Bölüm 16

132 14 13
                                    

"Bir insanın sınırlarını, çevresindeki insanların sınırları belirler..."

Yoğun bir gün geçirmiştim iş yerinde. Eve gidip Sen'i görmek istiyordum. Onunla vakit geçirmek beni dinlendiriyordu. Evde birinin beni bekliyor oluşu benim için beklenmedik bir şeydi. Ancak insan güzel olan şeylere çabuk alışıyor değil mi?

Evime bir iki blok kalmıştı ki, arkamdan bir ses duydum. Bu tanıdık sese kulak vermeyip, evime yürümek ve karımı görmek istiyordum. Huzurlu bir şekilde dizlerine kafamı koyacak ve saçlarımı okşarken uyuyakalacaktım. Ancak tabii ki de her zamanki gibi işler kurguladığım gibi gitmedi. Cevap vermeden yürümeye devam ederken, tanıdık sesin sahibi elini omzuma attı arkadan ve sıkıca kavrayarak beni kendine çevirdi.

Yüksek ve coşkulu bir ses ile "Sen duymuyor musun beni" dedi Son Yarış. "Ne oldu?" diye söylendim.

-Ooo... Artık evlisin tabii, yüzümüze bakmaz oldun! Hahaha!

-Sadece yorgunum... Eve gidip uyuyacağım.

Yüzünü bana yaklaştırıp, inanmamışçasına "Sadece uyuyacak mısın?" dedi imalı bir biçimde. Yüzüne bir süre bıkmış bir şekilde baktıktan sonra "Hoşça kal..." deyip arkamı döndüm. Tam yürümeye yelteniyordum ki, koşarak önüme geçti. Yine eliyle omzumu kavrayıp "Bugün eve biraz geç git." dedi.

-Zaten işten geç çıktım. Karımı görmek istiyorum. Yeni evliyim ben, öyle çok rahatsız edilmez yeni evliler. Bilmiyor musun bunu?

-Ama sana ihtiyacım var! Bugün uzaktan kuzenimin düğünü var. Oraya yalnız gidemem. Zaten tüm ailem benim araba düşkünü bir psikopat olduğumu düşünüyor. Eğer düğüne yalnız gidersem sanki hiç arkadaşı olmayan bir ezik gibi görünürüm.

-Peki, Satır'a söyle o zaman.

-Olmaz. Satır çok sinirlidir. Orada kalabalıktan rahatsız olursa birden çekip gidebilir.

-Peki, Gölge'ye söyle o zaman.

-Düğüne siyahi bir kadın mı getireyim? Delirdin mi sen? Ailem bu tarz modern şeylere çok uzaktır. Onlar daha kendi ırklarını bile kabullenememişler, bir de Gölge'yi mi kabullenecekler!

-O zaman sen Piyanist'i götür.

-Sen gerçekten bugün benimle dalga geçiyorsun. Küçücük çocuğu en yakın arkadaşım olarak götürürsem herkes bana güler.

-İnan bana, geçen de bunu onunla konuştum. Küçük falan değil o çocuk. Sadece psikopat... Aslında Sen de öylesin... Kimin ne düşündüğü neden bu kadar önemli ki senin için? Sen insanların düşüncelerini önemsemezsin. Sen sadece manyaksın, bunu biliyorsun... Bunu herkes biliyor... Muhtemelen ailen de biliyor...

-Ne olduğumu biliyorum Hasta Katil... Sadece olduğum gibi görünmemeye çalışıyorum. Hem Sen sana bir şans verdiğinde ben sana yardım etmiştim.

Bunu duyunca biraz düşündüm. Her ne kadar akli dengesi bozuk ve sadist bir adrenalin bağımlısı olsa da doğru noktaya değiniyordu. O bana yardım etmişti. İhtiyacım olduğunda oradaydı. Bu nedenle kendimi borçlu hissettim ona karşı.

"Tamam." dedim. "Gelirim seninle, ancak fazla kalamam haberin olsun."

"Anlaştık!" diye bağırdı. "Sen gerçekten bizim grupta en sevdiğim kişisin."

Arabaya doğru yürümeye başladık. Bir elini omzuma atıp sıkıca kendine çekti. "Kardeşim benim be!" diye bağırdı.

Arabaya bindiğim gibi emniyet kemerini taktım. Son Yarış'ın arabayı çok hızlı kullanacağını biliyordum. Gerçi bu zırhlı ve devasa araba, kazalardan pek etkilenecek gibi durmuyordu ancak her zaman tedbirli davranmakta yarar vardır.

Hasta KatilHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin