1.Bölüm

22.6K 1K 42
                                    

Memleketine , annesine gitmek için o gün erkenden uyandı.
Uçağına  yetişmek için acele ile bir şeyler atıştırıp hazırladığı küçük valizi evden çıktı.
Başını kaldırıp gökyüzüne İstanbul'un manzarasına bakıp iç çekti.
"En kısa zamanda görüşmek üzere vefasız sevgili, seni şimdiden özledim." Yüzündeki aydınlık gülümseme ile çağırdığı taksiye bindiğinde kendine ancak gelebildi derin bir oh çekti. Geç kalacağım diye çok korkmuştu.
Taksi havaalanına doğru yol alırken İstanbul'un kalabalığına kargaşasına rağmen hala güzel oluşunu hasret ve özlem ile izledi.

İstanbul onun hayali, aşık olduğu şehirdi.
Bu şehirde büyüdüğünü hissediyordu ve bu şehirde kalbi ilk aşkı tatmıştı .

Aklına Mardin ve ailesi gelince derin bir iç çekti. O hayatı istemiyordu Mardin'de yaşayan Aycan olmak ,ailesinden utanmak istemiyordu ama içinde bir duygu buna engel oluyordu. Arkadaşlarına abim bir ağa ,aşiretimiz var diyememişti.
Başına buyruk , sivri dilli kendini ezdirmeyen Aycan'ın ,ağalığın ,aşiretin devam ettiği yerden geldiğini bilse arkadaşlarım ne düşünür diye hayıflandı.
Aklına abisinin evleneceği haberini aldığı an gelince yüzünü buruşturdu. Bu haberi almak Aycan'ı çok şaşırtmış ve aynı zamanda hayal kırıklığına uğratmıştı.
Yaşadığı topraklarda kadınlar erkeklere göre iki adım geride bırakılsada Aycan'ın abisi Ali saygıyı bilirdi.
Yıllar evvel babası okumasına karşı çıkmıştı. Ali kardeşinin okuması için babasını ikna etmiş Aycan İstanbul'u tercih ettiğinde bile kızmamış onu anlamış yanında olmuştu.

Aslında bu durum onun da işine gelmişti.
Kardeşi ile baş etmek Ali içinde hiç kolay değildi.
Evden kaçan kızları ya da dayak yiyen kadınları eve getiriyor bir güzel gazlayıp Ali'yi çaresiz bırakıyor, olayların büyümesine sebep oluyordu.
Verdiği gazlarla baş kaldıranlar, ertesi gün dayak yiyenler kapılarını çalıp onlara sığınıyordu.
Aycan Mardin'de yaşadıklarını abisini düşününce başını sağ sola sallayıp gülümsemeye başladı.
Mardin'de kadınlar için bir dernek kursam nasıl olur diye düşünürken taksinin aniden fren yapması ile öne savruldu.
"Kusura bakma abla İstanbul trafiği böyleleri yüzünden işimizi yapamaz olduk."
"Önemli değil "deyip başını diğer tarafa çevirdi.

Mirza gözlerini açtığında yanında yatan kadının kim olduğunu hatırlamaya çalıştı.Gece yaşananları hatırlayınca yüzünü buruşturdu. Bu kadınla dün gece hiç olmamalıydı.
Sarışın kadın kollarını aşkım diye ona doğru uzatınca adeta kaçarak yataktan kalktı.
Banyoya girip hızlı bir duş alıp odadan acele ile çıktı.
Uçağının kalkmasına iki saat vardı . Trafiği de düşünürse ancak yetişeceğini düşünerek gaza bastı.
Kaç yıl olmuştu karısı öldüğünden beri yatağına kim girerse girsin sabahında pişman olup kaçarak ordan uzaklaşıyordu. Yine aynısı olmuştu sanki ihanet etmiş , büyük bir hata yapmış gibi hissediyordu.
Sıkışan trafikte üstüne eklenince hiç bir zaman dinmeyen  sinirleri tepesine iyice çıkmıştı.
Derin bir nefes alıp eski zamanları hatırlamaya çalıştı. Sevdiği ,karısı varken İstanbul dönüşü  onun cennete kavuşması olurken şimdi oraya dönmeyi istemiyordu. Her yerde güzel anıları vardı o günleri yıllar geçmesine rağmen ilk gün ki gibi özlüyordu.

Üstüne birde yengesinin eve davet ettiği kızları çekecek evlilikten kurtulmak için çabalayacaktı.
Kafasında ki düşüncelere dalmışken bir anda önündeki taksiye makas attı.
Taksi kornaya bassa da Mirza hiç oralı olmadan arabasını hız sınırında sürmeye devam etti:
Mirza birinci sınıf uçarken Aycan ekonomide aynı uçakta birbirinden habersiz yolculuk yapıyorlardı.
İkisinin de ortak noktası bu uçaktan inmek Mardin'e gitmek istemiyorlardı.
Uçak Ankara'da aktarma yapınca ikiside kalan süreyi doldurmak için aynı kafeye iki farklı yöne oturdular.
Aycan lavaboya gitmek üçin Mirza'nın yanından geçerken adam telefonda yengesini kızlar konusunda ikna etmeye çalışıyordu.
"Yenge kurban olayım yapma bak kız mız bulma bana . Bak senin yüzünden ayı diyorlar ."
"Sus ben kızlara kötü davranıyorum demede beni suçla ."
"Hah bak tam üstüne bastın  istemiyorum yengem istemediğim kıza nasıl iyi davranayım değil mi ?"
"Aman sende babası kılıklı senin babanda böyleydi anan göçüp gidince nuh dedi peygamber demedi almadı başkasını nikahına . Oğlum babanın evladı vardı sen bir başına mı kuruyacaksın yapma kurban olsun yengem yapma kendine bu işkenceyi."
"Yengem şu an hiç müsait değilim inan bir kaç saate ordayım zaten o zaman ütülesen başımı olmaz mı ha tombiğim ?"
"Bende yedi köyün delisi Zeynep kadınsam seni evlendirmeden ölmeyeceğim . Allah'ım sen ömür ver yarabbim !" diye dualar edince Mirza o gür sesi ile kahkaha atmaya başladı.
Herkes Aycan'da dahil adama dönüp baktı.
Aycan adamın yüzünü göremeden önüne garson geçince dudağını kıvırarak telefonu eline aldı.
O da farklı bir mevzu yüzünden annesi ile tartışıyordu.
"Abim nasıl yapar nasıl kabul eder anlamıyorum bunu ?"
"Kızım kardeşin kaçtı diyorum neyi anlamıyorsun delirtiyorsun beni yine Aycan ?"
"Of anne of eğer Berfin'i zamanında Ahmet'e verseydiniz kaçmazdı ."
Nevruz hanım sinirle konuşmaya başladı.
"Sanki abini tanımıyorsun bilse izin vermez miydi akılsız kızım, en çok Ali'm ister sevdiğiniz ile evlenin . Onun yaşamadığı sevdayı siz yaşayın istemez mi ? Benim oğlum ister mi amca kızının üstüne kuma getirmeye !"
Aycan annesinin sözleri ile susmak zorunda kaldı.
Haklıydı annesi abisi bilse elleriyle evlendirirdi . Başını sağ sola sallayıp kendine kızdı.
"Özür dilerim anne ben yine estip gürledim sanırım .Bu zamanda hala insanların hayatlarının söndürülmesine katlanamıyorum."
"O kız kuma olmayı ikinci kadın olmayı haketmiyor. Benim bütün kızgınlığım insanların ömürünü bitiren ama kendisi yıllardır bitmek bilmeyen törelere !"
"Aman kızım iki günlüğüne geliyorsun zaten . Nolur olaysız git Mardin'den ." Diye peşin peşin konuştu.
Aycan annesinin sözlerine acı bir şekilde gülümsedi.
"Ben artık yel değirmenleri ile savaşmayacak kadar büyüdüm anne kapatıyorum. Bir kaç saate görüşürüz ."
"Görüşürüz deli kızım görüşürüz ."
Aycan annesi ile telefonda konuştuktan sonra uçağın kalkacağı kapıya gitmek için yerinden kalktı.
Aynı anlarda Mirza'da ayaklanınca Aycan'ın küçük valizi adamın ayağına çarptı.
Kız adama bakmadan pardon deyip sağ giderken Mirza kızın arkadan görüntüsüne sinirle bakıp sol tarafa lavaboya doğru yürüdü.

Uçak yolculuğu bitip Mardin'e geldiklerinde ikiside aynı anlarda çıkış kapısına doğru yürüdüler.
Mirza başka kapıdan çıkıp şöförün getirdiği araca binerken   Aycan farklı bir kapıdan çıkıp abisinin hala gelmediğini görünce yürümeye taksi aramaya başladı.

Kısa da olsa bir bölüm atmak istedim. Yeni bölümde görüşmek üzere ...

Bir Uzun Yoldan Geldim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin