11. Bölüm

5.7K 563 86
                                    

“Kimse yok mu?”

“Arkadaşların çok misafir pervermiş.”

“Bir yere kadar gitmişlerdir gelirler şimdi.”

“Beni buraya getirmek için mi kaçırdın?” Jongin arkadaşımın atölyesi var dediği şey oto tamirciden başka bir yer değildi.

“Ne zamandır bu şekilde dolanıyorsun. Duşa ihtiyacının olduğunu düşündüm.”

“Ne?” Jongin bana sırıtarak bakıp hemen yanındaki kolu aşağı indirdi. Sonra çığlık atarak karşıdaki araba yıkama makinesine doğru(şu bencilerdeki renkli aparatlar var ya onlardan lakjdl) koşmaya başladı. Oraya onunla birlikte koşmamı beklemiyordu değil mi? Ama koşmak zorunda kalmıştımıştım işte. Kolu indirmesiyle birlikte makineden sular fışkırmaya başlamıştı ve biz deli gibi ona doğru koşuyorduk. Jongin kahkahalarının eşliğinde fırçaların arasına soktu ikimizi. Siktir! Su çok soğuktu. Çığlık atarak uzak durmaya çalıştıkça Jongin belime yapışıp beni kollarıyla hapsetti. Belime sıkıca sarılıp gözlerini kapattı ve başını yukarı kaldırarak suyun yüzünü yıkamasına izin verdi. Onun bu haline gülerek daha çok sokuldum ve onun yaptığı gibi suyun yüzüme rahatça ulaşmasına imkan sağladım.

Karşımdaki yüzün hareket ettiğini hissettiğimde başımı indirip gözlerimi açtım. Jongin tam karşımda duruyordu. Yüzü bana o kadar yakındı ki bir an aynı havayı dönüşümlü soluduğumuzu bile düşündüm. Alnından çenesine doğru ilerleyen su tanelerini kıskandım, dudağının kıvrımından kayıp boynuna temas eden su damlası olmak istedim. O su damlalarını dudaklarımla kurutmak, içmek istedim. Islak kirpiklerinden gülümsesiyle bir kaç damla düştü. Alnını alnıma yaslayıp Aralığın soğuğuna rağmen sıcak olan nefesini yüzüme verdi. O an anlamıştım. Neden böyle hissettiğimi. Neden canımın yandığını, neden kalbimin hızlı çarptığını, neden onun yanında değiştiğimi ve mutlu olduğumu. Ben Jongin’e aşık olmuştum. Bunu şimdi fark ediyordum. Ondan ayrılmama kısa bir süre kala fark ediyordum. Gözlerimi ondan ayırıp bakmamaya çalıştım ama olmuyordu. Göz bebekleri beni kendine doğru çekiyordu.

Arkamda hissettiğim ıslak, yapış yapış ve gıdıklayıcı hisle çığlık atarak yerimde sıçradım. Gözlerimi bir anlık kapamıştım ve tekrar açtığımda Jongin bana az öncekinden daha yakındı. Makinenin birbirine yaklaşan fırçaları bizi birbirimize daha da yakınlaştırmıştı. Dudaklarımdaki ıslaklıkla soğuk su vücuduma değdiğinde titrediğimden daha fazla titredim. Jongin’in dudakları davetsiz bir şekilde dudaklarımı emerken. Heykele dönüştüğümü hissettim. Hissettiğim şey birleşen dudaklarımız ve Jongin’in daha sıkı tuttuğu elimdi. Fırçalar arkamızı tarayıp birbirinden tekrar uzaklaştığında duyduğumuz üçüncü sesle irkilerek birbirimizden ayrıldık.

“Araba yıkama ünitemin içinde neden seviştiğinizi sorabilir miyim?” utanmama ve Jongin’in beni neden öptüğünü anlamama zaman kalmadan bileğimdeki acıyla Jongin tarafından çekilmeye başlandım.

“Baekhyun!” Jongin hızla ona yaklaşıp kolunu özlemle ona doladı. Neden içimde kıskançlık dürtüsü oluşmuştu ki? Az önce bizi öpüşürken görmüştü ve şu an elele tutuşuyorduk. Kesinlikle 2-0 öndeydim. O beni kıskanmalıydı.

“Seni o kadar çok özledim ki.” Baekhyun dediği çocuk ondan ayrılarak gözlerini üzerimde gezdirdi. Jongin bunu fark etmiş olacak ki beni tanıştırma gereği duydu.

“Bu Luhan. Son bir kaç gündür kaçmamda bana yardım ediyor.” Beni kaçıran birine beni kaçırması için yardım ettiğimi hatırlatıp kendime yine aynı soruyu sormadan edememiştim. Benim burada ne bok işim var?

“Buradan bakınca daha çok eğlenmende yardım ediyormuş gibi.” Cehennemin dibine git Baekhyun.

“Rehinem çok kullanışlı.” Kelepçelerden kurtulunca yapmak istediğim şeyleri tekrar aklımdan geçirdim. “Chanyeol nerde?”

Coincidental HostageHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin