13

21.7K 905 27
                                    


Karanlık göz kapaklarımda dolaşmaya devam ederken yavaşça uzaktan, derinlerden sesler yükselmeye başlıyordu. Önce boğuk ve uzaktan gelen sesler git gide yakınlaşıyor ve anlam kazanmaya başlıyordu. Gözlerimi açmaya çekiniyordum çünkü bu sesler yabancı gelmiyordu.

''Artık hepsi kim olduğumu biliyor, daha fazla devam edemem, onu da alıp gideceğim.''

''Dostum, bir anlaşmamız var. Sen bu anlaşmayı bozarsan neler olur neler, değil mi? Zaten maceramızın tam doruk noktasındayız, bence daha fazlasını istemezsin.'' dedi o tanıdık ses.

Çağlar.

Gözlerimi yavaşça aralayıp etrafıma baktım. Bir odada öylece uzanıyordum. Başım kapıya dönük olduğu için salon olduğunu tahmin ettiğim geniş bir alanı görebiliyordum. Kapının diğer tarafında Kuthan, Sıla'nın kolunu tutmuş bir şeyler söylüyor, Sıla ısrarla ondan uzaklaşmaya çalışıyordu. Birimin saçlarımı okşamasıyla irkildim.

''Oo, günaydın prenses.'' 

''Çek ellerini üzerimden.'' Ani bir hareketle yattığım yerden kalktım.

''Tamam, tamam.'' ellerini havaya kaldırdı. ''Ama yerinde olsam hareketlerime dikkat ederdim.'' eliyle başka bir odayı işaret ettiğinde elleri ve ayakları bağlanmış, baygın haldeki Koray'ı gördüm.

''Koray?!'' Koşarak kardeşime ulaştım. 

''Abla?'' Kısık ve zorlukla çıkan sesi karşısında ellerim titremeye başlamıştı. Bileklerindeki ipleri çözmeye çalışıyordum fakat hiçbir etkisi olmuyordu.

''Biliyor musun? Artık gerçekten sinirlenmeye başlıyorum. Bu iş fazlasıyla uzadı. Böyle sonsuza kadar kovalamaca oynayamayız ki, benim başka işlerim de var. Aramızdaki engelleri ortadan kaldırmaya karar verdim. Tamamen. Yani demek istediğim, tamamen.'' Eliyle boynunu kesiyormuş gibi bir hareket yaptı.

''Hayır.'' dedim sinirle.

''Baktım ki konuşarak anlaşamayacağız. Ben de bu yönteme geçmek zorunda kaldım.'' 

''Bırak onu gitsin.'' dedim ağlamaklı bir sesle. 

''Koray'ı gönderin.'' dediğinde tüm sesi evde yankılandı. Tanımadığım iki kişi gelip Koray'ı kaldırdı ve götürdü. Tam peşlerinden giderken Çağlar beni kolumdan tuttu.

''Sen değil.'' Gözlerinin içine baktım.

''Koray'ın gitmesini istiyorsan sen burada kalacaksın. Yalnız da değilsin bak hem Sıla da var.''

Bir anda salondan bağırışlar yükselmeye başladı.

''Ne oluyor orada?'' Salona ilerlediğimde önce Sıla'ya baktım. Çok korktuğu her halinden belliydi. Kuthan ise başında dikiliyor, gözünü ondan ayırmıyordu. Muhtemelen Sıla da bu gerçeği benimle birlikte öğrenmişti. 

''Bunu bahçede sizi izlerken yakaladım.''

''Bu mu? Sensin lan bu, dağıtırım senin ağzını yüzünü.''

''Yağmur?'' dedim. Kolunu çocuğun elinden kurtardıktan sonra bana bakıp omuz silkti.

''Ne güzel işte bak, artık hem Sıla hem de Yağmur var. Hazır tüm 'kankilerin' buradayken tadını çıkar.'' dedi ve uzaklaştı Çağlar. 

Yağmur benim yanıma geldiğinde Sıla ve Kuthan da bize doğru ilerledi.

''İkinizin de odası ayrı, gündüz istediğinizi yapın. Akşamları Çağlar ne derse o. Evde bir sürü adam var, kaçmaya çalışmanız hiç iyi olmaz.'' tam arkasını dönüp giderken

Yaz AşkımWhere stories live. Discover now