1.8

3K 203 28
                                    


Ehehe bilemediniz.

"Dahyun!... Momo?" Arabayı açanlar lisedeki en iyi arkadaşlarımdı. Ve şuanda ise twice adlı grubun üyeleriydiler.

Beni neden zorla getirdiklerini onları gördüğümde anlamıştım. Lisedeyken Dahyun ve Momo beni aşık olduğum çocukla küstürmüşlerdi. Neymiş o sapık, yavşak herifin tekiymiş. Sonra onlar ona benim hakkımda utanç verici şeyler söyleyerek, onu benden uzaklaştırdılar veya şöyle de diyebilirim, çocuk benden soğudu, dondu (jksjdnsnksnkjsf). Bende onlarla tekrar hiç konuşmadım.

Şimdi ise bana gülümseyerek bakıyorlardı. Bende yapmacık bir gülümsemeyle arabadan indim. "Senden nefret ediyorum Bambam!" dedikten sonra son hız koşmaya başladım.

4-5 dakika sonra arkamdan gelen kimse olmadığını gördüğümde yoldan geçen bir taksiyi durdurdum ve bindim. Şöför şok bir şekilde bana bakıyordu.

"Biliyorum, evet ben Blackpink'ten Lisa. Şimdi lütfen arabayı sürün. İsterseniz imza bile verebilirim. Yeterki arabayı çalıştırın."

"Ta-tamam." Arabayı çalıştırdı. Ona yurdumuzun yakınlarındaki bir parkın adresini verdim. Sonra telefonumu çıkardım. Jungkook'tan bir sürü sitem dolu mesaj vardı. Telefonu kapatıp çantamdan kağıt ve kalem çıkardım. Kağıda imzamı atttıktan sonra yanıma, koltuğa bıraktım. Parka geldiğimizde,

"Lütfen benden kimseye bahsetmeyin." dedim.

"Bahsetmem ta-tamam."

"Bu arada imzam," diyip yanımda kağıdı ve parayı ona uzattım. "Teşekkürler."

Arabadan inip parka baktığımda Jungkook'un üzgün üzgün salıncakta oturduğunu gördüm. Yavaş yavaş, ses çıkartmadan arkasına geçip gözlerini kapattım. Sesimi kalınlaştırıp, "Ben kimim?" dedim. Kook ellerimi gözünden çekip bana baktı. "Lisa?!"

"Üzgünüm lütfen affet beni. Bak sana herşeyi anlatacağım tamam mı?"

"Im.. tamam. Gel otur." Yanındaki salıncağı oturmam için patpatladı. Herşeyi anlattım ama Bambam'la olan konuşmamız hariç. Kook; Dahyun ve Momo'yu tanıyordu. Onları tanıştırmıştım.

Anlattıktan sonra şaşkın şaşkın bana bakıyordu. Bende konuyu dağıtmak için soru sordum.

"Neden buluşmak istedin Kook?"

Transtan çıkmış gibi gözlerini kırpıştırıp, "Seninle konuşmam gereken önemli bir konu var."

"Hıhım, konuşalım." Gülümsedim. O da bana karşı gülümsedi ve salıncaktan kalkıp elini uzattı. Elini tuttum ve kalkmamda yardımcı oldu.

"Ne hakkında konuşa-" sözümü kesen şey dudaklarıydı. Beni şuan öpüyordu! O. ben. öpüşmek. Bir süre şoktan karşılık verememiştim. O yüzden benden ayrıldı.
(Yazarken utandım cidden😑)

"Şey özür dilerim Lisa. Haddimi aştıys-" bu seferde ben dudaklarımla onun sözünü kesmiştim.

Ayrıldığımızda utançtan yüzüne bakamıyordum. Jungkook yanağımdan öpüp, "2 gün sonra ödül töreninde görüşürüz Lisa." diyip gitti. Ben ise halâ arkasından bakıyordum...

~~~~~~~~~~~~~~~~~
(Ödül töreni geçmiştir.)

Kookie: çok güzelsin Lisa.

Pokpak: Teşekkür ederim sevgilim~

Kookie: Şimdi sen,
Aegyo mu yaptın?!

Pokpak: Evet oppa~~

Kookie: Lisa yapma kalbime iyi gelmiyor.

Pokpak: 미안 해요 oppa~
(özür dilerim oppa)

Kookie: Lisa bak şimdi oraya gelirim, görürsün 미안 해요 neymiş.

Pokpak: Aman oppa
gelme.

Kookie: o zaman şunu kes.

Pokpak: Tamam oppa~

Kookie çevrimdışı.

20 dakika sonra zil çalar. (Msknsknsknsnsjk)

-
-

Kıymetimi bilin günde iki bölüm attım kaknsjandjanjdnad. Oy verirseniz sevinirim. Cidden çok okunma veya oy olduğunda sevinçten yerimde tepiniyorum.

don't leave me || ℓιsкooк₁Место, где живут истории. Откройте их для себя