6.Bölüm ☀ Ayaz Ateş.

201 13 8
                                    



Omuzlarını ve tüm bedenini tamamıyla saran lacivert renkli gömleği, oldukça pahalı bir kumaştan yapıldığı belli oluyordu. Gömleğinin manşet kısımlarını yukarıya doğru kıvırmış, kahverengi saçlarını dağınık bırakmıştı. Gözlerinin çevresindeki yorgunluk artmıştı ve sakalları çıkmıştı. Eğer yüzünün her hattını ezbere biliyor olmasaydım, onu tanımakta zorluk çekebilirdim.

Gözlerini, gözlerimden bir saniye bile ayırmamıştı. Sıcak nefeslerimizin birbirine karıştığı saniyeler, saatler sürüyormuş gibi hissettiriyordu. Sanki şimdi eski zamanlara dönmüş gibiydik. Burası kalabalık bir odaydı fakat ikimiz tek başınaydık. Aynı hayalini kurduğumuz gibi koca dünyada yalnızca o ve ben kalmıştık.

Benim yeşil gözlerim ve onun kahverengi gözleri...


Sekiz sene önce;

''Aramıza hoş geldin.''

Faruk sevecen bir edayla elini karşısında duran kişiye uzattı. Hemen karşısında bulunan adam, suratındaki donuk ifadeyi yumuşatmış ve Faruk'un elini sıkmıştı.

''Merhaba ve hoş buldum. Ben Ayaz Ateş.''

Merhabası, bir katilin gece yarısı işlediği cinayetteki kurbanın gözünde kuruyan, bir gözyaşı kadar soğuktu. Bakışları herkesin tenini titretecek kadar ürküten bu adam, ateşten farksızdı.

''Ateş.'' diyorlardı ona. General, onunla konuşurken hep bu ismi kullanırdı. Aynı zamanda dedektifler ve cinayet masasındaki arkadaşlarımız bile. 

Ona ''Ayaz.'' ismiyle hitap eden tek kişi bendim. İsmini hiçbir zaman kullanmadığını, genelde soy adıyla anıldığını söylese de onun bu tabularına karşı bıçak çekmiş, yeni bir tez ortaya sunmuştum.

''Merhaba, Ayaz.''

Ekibimize yeni katılan her yeni kişiye acemi gözüyle bakmayı yaklaşık bir aydır kendimize görev edinmiştik. Faruk, her yeni gelenin bizim kadar profesyonel olamayacağını, önce onu bazı sınavlara tabii tutacağını, eğer geçerse aramıza alacağını söylerdi. Sene 2009'du ve henüz her şey henüz çok yeniydi.

Aradan aylar geçtikçe onu daha iyi tanımış ve her göreve beraber gider olmuştuk. Dedektif Semih Zorbey bazı durumlarda ikimizi görevlendiriyor, beraber çoğu başarıya imza atıyorduk. Bazı zamanlar hiç anlaşamıyor, bazı zamanlar ise çok iyi anlaşıyorduk.

"Ukala bir adamdan daha beteri nedir biliyor musun? Ayaz Ateş ile aynı yerde çalışıyor olmak."

Silahımı ona doğrulttuğumda, Ayaz seksi bir şekilde gülümsedi. "Bana aşıkmışsın gibi konuşma."

"Çok beklersin." karnına doğru bir tekme savurduğumda, Ayaz geriye doğru çekildi. 

"Biraz daha nazik olmayı deneyebilirsin."

Aramızda yaşanan türlü anlaşmazlıkları takip eden tuhaf bir gölge vardı. Attığımız her adımdan, herkes bir şekilde haberdar oluyordu. Onunla aramda gelişen bağ, bir cinayet mahallinde bulduğumuz delilleri analiz etmekten ve fail-i meçhul cinayetleri tartışmaktan fazlasıydı.

Gözlerinin değdiği her bir noktanın, tenimde bir yangına sebep olduğunu; dudaklarının dudaklarımla buluştuğu bir cinayet mahallinde anlamıştım. Arkamızda kurbanın kanıyla örselenen duvar... Yere tebeşirle çizilmiş beyaz bir çizgi ve etrafa çekilmiş sarı şeritlerin üzerinde, ''Girilmez.'' yazısı vardı ve biz öpüşüyorduk.

İntihar Süsü.Where stories live. Discover now