14.BÖLÜM

817 19 1
                                    

SADECE YORUMLARINIZI BEKLİYORUM <3 ÜZMEYİN BENİ LUTFEN <3 <3

 

lanet güneşin yüzüme çarpmasıyla saçma saçma küfürler savurmam bir oldu . Aslında güneşi severdim çünkü herşey yolunda oluyor . Adriana sarılmak için sağıma döndüm ama yanım boştu . duş almaya gitmiştir diye düşünüp yastığıma sarıldım  ve gözlerimi kapattım . Tanrım !! daha fazla  katlanamıyacaktım bu güneşin sıcaklığına , yatağımdan kalkıp odama ait olan banyoya girdim elimi yüzümü yıkayıp saçlarımı yüksekten topuz yapıp odadan çıktım  .. çok güzel bir koku geliyordu  tahmin etmeye bile tenezül etmeden merdivenlerden indim . bu gün ayın kaçıydı ?? ahh ! tanrım sanırım kevin gelicekti . bii dakka yaa bir günlüğünemi gitmişti 1 aylığınamı ?  off ! evet evet bir günlüğüne gitmişti ve bugün dönücekti ve ben aptal gibi sevgilisi evde yokken en yakın arkadaşıyla birlikte olmuştum ... kendimi bok gibi hissediyordum . birden gözlerim yaşardı kevinin bana ne kadar güvendiği aklıma geldi gözümün önüne  AH TANRIM BEN  TAM BİR SÜRTÜĞÜM ! 

kafamı 2 yana sallıyarak düşüncelerimden sıyrıldım ve aşşağı indim adrian mutfaktaydı arkaASInı dönmüş ekmekleri doğruyordu masa mükemmel bir şekilde hazırlanmıştı boğazımı temizliyerek mutfağa girdim adrian bana döndü ve gülümsedi : 

- günaydın prensesim !

- günaydın dedim (utana sıkıla)

- hadi prensesim bu günümüzü çok güel bir şe---

- adriann ! soran gözlerle bana bakıyordu bu duygudan kurtulmam lazımdı  ve adrianda uzak durmalıyım !  - bak adrian biz doğru şeyler yapmıyoruz  bence ikimizde birbirimizden ... uzak .. durmalıyız . senn ... kendimi sürtük gibi hissetmeme neden oluyorsun ! 

* adrianın ifadesi değişti gözlerinin içinde öfke üzüntü e kırgınlık vardı  . bana çok uun gelen ama gerçekten biir kaç gergin dakikadan uzun olmuyacak bir süre boyunca  ikimizdende ses çıkmadı . adrian bakışlarını başka bir yere kenetlemişti  birden bana döndü ve kırılmış gözlerle bana baktı elindeki sepeti tezgaha bıraktı ve kafasını onaylar bir biçimde sallayıp yanımdan geçti yaklaşık bir dakika sonra kapının hızla çarpma sesi geldi ve gözlerimi yumdum  . adrian dışarı çıktıktan sonra motor sesine benziyen bir inleme duyuldu  ama bu sadece öfkeli fırtınanın  çıkardığı bir gürültüyde ne kadar tuaf dimi ? hava hem güneşli hem fırtınalı ....  gözlerimden sıcak yaşlar dökülürken  adrianın mükemmel bir şekilde hazırladığı masanın yanına gittim . onla olan anılarımız aklıma geliyordu  aklım donmuş gibiydi. bir tür kriz gibi ellerim titriyordu  burnumdan derin nefesler alıyordum . masa örtüsünün ucundan tutuğum gibi  büyük bir çığlıkla çektim ! masanın üzerindeki herşey yeri boylarkan  ben sadece ağlıyordum .... yavaş adımlarla merdivene doğru gittim keşke yanımda dün kullandığım uyusturuculardan olsaydı ... vücudum sert bir şekilde kasılıyordu odamın kapısını açtım ve odama girdim . her yer onun gibi kokuyordu ADRİAN gibi .....  yatağımın üstünden telefonumu alarak stephanı aradım :

- steph ? bu sırada ağzımdan bir hıçkırık kaçtı yatağımda oturmuş ağlıyordum yaşadıklarımı stephana anlatmam lazımdı .

- neredesin nora ?? lanet olsun lanet olsun neden telefonun kapalıydı kim var yanında ? neden ağlıyorsun ? size yakındayım zaten hemen geliyorum .

stephan üst üste sorular soruyorddu stephana tüm yaşadıklarımı anlattım ve sessiz bir şekilde beni dinledi .  

- noraaa ! peki hemen geliyorum  

- peki ' . ddedim ve telefonu kapattım , yorgun ve boş adımlarla banyoya girdim  tüm üstümdekilerden kurtulduktan sonra  duşun içine girdim kendimi o kadar yorgun hissediyorum kii ..  soğuk zemine oturdum  ve hıçkırarak ağlamaya başladım  5 dakika sonra duş perdesinin arkasında bir kıırtı gördüm  . yavaşça perdeyi açtım  ve gördüğüm şeyle gözlerim kararmaya başlamıştı ! kulaklarım uğulduyor derin nefesler alıp veriyordum !!!!! ...

Ruhların OyunuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin