10. Bölüm" Ben korurum seni "

En başından başla
                                    

- Şşşş tamam geçti sakin ol. Ben yanındayım senin. Ben korurum seni.
Dedi başımı okşayarak.

- Ba..... Bana dokundu. Dedim hıçkırarak.

- Tamam sakin ol. Şimdi ağla tamam mı? Dök içini. Hem seni kimse de görmez böyle ağlarsan ben bile.
Dedi sıkıntılı bir şekilde soluyarak.

Nerden biliyor ki insanların içinde ağlamayı sevmediğimi.

O şekilde ne kadar kaldık bilmiyorum. Ama bir anda ikimizin de aklı başında geldi. Ve aniden ayrıldık birbirimizden. İkimizde ne yapacağını bilemez şekilde değişik hareketler yapıyorduk.
Utandım işte anlayın!:)

Sessizliği bozan Toprak oldu.
- Şu yüzünün haline bak. Bekle bende peçete olacaktı.
Deyip elini cebine attı.
Peceteyi çıkarıp kanayan dudağıma bastırmaya başladı.

Beni incitmemeye çalışıyordu. Gözleri gözlerime değdi bir an. İşte o an utançtan yerin dibine girdim. Hemen elinden alıp" ben yaparım "dedim.

- Gel bir revire gidelim. Sonra da bana şu şerefsiz kimmiş anlatırsın. Bunu da bırakalım burada gebersin. Dedi

Kolumu tuttu. Ve beni sürükleyerek yürümeye başladı. Kolumu sıkmıyordu. Sanki bana birşey olmasından korkuyormuş gibi.

Ben bileğimi elinden kurtarmaya çalışsam da güçsüz kollarım galip gelemiyordu Toprağın sinirle titreyen ellerine.

Ama böyle olmamalı. Biz bı anlaşma yapmıştık. Okulda kimse bilmeyecekti. Onun bu şekilde benim elimi tuttuğunu görürse eğer biri hiç de iyi olmaz.

Okulun arkasından henüz ayrılmamış sadece birkaç adım atmıştık.
Bileğimi kurtaramadım.
Son çare acıyla inledim.

- Toprak!!! Lütfen, lütfen bırak beni. Kimsenin görmemesi lazım lütfen.
Anlaşmıştık seninle.
Dedim yalvarır bir biçimde.

Bileğimi bıraktı hemen. Ellerini sinirle saçlarına geçirdi. Derin bı nefes aldı.
Bir elini beline koydu diğer eli saçında arkasını döndü. Birkaç defa daha derin nefes alıp hızla bana doğru döndü.

Döndüğünde gözlerime baktı. Toprak rengi gözlerini alev sarmış gibiydi.
Bir hışımla
- Neden!! Neden Eylül neden!
Diye bağırdı.

Bağırdığında sıçramıştım. Sanki yüreğime birşey saplandığını hissettim.

Ben daha ağzımı açmadan.

- Neden bana bunu yapıyorsun Eylül. Sen neden böylesin. Neden farklısın diğerlerinden. Ben niye senin ağladığını görünce böyle oluyorum.

Diye konuştu. Az önce aslan gibi kükreyen adam. Şimdi aniden sesini yumuşatmıştı. Bir bebek sesi gibi cılız ve yumuşakca konuştu. Ve çaresizce baktı gözlerime.

Ben birşey söyleyemiyordum. Sanki dilim lâl olmuş. Kalbim yanıyordu. İlk defa ,ilk defa bir adamın gözlerine bakmıştım. Ve ilk defa amcam ve süt kardeşim haricinde bir adama dokunmuştum.

Bu muydu bana bu hisleri veren. Yoksa o toprak rengi gözler mi?

Yaşadığım olay mıydı kalbimin çarpmasını sağlayan.
Yoksa daha önce hiç duymadığım sözler mi?

Sahi ne yapıyordu şuan yüreğim
Ritmini kaybetmiş bir şekilde bir adama mı sığınıyordu. Yoksa bunca yıl kurduğu hayalden mi vaz geçiyordu.

Nasıldı kardeşlerim. Walla bölümün yarısını geçen bölümden sonra gaza gelip yazdım. İnşAllah beğenirsiniz.

✓ Sizce Eylül ne hissediyor.
✓ Bundan sonra neler olacak.

Lütfen oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin.
Özellikle yorumlarınız beni çok motive ediyor.
Hatta yorumlardan konuşuyor daha sonra özelden sohbetlerimize devam ediyoruz. Öyle kardeşler edindim ki. Tam bir uhuvvet ortamı Elhamdülillah 🙏🙏🙏

Sizler de yorumlarınızı bildirin kardeş kardeş konuşalım.

Ve çok konuştum biliyorum ama bunu söylemeden edemeyeceğim. Gazze'de bir patlama sonucu 5 şehid 3 yaralimiz var.

Üzülüyorum, Kudüs'ümde yoldaşlarım, kardeşlerim onca acı çekerken ben burada oturuyorum ya işte buna üzülüyorum.

Acı çekiyorum o küçük çocuklar acı çekince bende acı çekiyorum.

Kıskanıyorum onlar şehid olurken ben burada oturuyorum ya işte o yüzden kıskanıyorum.

Ve en çok da utanıyorum yüzüm kızarıyor. Onlar Allahu ekber ! Diye haykırırken ben onları televizyondan izliyorum sadece iç geçiriyorum.
Şimdilik birşey gelmiyor elimden.
Rabbime yalvarıyorum seccademde. Af diliyorum. Ağlıyorum.
Ama bekle beni ey Kudüs, ey Suriye , ey Aksa'm bekle. Rabbim izin verirse geleceğim. O biliyor ya en büyük isteğim senin için cihad etmek. Senin için çalışmak. İnşAllah nasip eder.

Kardeşlerim benim sizden isteğim dua etmeniz. Lütfen, onların duaya ihtiyacı var. Bunu onlardan eksik etmeyin. Bizler sadece televizyondan izleyip cık cık cık demek için ümmeti Muhammed olmadık. Biz sadece bunun için kardeş demedik birbimize.

İsterseniz bundan fazlasını da yapabilirsiniz. Ben aciz bir kulum elimden gelenin en iyisini yapmaya duyurmaya çalışıyorum. Belki sen öğretmensin öğrencine anlatabilirsin. Yazarsın okuyucularına duyurabilirsin. Lütfen bunları esirgemeyelim.

Kudüs İslam'ın başkentidir. Kudüs bizimdir bizim kalacak Elhamdülillah. Ve Müslümanlar ile Yahudiler savaşmadan kıyamet kopmayacak. Arkasına saklandıkları ağaçlar bile onları ele verecek.
Şüphesiz Allah'ın vaadi gerçekleşecek. Bunun için sadece sabır. Allah'a emanet olun. Dualarda buluşmak dileğiyle.

 Dualarda buluşmak dileğiyle

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
SINIR |Tamamlandı|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin