4.Bölüm

237 55 152
                                    

-Günümüz-
Kolumun tutulmasıyla olduğum yerde kala kalmıştım.
"Açıklama bekliyorum,Asya." İlk defa ismimi söylemişti.Hayatımda bir insanın ismimi söyleyişine bu kadar sevineceğimi düşünmezdim,bir taraftan da sümüklü lakabına alışacağımı!

"Ne tesadüf ben de.Ama bir açıklama yapması gereken kişi senken benden bir açıklama beklemen çok saçma.salak ayağına yatıyor ya da beni salak yerine koyuyorsun!"

Çok sinirlenmiştim.Kulağıma gelen derin nefes alış-veriş sesleri ise tek sinirlenenin benim olmadığını anlatıyor gibiydi.

"Bak düzgünce soruyorum bir daha ne ceketi?"

Kendini sakinleştirmeye çalıştığı çok belliydi.Eğer ben daha fazla üzerine gidersem kırmızı pelerin görmüş boğanın gazabına uğrayan adam olabilirdim daha doğrusu kadın her neyse,şuan konumuz bu değil.

"Senin bana İnciler caddesinde verdiğin ceketten bahsediyorum."

O an gözlerinde öyle bir nefret dalgası yayıldı ki,hayal ürünü değil somut olduğuna yemin bile edebilirdim.Bu çocuk Ayzaymır flndı galiba bana verdiği ceketi unutuyordu!

"Tamam ver ceketi."

"Açıkla-"

lafımı bitirmeden Özgür'ün elimdeki ceketi alıp hızla ilerleyişi bir olmuştu.Çocuğun açıkla lafıyla ne alıp veremediği varsa artık her duyduğunda ya kaçıyor ya kızıyordu.

Bu iş ciddi manada zaman ilerledikçe karışıyordu.
Ben ise pusulasız bir gemi gibi yolumu bulamıyor,aramaya ise nereden başlayacağımı bilmiyordum.

Özgür okulun dışına doğru ilerlemeye başlamıştı. Belki de o benim gemimin pusulası olabilirdi.
Aklımdaki ampullerin yanmasıyla birlikte ben de onu takip etmeye başlamıştım.Ama gerçektende gözü hiçbir şey görmüyordu.

Normal zamanda olsa belki de benim varlığımı hissedebilirdi.

Okulun çıkışına yaklaştığımızda güvenlik görevlisinin uyuduğunu fark etmemle rahatlamıştım.
Özgür elini cebine atıp cebinden araba anahtarına benzer birşey çıkartmıştı.Biraz uzağımda kalıyordu ama miyop olmama rağmen yinede ne yaptığını seçebiliyordum.Karşısındaki arabaya elindeki anahtarı doğrultmulş ve kilitlerini açmıştı.Bu araba Özgür'ün müydü?

Ben uzaktan izlemekle yetinirken adam arabasına binip hızla çalıştırmış gitmişti.

Daha doğrusu gidememişti.
Kader yüzüme gülmüştü galiba.Anladığım kadarıyla 2 metre bile ilerlemeden arabanın tekeri patlamıştı.Özgür'ün arabadan inişi,tekere hunharca dalışı benim stresten arkasına saklandığım ağaçla bütünleşişim hepsi bir anda olmuştu.

En önemlisi ise o arabayla giderse ben nasıl onu takip edecektim.Tabiki aklınıza taksi gelmişti ama benim parayı bırakın telefonum bile yanımda değildi.

Çaresizliğim içimdeki aptal düşünceleri tetiklemişti.Bu düşünceler tabiki gidip Özgür'ün arabasına gizlice girmek değildi!

Arabadan baya bir uzaklaşmış telefonda biriyle konuşuyordu.
Aklımdan geçenler bir delilik olsa da yapacaktım.

Arabanın arka kapısına sessizce ilerliyor bir taraftanda Özgür'ü kontrol ediyordum.Arabanın şoför kapısı açıktı ama açıkcası o kadarda delirmemiştim.Diğer tarafın arka kapısından kendimi içeri fırlatmıştım.Ve şuan arabadaydım.Kalbim Ramazan davulu gibi gümbürdüyordu.

KİMSESİZLİĞİN GÖLGESİNDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin