(6.BÖLÜM) Bana aitsin ✴

5.8K 186 13
                                    

Erdener Arven'in dalgın halini bir kez daha fark etti. Uzun uzun onu izledi. Aklından geçenleri bilmek için herşeyi yapabilirdi. Ama Arven kapalı bir kutu gibiydi. İstediği herşeye kolayca ulaşabiliyor oluşu, Arven'in çözülemez oluşunu daha da ilginç kılıyordu onun için. Bu kız da derin birşeyler vardı. Farklı bir şeyler.

Arven'i daldığı yerden çıkarmak ister gibi

"Kalkıyoruz" dedi çatık kaşları ile.

Çünkü Arven'in düşündüğü ve Erdener'in ne düşündüğünü bilemediği her saniye onu çıldırtıyordu.

Korumalara dönüp "Arabamı hazırlatın," emrini verdikten sonra Arven'e döndü.

.....

Başımı sallayarak kahvaltı masasından kalktığım esnada Erdener'in anlam veremediğim yüz ifadesiyle beni izlediğini gördüm.

"Beyaz yakışmış" dedi ifadesiz bir sesle

Onu görmenin heyecanıyla bu konuyu unutmuştum. Gerçekten de bu adamın kadınları hipnotize etme gibi bir yetisi olmalıydı.

"Bütün bu kıyafetlere gerek yoktu. Haftasonu kendi şahsi eşyalarımı alacaktım zaten. Ayrıca bana ayrılan kıyafetlerin kaç yüz dolar olduğu hakkında bir fikrin var mı? Ses tonumda hissedilebilir bir sinir ile sormuştum.

"Hayır olması mı gerekiyor?" Diye sordu yüzündeki soğuk ifadeyi koruyarak.

"İşte sorun da bu. Aldığın kıyafetlerin ne kadar olduğunu bile bilmiyorsun hatta umursamıyorsun. Senin için bir kaç parça hazırlatacağım dediğin kıyafetler bunlar mıydı?"

"Hayır. Bunlar bugün kullanman için alınmış olanlar. Yarın çıktığımızda, gittiğimiz mağazalardan üç ay boyunca giymeni istediğim kıyafetlerini alacaksın."dedi

Şuan o kadar umursamazdı ki. Bu hali benim bir kat daha sinirlenmeme sebep olmuştu.

"Şaka yapıyor olmalısın. Yaşam tarzıma müdahale etme hakkını nerden buluyorsun?" Hiçbirini kabul etmiyorum!"

Sonlara doğru elimde olmadan ses tonum yükselmişti. Erdener yüzündeki donuk ifadeyi bozmadan yavaş bir kaç adım ile bana yaklaşmaya başladı bu esnada gözlerini yüzümden ayırmıyordu. Şuan aramızda yarım metreden az bir mesafe kalmıştı. Kalp atışlarım o kadar hızlanmıştı ki umarım Erdener bunu duymuyordur diye geçiriyordum aklımdan.

Erdener'den yayılan sıcaklık ve sert erkeksi kokusu başımı döndürüyordu. Belime koyduğu eliyle beni kendine döndürüp sabitledi. Etrafta tutunacak birşeyler var mı diye düşündüm. Çünkü dizlerim şuan beni taşıyamayabilirdi. Ancak buna rağmen Erdener karşısında bir dağ gibi yıkılmaz ve heybetli duruşuma ben bile şaşırmıştım.

Yavaşca elini belimden çekip konuşmaya başladı,

"Ben hayatımda ucuz ve gösterişsiz olan hiçbir şeyi sevmem Arven. Buna yanımda ki insanlar ve onlara ait olan herşey de dahil. Benimle bir sözleşme imzaladın. Benim yanımda olmayı, asistanım olarak çalışmayı kabul ettin. İşte tam da bu nedenle üç ay boyunca bana aitsin. Benimsin. Buna giydiğin kıyafetler, yediğin yemekler hatta söylediğin kelimeler yaptığın hareketler de dahil. Onun için ben ne dersem onu yapmak zorundasın, seni hangi kıyafet içinde nasıl görmek istiyorsam tıpkı o şekilde olacaksın.
Ve istediğim herşeyi ben alacağım. Sende kabul edeceksin. Bu benim sözleşmem Arven. Öyle değil mi?"Bu soruyu sorarken gözlerini bir milim bile oynatmadan bana sabitlemişti.

"Evet" diyebildim fısıltı gibi

Erdener haklıydı. Başka ne olabilirdi ki. Bu adam hükmetmeyi seven bir adamdı. O, kendisi başlı başına bir markaydı. Ve kendisi gibi olmayan, görünmeyen hiçbir şeye tahammülü yoktu. İstemeyerek de olsa ben bu sözleşmeyi imzalayarak baştan dahil olmuştum bu duruma. Bu üç ay Erdener'e aittim ve o ne istiyorsa nasıl istiyorsa öyle olacaktı. Şimdi bu kurallara uymaktan başka yapabileceğim birşey yoktu.

Soğuk PatenlerWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu