LAFÜGÜZAF

7 1 0
                                    

19.kısım

🌹


Çimenleri ayağının altında ezerek yürüyen bir kadın.

Önünde açmış olan papatyalara basmamak için dans eder gibi zikzaklar çizerek, sallana sallana yürümeye devam etti.

Yolun yarısında bir dilek tutmaya karar vermişti. Bir karahindiba çiçeğini bulup, ona dileğini dilerken üfleyecekti. Ama bilirsiniz kışın rüzgarı eserken üşütür, gerekirse bir çiçeği dalından dahi koparırdı.

Kadın dalındayken içinden hiç dalı uçmamaış karahindiba çiçeği bulmak adına uzun uzun yürüyüşler yaptı.

Çiçeği bulduğunda gülmeye başladı.

Dileği sanslıyı. İşte şimdi dilenirdi.

Üflerken birini diledi.

Uçuşan çiçekler rüzgara karışıp ayrı ayrı alanlara dağılmaya başladı.

Bir tanesinin rotası Nehla'nın oturduğu odanın camına kadar ulaştı. Ve cama dokunup, yavaşça süzülüp yere düştü.

. °

Geniş odadaki havaya karışan gerçeklik tüm nesnelere tek tek dokundu.

Yuvarlak masada oturan adamların arasındaki kadının gözleri dakikalardır Ahsen'i arıyordu.

Neredeydi?

Yanı başında oturan babası önündeki belgeyi incelerken odaya dağılan tek ses babasının kağıdın sayfalarını çevirirken çıkardığı sesleriydi.

Adamların üzerindeki unüformaya göz ucuyla baktı kadın. Bambaşka duruyorlardı hepsi. Yapılı vücutlarını saran kumaş, kollarındaki bayrakla pahabiçilemez olmuştu. Birde onu giyip vatanı koruyan bu adamlar anlamını bulmuştu.

Hala biraz garip geliyordu. Askerdi hepsi. Tamam illahaki bir sırları olduğunu hissediyordu, biliyordu. Ama onların bu denli önemli adamlar olduğunu düşünmemişti hiç, bu denli değerli ve ağır adamlar olduğunu.

Bir şekilde Ahsen'ide bu kıyafetle göreceğini bilmek karnında bir şeyleri harekete geçiriyordu.

Bu, yolda hiç tanımadığın bir askeri görsen dahi ona duyduğun hayranlıkla mı alakalıydı? Olaya uzaktan baktığında, askerlerinde hiç tanımadığı insanları, kendi insanının topraklarını koruması gibi doğaldı bu.

Kapı kolu zorlandığında, karnındaki his toplanıp bir ekektirik çarpması gibi göğsüne çıktı. Bu betim tamamen gerçekti yemin edebilirdi. Ayak parmaklarını botunun içinde içeriye doğru sıkarken, anlamsızda buluyordu bu semptomları. Ama engel olamıyordu.

Gözleri önce postallarına değdi. Gözleri yavaşça yukarıya doğru çıkarken adamın bedeni tamamen odaya girmiş ve kapıyı ardından kapatmıştı.

Yerinde kıpırdadı kalbi.

Kamuflaj özel bir kıyafet miydi bu?

Gözleri bacaklarını sımsıkı saran pantolonunun botuna sokulan kısmını hızlı geçti. Siyah kazağın sıktığı göğsünde tam tur döndü bakışları. Hemen sonra kolunda olan bayrağına takıldı. Kırmızıydı, oldukça kırmızı. Geniş göğsünü saran siyah kazağın üstündeki yeleğin cepleri boştu. Gözleri adem elmasa döndüğünde oyalanmadan direkt gözlerine kadar çıktı. Onun siyah şapkasının gizlediği gri gözleride ona bakıyordu.

SENVERENİMWhere stories live. Discover now