0.2

15.5K 825 857
                                    

Öğretmen sınıftan çıktıktan sonra yerimde biraz gerindim ve çaktırmadan sağ tarafa doğru baktım.

Az önceki üçlü tam sag tarafımdaki sıralara arka arkaya dizilmişlerdi ve bana bu kadar yakın oturmaları beni tedirgin etmisti.

Hocayı beklerken söylediği o şeyler ve koşan çocuklar aklıma geldikçe bu çocukların çok da iyi birileri olmadığını anlamak zor olmuyordu.

En iyisi uzak durmak..

Yavaşça sıradan kalktım ve çok fazla dikkat çekmemeye çalışarak sınıf kapısına doğru ilerledim. Lavoboya gidip yüzümü yıkayacaktım çünkü derste çok fazla bunalmıştım.

Sınıftan çıkmadan önce herkese söyle bir göz gezdiyordum ki az önceki çocukla göz göze geldim. Salak bir gülümsemeyle bana bakıyordu. Anında gözlerimi kaçırdım.

Ahh düşünme, düşünme diyerek bizim kattaki lavoboya doğru yürümeye başladım. 

Daha hic kimseyle tanışma fırsatım olmamıştı. Evet, biraz üzücü ama elbet bulurdum ben de kendime göre birilerini. Yani, umarım.

Koridordan sağa döndükten sonra ilk kapıya, yani kızlar tuvaletine girdim ve kapıyı kapattım. Lavobo tamemen boştu. Ben de hemen musluğu açarak yüzümü yıkamaya başladım. Cidden iyi geldiği doğruydu.

Aynadan yüzüme baktıktan sonra saçlarımı biraz düzelttim ve yüzümde kalan son su damlacıklarını elimle silerek lavabodan çıktım. 

Yavaş adımlarla koridorda ilerlemeye başladım. O sırada koridordaki boşluk dikkatimi çekmişti. Hickimse yoktu koridorda. 

Tam köşeden döndüm ve adımımı atacaktım ki kafamın bir şeye çarpması üzerine iki adım geriye sendeledim.

" Ah kafam! Önüne baksana be geriz-"

Karşımda gördüğüm, az önceki çocuk -üçlü grubun en önünde duran- yüzünden lafım yarıda kalmıştı.

Daha az önce uzak durmak en iyisi diyip çarpıştım mı ben? Gerçekten mükkemmel! Harika!

" Ne dedin sen?"

Tek kaşını kaldırırak, az çok ciddi sorduğu bu soru karşında salak gibi suratına bakıyordum. En sonunda cevap vermem gerektiginin farkına vardığımda konuşmaya başladım.

" Şey.. bir sey demedim ben ya. Sadece o anlık seyle ağzımdan çıktı gibi bir sey oldu." diyerek hafifçe gülümsedim.

Bir süre suratıma anlamsızca baktıktan sonra nefesini sesli bir sekilde dışarıya verdi ve ardından da gözlerini devirdi.

" Çekilsen de geçsem di mi?"

" A doğru. Pardon." diyerek duvara yapıştım hemen.

O önümden geçip giderken ben ise arkasından bakıyordum. Sonunda aramızdaki mesafe biraz da olsa artınca kosarak oradan uzaklaştım ve sınıfa girdim.

  ***
Gözlerimle boş bir masa aramaya başladım ama her yer tıklım tıklım, ağzına kadar doluydu. Tek bir bos masa bile göremiyordum.

Elimdeki yemek tepsisini düşürmemeye dikkat ederek düzelttim ve masalar arasında gezinmeye başladım. Şu koca okul kantininde, onca masa arasında elbet bos bir tane vardır herhalde?

Gözümle tüm dolu masalara bakıyordum ki, EVET! Orada bir tane var!

Koşar adımlarla masaya ulaştım ve kimse oturmadan önce kendimi saldalyeye bıraktım ve tepsiyi masaya koydum. Ah, bir an cidden bulamayacağım sanmıştım.

MASK | min yoongiWhere stories live. Discover now