57

4.5K 301 46
                                    

Genç kız kendinden emin adımlarla adrese doğru ilerlerken bakışları etrafta gezindi. Son derece sessiz sakin bir gecekondu mahallesinin en açık renkli evinin önünde durmuştu.

Toz pembe tonlarında olan duvarı saran çatlaklar, tıplı Ceylin'in içi gibiydi. Derin bir nefes aldı. Yıkılmak üzere olan evin kapısını çalarak bir adım geriye çekildi ve açılmasını bekledi.

Yakup Bey usulca kapıyı açtı. Karşısındaki kıza bakmak yerine önce sağa sola bakındı, ardından kenara çekilerek kızın geçmesine izin verdi.

Ceylin, tek bir kelime dahi etmeden içeriye girerek adamın gelmesini bekledi. Aralarında sessiz bir anlaşma yapılmış gibi tek kelime dökülmüyordu dudaklarından.

Bir anda geriye doğru çekildi genç kız. Dengesini sağlayamadan sertçe yere düşmesiyle acıyla inledi. Daha başını kaldıramadan güçlü eller iki bileğinden tutarak bir kelepçe takmasıyla tüyleri diken diken oldu. Bunun olacağını bilerek gelmişti, neden korkuyordu?

Adam dirseğinden tutarak Ceylin'i kaldırdı ve yıkılmak üzere olan tahta sandalyeye oturttu.

Ceylin titrek bir nefes aldı. "İntikam için karını yalnız mı bırakacaksın?" diye mırıldandı.

Adamın tanıdık gözleri sertçe genç kıza döndü. Burnundan soluyordu. "Kapa çeneni!"

Dudaklarını birbirine bastırarak başını salladı ama susmaya niyeti yoktu. Adam az ileride duran masanın üzerindeki silahı ellerine alırken oldukça yavaş hareket ediyordu.

"Küçük bir kızın var." dedi, Ceylin. "Onu düşünmüyor musun?"

Anında kıza döndü. "Evlatlarımı düşünmek sana mı kaldı?" diye bağırdı kızın suratına doğru.

Ve hiç düşünmeden kızın alnına namluyu uzattı.

Tüyleri diken diken olurken, korkudan titreyen genç kız tek bir mimiğini dahi oynatmadan öylece karşısındaki adama baktı.

"Son duan var mı?" dedi, adam sessizce fısıldayarak.

"Ona iletmemi istediğin bir şey var mı?" demesiyle adamın gözlerinde şimşekler çaktı.

"O cennete, sen ise yanacaksın!" diye soludu kızın suratına doğru.

Genç kız başını sallayarak onayladı. "Doğru ama er ya da geç kavuşacağız."

Namlunun ucuyla kızın kafasını itekledi. "Kes sesini."

Arkasını döndü ve silahı masanın üzerine bırakarak kıza doğrı yaklaştı. Elinde tuttuğu şırıngayı hiç düşünmeden kızın koluna saplayarak bir köşeye fırlattı. Ardından kızın kolundan tutup kalkmasını sağladı. Belinden tutup kaldırırak sandalyenin üzerine çıkarttı. Hemen yanındaki sandalyeye de kendisi çıkarken tavana bağladığı ipi kızın boynundan geçirerek sıkıladı.

Sandalyeden indi. "Sana yaptığım uyuştucu başını döndürecek ama bilincin açık olacak. Bir saat sonra dengeni kaybederek düşeceksin ve boğularak öleceksin. Tıpkı oğlum gibi."

Genç kızın yanaklarından aşağıya yaşlar yuvarlanmaya başlamıştı. Titrek bir nefes alarak dudaklarını birbirine bastırdı.

Diyecek neyi kalmıştı ki?

"Özür dilerim." dedi, kısık bir tonla. "Sizin kadar bende onu çok sevdim, hala da seviyorum. Onu kaybetmek istemezdim. İnanın bana acınızı biliyorum."

"Bilemezsin..." diye mırıldandı koskoca adamdan çıkan bir cılız sesle. "Anlayamazsın." Sertçe bir bakış attı. "Sevemezsin."

Damarlarında hissettiği acıyla inledi genç kız. Ama yinede pes etmedi. "Seviyorum." dedi acı içinde. "Onu severek öleceğim."

"Senin sevgin ona layik değil!" diye kükredi adam.

Acı içinde kıvranan genç kızın gözleri kararmaya başlamıştı. Ayakları kayarken duyduğu tek cümle belki de kalbine saplanan bir hancerden, damarlarında gezen zehirden veya boynuda takılı olan ipten daha öldürücüydü. Daha ağırdı. Daha kötüydü.

"Oğlumun katili de bu dünyadan silindi."

○○●○○

Diğer bölüm final olacak...

Ceylin ve psikopata veda edesim gelmiyor. İçim buruk.

25 Eylül, 16:45Where stories live. Discover now