir nebze olsun rahatlamamıştı bağırması kırması dökmesi lazımdı ya da onu yargılamadan dinleyip ona şevkatle kollarını açacak bir insanoğluna ihtiyacı vardı. Kendi kendine güldü adam ama bu gülümseme sadece acıdan ibaretti saf bir acıdan. Acısını bile özgürce yaşayamıyordu.

Oturduğu yerden zar zor kalkıp odasına göz gezdirdi adam. Büyük yatağı karşısındaki siyah kanepeye, katran rengi kıyafet dolabına hepsine amaçsızca göz gezdirdi. Lakin duvara asılmış turuncu renkte olan boy aynasını görünce kalbi bilmem kaç yüz bin defa olduğu gibi yine parçalara ayrıldı.
Bu aynayı çarşıda ilk girdiğinde aklına kızıl saçlı Defne'si gelmişti. Hemen aldı ve odasının güzel bir yerine astı. Aynaya her baktığında Defne'yi ilk gördüğü an aklına geliyor. Ne de çok dikkatini çekmişti o kızıl saçları -zaten o kızıl saçları yüzünden Midyat'ta hep dikkat çekerdi.-

AŞK-I TÖREWhere stories live. Discover now