12. Bölüm " Araba Kazası"

Start from the beginning
                                    

Çantamda gezdirdiğim elim sargı bezini kavrayınca bezi çıkardım ve etrafa göz gezdirmeye başladım. Uzun bir tahta parçası görünce hızla alıp geri döndüm.

Kırılan kemiği de içine alacak şekilde koyduğum tahta parçasının üzerine sargı bezini sardım. Çocuğun omzuna dokunup küçük bir gülümseme ile " iyi olacaksın merak etme" dedim.

Arkamı döndüğümde ambulansın geldiğini fark ettim. Bir yandan hastalara müdahale ediyor diyen yandan ambulansa kaldırıyorlardı.

Yaralı çok olduğundan ve tam bir kaos ortamı olduğundan ambulanslar yetersiz kalmıştı.

İleride inleyen birini gördüğümde adımlarımı hızlandırıp yanına diz çöktüm.
Bacağına saplanan cam parçası midemin bulanmasına sebep olmuştu.
Normalde alışkınım ama bu kadar yaralı görmek çok çok kötüydü.

Yaralının yanına çöküp bacağına baktım. Eğer cam parçasını çıkarırsam kanamanın artmasına sebep olurdum. Elimde kalan sargı bezi ile simit sargı yapmaya çalıştım o acele ile ne kadar yapabildiysem. Hastanın bacağındaki camın etrafına sargıyı geçirdim.

Başımı bir saniye kaldırdığımda yangını söndürmeye çalışan itfaiye ve hastalara yardım etmeye çalışan ambulansın çabasını gördüm.

Hastaya başımı tekrar çevirdiğimde az önce bilinci yerinde olan hastanın bilincini kaybettiğini gördüm.

Hızla hastanın bilincini ,nabzını ve solunumunu kontrol ettim.
Ama hastaya CPR yapmam gerekiyordu.
CPR 'ı ve suni solunumu birkaç defa uygulamama rağmen hasta dönmemişti. Ama ben hâlâ devam ediyordum. Bir ara hastaya tekrar baktım daha çok genç olması beni iyice üzüyordu.

Gözlerimden yaşlar bir bir akarken ben hala devam ediyordum. Alnımdan akan teri kana bulanmış ellerimin tersi ile silip tekrar tekrar devam ettim. Çevreme onca insan toplanmıştı ki artık ambulansı ve itfaiyeyi göremiyordum.
Arada umutla baktığım hastanın nabzının gelmediğini görünce devam ettim.

"Hayır onu kurtarmalıyım"

İçimden Rabbime dualar ederek kontrol ettim tekrar. Nabzı gelmişti elhamdülillah.

Ellerimi birleştirip kanlı olmasına aldırmadan yüzüme kapadım.
Gülüyor muyum yoksa ağlıyor mu bilmiyorum.

Etraftaki insanların tebrik sesleri ambulansı siren seslerine karışmışken ATT ' ler kalabalığı yarıp hastayı sedyeye koydular.
Bense kaldırım kenarına oturmuş dizlerimi kendime doğru çekmiş bir şekildeydim. İnsanlar tepki vermeden baktım sadece aklıma gelen şeyle koşarak ambulansın yanına gittim.
Ve hastaları hangi hastaneye götürdüklerini sordum. Onları ziyaret etmem lazım diye kaydettim beynimin bir köşesine.

Hastalar bir bir kaldırılırken ben bir köşeye çekildim uzak bir köşeye...

Baktım sadece çevreye. Koşuşturan insanlara , sağlıkçılara. Ağlayan çocuklara yerlerdeki kan lekelerinde ve moloz yığınına dönen arabalara.

Sonunda kendimi tutamayıp bıraktım göz yaşlarımı. İnsanların görmesini istemeyerek ellerimi yüzüme kapattım. Hıçkırarak ağlıyordum. Gördüğüm acılara duyduğum feryatlara ağlıyordum.

Arkamdan bir ses geldi. Ellerimle yüzümü silip döndüm arkama.
Yaşlı bir amca.
" Ağlama kızım sen elinden geleni yaptın " dedi. Beni sakinleştirmeye çalışarak.
Ben bir yandan burnunu çekerek bir yandan hıçkırarak cevap verdim amcaya
" Biliyorum amca ama ama.... "

Gözyaşlarım izin vermiyordu konuşmama.
Amcanın komutu ile köşedeki dükkana doğru ilerledim. Dükkan onunmuş sanırım.
Elimi yüzümü yıkayıp biraz sakinleştikten sonra eve doğru yürümeye başladım.

Ambulanslar gitmiş. İtfaiye de yığınları yavaş yavaş topluyordu.

Yürürken insanların bakışları üzerine kendime bir baktım. Ellerimden kısmen çıkmayan kan lekesi ve siyah olmasına rağmen kana bulanmış olan feracem gerçekten dikkat çekiyordu. Zaten beyazın üzerine kırmızı kan lekelerinin damladığı ayakkabılarımı saymıyorum.

İnsanların bakışlarına aldırmadan geldiğim yoldan tekrar eve döndüm.

Kapıyı açan yengem beni bu hâlde görüp çok paniklese de onu iyi olduğuma ikna edip odama geçtim.
Hızla bir duş aldım. Ve bir de abdest alıp seccademin başına geçtim başka nasıl rahatlayacağımı bilmiyordum. Ne kadar seccadenin başında kaldım bilmiyorum. Duamı da edip yatağıma yattım.

İyi bir uyku çekmeyi umud etsem de sabaha kadar gözüme uyku girmedi.

O kaos ortamı gözümde canlandı durdu.
Sabah ezanı ile namazımı kılıp tekrar yattım. 2 saat bile olmayan uykumu telefonun sesi bölmüştü.

Gözlerimi devirerek elime aldığım telefonda Erva ' nın ismini görünce devirdiğim gözlerimi geri çektim.

Erva' ya haber vermemiştim. Kesin çok merak etmiştir.

" Efendim Erva 'm "

"Kız sen nerdesin okula gelme , haber verme , telefonları açma. Ne kadar merak ettim haberin var mı? "

"Ya kardeşim özür dilerim valla bak ama dün..."

" Tamam tamam biliyorum sen açmayınca yengeni aradım o anlattı ama sen ayrıntılı anlatacaksın hem dünü hem de ondan önceki günü hadi kalk yataktan kapıdayım aç kapıyı "

" Ne! Kapıda mısın? Sabah sabah hangi ara gelsin kız?

" Allah'ım sen sabır ver.
Kızım sorana kadar açsan da içerde anlatsam"
" Tamam ya bekle geldim"

Selamın aleyküm kardeşlerim. Aslında bölümü biraz daha uzun yazacaktım. Ama sizi daha fazla bekletmemek için bu bölümü atıyorum. Arkasından bir bölüm daha gelecek inşAllah.

Bölüm hakkında satır arası yorumlarınızı bekliyorum 😊
Oy vermeyi de unutmayın emi😜😋😂

Hepinizin kandili mübarek olsun 🎈🎈🎈
Allah'a emanet olun selametle 😘😘

( Not 1: Bölümü yarın okuyun haa bugün kandil ya bol bol ibadet edelim 😂😁😋)

(Not 2: Sahura kalkıp da sabah namazını kılmadan uyumayın😁😘 Rabbim kimseyi sahura kalkıp namaz kılmadan uyuyacak kadar nasipsiz etmesin 🍃🍃🍃





SINIR |Tamamlandı|Where stories live. Discover now