Bölüm 14

135 14 1
                                    

"inançlarımız uğruna feda ettiğimiz değerler cesaretimizi, değerler için feda ettiğimiz inançlarımız korkaklığımızı arttırır."

Okulun boş bahçesinde bekliyordum. Tek bir kişi bile yoktu benim dışımda. Bahçede, okul binasının girişini gören bir banka oturdum.

Bir süre bekledikten sonra zil çaldı. Küçük çocuklar çılgınlar gibi her bir yöne fırladı. Arkalarından Sen çıktı. Çıkar çıkmaz uzaktan beni gördü.

Şaşkın bakışlarla yüzüme baktı. Sonra şaşkınlığı öfkeye dönüştü. Bana doğru hızlı adımlarla yaklaştı. Geldiğini görünce ayağa kalktım. Ben de ona doğru yürüdüm.

Birbirimize yaklaştığımızda yüzüme sert bir tokat attı. Şaşırdım ama şoku çabuk atlattım. İçimden bir ses bunun olabileceğini söylüyordu.

Suçlayıcı bir bakışla "Öğrencilerinin önünde şiddete başvurmamalısın." dedim. Bu şekilde bir cümle beklemiyor olacak ki, işaret parmağıyla kızarak "Sus! Yoksa diğer yanağını da kızartırım!" diye tehdit etti.

-Öncelikle açıklama yapmama izin ver.

-Ne açıklaması be adam! Beni bırakıp gittin! Ne kadar üzdüğünün farkında mısın?

-Bak, eğer sorunlarımı çözmeseydim ve devam etseydik, sana aşık olacaktım ve bu aşk ikimize de zarar verirdi.

-Neden? Bağlanma problemin mi var? Korkuyor musun aşık olmaktan?

-Bağlanma korkusu değil, ölüm korkusu bu.

-Ne ölümü?

-Tam olarak açıklayamam ama şunu söyleyebilirim, sorunlarımı hallettim. Artık hiçbir engel yok birlikte olmamız için.

-Var! Şöyle bir sorun var: Ben sana güvenmiyorum artık. Nereden bileyim beni bir daha bırakıp gitmeyeceğini.

-Sana söz verdiğim gibi geri döndüm değil mi?

Bir an duraksadı. O sessiz kalırken zil çaldı. Öğrenciler birer ikişer okul binasına girmeye başladı.

Gözlerimin içine baktı. Sert bir yüz ifadesi takındı. "Bu akşam aynı barda saat sekizde buluşalım. Bu sefer beni bırakıp gitmemeye çalış. Eğer bu sefer de öyle bir şey yaparsan, yemin ederim bir daha yüzümü göremezsin!" dedi.

Arkasını dönüp ne söyleyeceğimi beklemeden gitti. Sanırım öğrencilerinin önünde daha fazla tartışmak istemedi. Böylece kardeşlerim bir şans daha elde etmiş oldum.

Hızlı adımlarla okulun bahçesinden dışarı çıktım. Çıkışta arabasıyla beni Son Yarış bekliyordu. Arabaya bindim. Meraklı gözlerle "Eee nedir durum?" diye sordu.

Ona doğru dönüp "Sanırım bana bir şans daha verdi." dedim.

Arabanın içinde çıldırmış gibi zıplamaya başladı. "İşte bu! İşte bu!" diye çığlık atıyordu.

Omzundan tutup koltuğa sabitledim. Ben de en az onun kadar heyecanlıydım, ancak şimdi zafer sarhoşu olmak için fazla erkendi.

Ciddi bir tavır takınıp "Bir konuda yardımın lazım." dedim.

-Tabii ki de ne olursa dostum.

-Saçımı nasıl senin gibi dik ve havalı yapabilirim?

Hasta KatilHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin