(3.BÖLÜM) Sözleşme ✴

5.6K 206 12
                                    

Zaman kavramını yitirmişti.Saniyeler dakikaların,dakikalar da saatlerin üzerine devrilip önümde birikirken Erdener denen şahsiyetle hala aynı odadaydık.Evime nasıl girdiğini bilmiyordum,kapıdaki korumaları saymıyorum bile.Odanın ortasında dikilmiş bana keskin bakışlarıyla bakıyordu.Şuan burası ne benim odam ne de evimdi.Buraya o baş belası zorba gelince adeta bir cehennem haline dönüşmüştü.Onun bakışlarındaki keskinlik korkumu kat be kat artırıyordu.

Bi an önce bu düşüncelerimden sıyrılıp masanın üzerinde duran siyah dosyaya baktım.Bakışlarımın masaya odaklandığını anlayınca dosyayı küçük cam sehpanın üzerinden alıp bana doğru itti.

"Bunlar ne?" dedim şaşırmış ifademle yüzüne bakıyordum.O ise umursamaz bir şekilde yatağın yanındaki sandalyeye oturarak,

"Seninle bir sözleşme imzalayacağız"dedi bana nefretle bakıyordu.Ona ne yapmıştım ki bu kadar nefret doluydu bakışları.

İçimdeki öfke kaynamaya başlayınca, kollarımı iki yana açtım.

"Bu ne şimdi? Ne saçmalıyorsun sen? Benimle oyun mu oynuyorsun? Seninle sözleşme falan imzalamak istemiyorum."

Gözlerindeki hiddet beni hazırlıksız yakalasada duruşumu bozmadım.Asıl düşüncelerimi yansıtmak yerine kurduğum keskin cümlelerin sonuçları her zaman ağır olmuştu ve ben akıllanmak nedir bilmeyen biriydim.O sözleşmeyi ne olursa olsun imzalamayacaktım.

Erdener kollarını göğsünde birleştirdi,yüzü kaskatıydı.İyice sinirlendirmiştim onu.

"Evet,"dedi beni şaşırtarak."Aslında haklısın.Seninle niye uğraşıyorum ki?

Eline komidinin üstünde duran çerçeveyi aldı.Bana değil fotoğrafa bakıyordu ve bu sayede onun profilini daha net görebiliyordum.Kirli sakalın güzelleştirdiği o etkiliyici yüzünü sert gösteren çekici bir kemik yapısına sahipti.Düzgün bir burnu vardı ve ne çok dolgun ne de çok ince dudakları tabloyu tamamlıyordu. Gölgelerin düştüğü saçları siyahın tonlarıydı.
Ve gözleri...
Gözlerinin kahvesini durduğum yerden seçebiliyordum.Ölüm saçan canlı koyu bir renkti.

Bakışlarını bana çevirdi.
"Eminim ki sevgili ailen seve seve senin yerine geçer."derken gayet duygusuz ve sert bir ses tonu kullanmıştı."Senin hakkında herşeyi biliyorum Arven.Abini kaybettiğini,annen ve babanın seni terk ettiğini bir başına burda kimsesiz ..."

"Yeter.! Sus."Söylediği şeyler ile neye uğradığımı şaşırmıştım.O da bu halimi hemen fark etmişti.

"Eğer o sözleşmeyi imzalamazsan tek ilgilendiğim şey sahip olduğun herşeyi yavaş yavaş elinden alıp seni mahvetmek olur."

Bir an onun yüzünde sahne alan acımasızlığa tanık olan gözlerim elinde tuttuğu çerçevedeki fotoğrafa yöneldi.Pes edecek değildim, öylece kabullenmek kesinlikle bana göre değildi.Bu adamın karşısında şansımın az olduğunun da farkındaydım.Söz konusu ailem ve söylediklerinde çok ciddi olan o adam.Çaresizliğin dibine vurmuştum.Tek yapmam gereken o lanet olası kağıdı imzalamaktı.

Ne kadar dirensemde gözlerimden akan yaşı durduramıyordum.Onun karşısında ağlayarak gücünün bende bıraktığı etkinin onu mutlu etmesini istemiyordum fakat gözyaşlarım da ki yaşlar bana ihanet edercesine akmaya devam ediyordu.

Derin bir nefes alarak dudaklarımdan yavaşça süzülen su damlalarını tenimle izledim.Onlarında sonu vardı ve elbet bu sözleşmenin de sonu olacaktı.

"Tamam o lanet olası sözleşmeyi İmzalayacağım."Bunu sert ve kendimden emin bir sese bürünerek söylemiştim.

"Bende öyle düşünüyordum"dedi dudaklarından alaycı bir sırıtma belirdi.

Soğuk PatenlerWhere stories live. Discover now