15.Bölüm

743 19 1
                                    

Askolar :D yb geldi :D iyi okumalaar :D bol bol vote ve yorum lütfen beybiler <3 sizi seviyorum :D neyse bu kadar yeter :D multimedyada nora var :)

Kulaklarım uğulduyor,derin nefesler alıp veriyordum. hayretle gözlerimi daha çok açtım ve karşındakinin gerçek olup olmadığını anlamaya çalıştım

bana bir adım daha yaklaştı korkudan ayaklarım çözüldü ve yere yığıldım.

korkmuş gözlerle karşımdaki kıza bakarken kafasını bana çevirdi

-k... kimsin sen?

- anna dedi kısık sesle. hala birbirimize  boş gözlerle bakarken banyonun kapısı açıldı. ve içeri stephan girdi.

Stephan Anna sürtüğünü fark eder etmez yavaş bir şekilde dışarı çıktı.  beni neden bıraktı diye düşünürken steph tekrar içeri girdi elinde demir bir sopayla ben ne yapacağını düşünürken birden anna'nın boyuna sopayı geçirdi.

- seni sürtük diye bağırdı ve tekrar geçirdi üçüncü vuruşunda ananın kafası bedenimden ayrıldı ve yere yuvarlandı şok olmuş bir ifadeyle Stephan'a bakıyorum acaba içine bişey mi girmişti?

Stephan ananın saçlarından tuttu ve kafasını yerden kaldırdı

-Ahahahahah şu beyaz yüzünü biraz renk gelsin dimi dedi  ve kafasını klozete için içine batırdı bir yandan saçları tutuyor bir yandan da kahkaha atıyordu Stephan'ı ilk defa bu haliyle görüyordum hızla kafasını klozetten çıkarttı ve yere attı stephan arkasını dönmüş ellerini yıkarken ben Anna'nın kafasına ve yerde kan içinde kalmış beyaz elbisesine odaklamıştım.. sürtük ormanda yaşattıkları yetmemiş birde banyoma girmişti stephan havlumu aldı ve bana doğru geldi

- nora banyo dan çık seninle konuşmamız gerek dedi ve banyodan çıktı. korkak bi şekilde havluyu giydim üstüme kafamı sağa çevirip yere bakınca çığlık attım anna yoktu!

yerde ne kan vardı ne de anna! 2 dakika sonra yatak odasından ananın yerde yattığı yere güneş vurduğunu fark ettim. sanırım güneşten dolayı kaybolmuştu ya da ben öyle düşünüyordum

yatak odasına ilerledim üzerime bişeyler giydim saçlarımı salık bıraktım ve aşağı indim Stephan kek malzemelerini bir kaba koymuş çırpıyordu.

- evden atıldım artık burdayım...

gözlerimi devirerek ona baktım

- ne eğer istemiyorsan Isabel'lere de gidebilirim

masanın üstündeki plastik meyvelerden birini Stephan'ın kafasına atınca gülerek bir küfür savurdu

- saçmalama steph! bu arada isabell nerde?

- birkaç kişi varmış gelir akşama doğru

çırpma işlemi bittikten sonra fırına koyduk keki nescafeleride hazırladıktan sonra oturma odasına geçtik ve güzel bir komedi filmi açtık

########

2 saat sonunda filmi bitirmiştik Stephan ne kadar gülse de ben hiç bir sahnede tebessüm bile etmemiştim

-Adrian'dan haber var mı diye sordum bir anda

hayır der gibi başını salladı.

o sırada kapı çaldı koşup kapıyı açtım isabell elinde tuborg,jack daniels şişeler ile gelmişti bir şey söylemeden içeri girdi kafa dağıtmak iyi olabilirdi

bir kase mısır patlattım cipsleri ve alkolleri  alarak içeriye gittik

stephan rihanna pour it up şarkısının son seste açtı ve dans etmeye başladık önce cips ve mısırları sömürdük ardından da içkileri içmeye başladık gerçekten güzel ve kaygan bir tadı vardı boğazımdan geçtikçe rahatladımı hissediyordum...

#######

- adrian'ın azından-

clup'taki fahişelerin herbirini elimin tersi ile geri yolluyorum sayamadım kadar içmiştim fakat olmuyor nora gözlerimin önündeydi hala...

birden telefonuma gelen mesaj sesi ile irkildim ve telefonumu çıkardım nora ismini görünce hemen açtım

"kafam hoş yatak boş"

neydi şimdi bu Nora'nın kafası yerinde miydi daha bu sabah beni evinden kovmuştu bu kız.

tekrar mesaj'a baktım ve sırıttım. ah tanrım onu resmen becerebilirim fakat eminim şuan stephan ve isabel  yanındaydı.

" ve sen kadınım uyuyamadığın her gece için bana bir seni seviyorum borçlusun"

öylesine attım sanırım benimde kafam yerinde değildi tekrar önüme dönüp içkilerini içmeye devam ettim...

- nora'nın ağzından-

-hahahaha stefan gerçekten yolladın mı? diye sordum steph'e. beraber doğruluk cesaretlik oynuyorduk ve stephan sevgilisine

"yatağım boş penisin hoş" diye mesaj yollamıştı hala gülüyorum. o sırada dışarıdan bir ses duydum hemen gelicem deyip dışarı çıktım etrafta kimse yoktu nedense bugün herşey yolunda gidecek miş gibi bir his var içimde elimi tokmağa atmamla kapının açılması ve isabel'in  bileğime yapışması bir oldu.

"o koca kıçını içeri sokarmısın lütfen" hala sarhoştu yalpalayarak evin içine gittik stephan, isa ben ve ben kahkaha atarak yukarı çıktık hepimiz benim yatağımda yatacaktık.Nasıl

sığacaksak -,-. yatak odasına gittik yorganı kaldırdım sırada telefonundan mesaj sesi geldi.

" ve sen kadınım uyuyamadığın her gece için bana bir seni seviyorum borçlusun"

adrian'ın yollamıştı ufak çaplı bir çığlık attım ve yatağa zıpladım. mesajı kızlara gösterdim sanırım biraz kıskanmıştı stephan telefonumu komidinin üstüne koyup yastığıma gömüldüm..

Ruhların OyunuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin