(9. BÖLÜM) Benim Ateşim ✴

6.4K 257 99
                                    

Kapıyı açan Suzan Hanım bizi her zamanki gibi güler yüzle karşılarken, Erdener ona aldırmadan, " Doktor nerede?" diye sordu.

"Oturma odasında sizi bekliyor efendim. "

Erdener cevabı aldığı gibi hızla kolumdan tutup salona yönelirken birden duraksadım. Başımdaki ağrı şiddetini arttırmaya devam ediyordu. Salona yaklaştığım her adımda Erdenerin hızla nefes alıp verişini daha net duyuyordum. Vücudumda kalan son güçle çektiğim hava ciğerlerimi rahata kavuştururken kendimi, beni bu hale düşürmüş olan adamın bedenimi sıkıca tutan kollarına bıraktım. Başım kolundan kayıp boşluğa düşerek sallanırken, kollarım da iki yana düşmüştü ve gözlerim karanlığa büründü.

Kucağında, yarattığı enkazla kalan adam korkudan buz kesmiş parmaklarıyla enkazına can vermeye çalışıyordu.

* * *

Çaresizliğin sızısı göğüs kafesimde yerini alırken, ağırlaşmış gözkapaklarımı yavaşça araladım ve bir an boş bakışlarım tavana takıldı. Oysa gözkapaklarım gözlerime örtülmeden hemen önce Erdener'in buzdan soğuk ellerini bedenimi sardığı anı hatırlıyorum. Kendime tam olarak geldiğim söylenemezdi ama elimi saçıma götürdüğümde saç diplerimin terlediğini anlayacak kadar uyanıktım. Başımdaki yara sargı bezi ile sarılmış gerekli muayene de yapılmıştı.

Yatağın üstünde, yorganın altındaydım. Buraya nasıl geldim, Erdener mi beni taşımıştı bilmiyordum ama daha önce oldukça çekici gelen yatak şu an alevler içindeymiş gibi görünüyordu bana. Sızlayan başım doğrulmamı zorlaştırırken bacaklarımı güçlükle yataktan sarkıttım ve bir süre kendine gelmeye çalıştım.

Hava kararmıştı ve odayı gece lambaları aydınlatıyordu. Çantam nerede diye gözlerimle etrafı tararken komidinin yanında olduğunu gördüm. Ağır adımlarla ulaşmaya çalıştığım çantam bana on kilometre uzak gelirken, başımda artan sızı bilincimle adeta oyun oynuyor gibiydi. Kendimi yorgun hissediyordum ve yerdeki çantamı kaldıracak dermanım yoktu. Komidinden destek alıp bir dizimi kırarak yere çöktüm, çantamın içinden telefonumu ararken odama yansıyan araba farları ve hareketlilik dikkatimi çekti. Yavaşça olduğum yerden kalkıp pencereye doğru yöneldim.

Kapıdaki korumalar bir hayli fazlaydı buda beni germişti. Uğultulu kalabalığın sessizliği beni korkutuyordu. Tüm cesaretimi toplayıp üst kata çıkmaya karar verdim. Acıkmıştım ve tek dileğim Erdener'le karşılaşmamaktı. Kafamın içindeki düşünceleri susturup elimi kapının kulpuna attım. Dudaklarım düz bir çizgi halini aldığında olabildiğince sessiz olmaya da gayret gösterdim. Bedenimin yarısı dışarı çıktığında kulaklarımın tanıdık sese şahitlik ettiğini duydum.

"Bitirin işini, arkada iz bırakmayın."

Dudaklarım aralık kaldığında bedenim olduğu yerde kaskatı kesildi. " Ne demek işini bitirin ? Kahretsin ! Erdener yine her zaman ki gibi kasvetli havasına bürünmüştü. Karanlık sis bulutları bir çarşaf gibi serilmişti yine bedenine.

Arkamı dönmeli miydim, yoksa hiç umursamadan geri adım atmak daha mı güvenli olurdu bilemiyordum. Gözlerimi sımsıkı yumdum ve içimdeki o sese kulak verip arkamı döndüm.

"Arven Hanım iyi misiniz?" Cesaretimi kaybetmemeye çalışırken bu yabancı adamın adımı nereden bildiğini merak ettim. Adam şaşkınlığımı anladığında konuşmaya devam etti.

"Ben, Erdener Bey'in çalışanıyım. "

Kapıma korumalarından birini dikmişti. Kulağıma dolan sesler anlamsız bir gürültü halini alırken,

"Neler oluyor?" dedim. Bu karanlık kalabalığın bir anlamı olmalıydı.

Düşüncelerimden arınmamı sağlayan şey merdivenlerden gelen ayak sesleri oldu. Bakışlarımı sesin geldiği yöne çevirdim. Erdener tam karşımda duruyordu. Her zaman ki gibi siyah takım elbise üzerindeydi ve enfes görünüyordu. Kızıl kahveler gözlerimi esir alırken, elimi yerinden çıkacakmış gibi atan kalbimin üzerine koydum. Bende böyle bir etki yaratması sinirimi bozuyordu ama hoşuma da gidiyordu.

Je hebt het einde van de gepubliceerde delen bereikt.

⏰ Laatst bijgewerkt: Aug 27, 2020 ⏰

Voeg dit verhaal toe aan je bibliotheek om op de hoogte gebracht te worden van nieuwe delen!

Soğuk PatenlerWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu