Bölüm 3

18 1 0
                                    

"Hmm. Suçun 'Anlaşma yapılan kişinin ruhunu 9 yıldan az sürede almak." gözlerimi devirdim. "Abaddon taktiği değil mi bu?" bunu söylediğimde herkes sinirlenmeye başlamıştı cidden. "O hainin planlarını Crowley'in krallığında uygulamak saçma bir davranış ve etik değil, farkındasın değil mi? Crowley anlaşmalara önem veriyor." ne ceza vereceğimi düşündüm.

"Hatanı anlaman için 10 yıl kafes. Ve küçük dozda işkence." sözlerim bittiği anda takım elbiseli iki şeytan onu alıp götürdüler. Eğlenceli idi aslında. Yıllarca yapabilirdim.

"Hey Victoria. Güzel ceza." Crowley gelmişti çoktan. Tahttan kalkıp oturması için izin verdim. "Avcı dostların uyandıklarında doğu Illinois'te olacaklar."

"Güzel." diyerek yere baktım. "Gidebilir miyim?"

"Sana sunacağım bir şey var aslında. Jesse, kontratı getir." her şeyi kağıt ile çözmek zorundaydı ya zaten. Birisi A4 kağıdı büyüklüğünde bir kontrat getirdi.

'Rowena Macleod'un eski kaynaklardan çıkarmış olduğu, 'Harflerin Adamları'nın şeytan ruhunu insana çevirme ritüelinin tersi ile insan ruhunu şeytan ruhuna çevirme...'

Umarım düşündüğüm şey değildir..

'Bunu yapmak için, saf şeytan kanının damar yolu ile enjekte edilmesi gerekir.'

"Bunu yapacağımı mı düşünüyorsun?" diye kahkaha attım.

"Kağıdı yanına al. Boktan otellere para vermene de gerek yok. Yanda eskiden Rowena'nın kaldığı oda var." diyerek sorularımı görmezden geldi. "Kabul edersen sana kendi kanımı bizzat veririm." diyerek yandaki kapıyı gösterdi. Bunu neden yapıyordu bilmiyordum, ama altından bişey çıkacak gibi de hissetmiyordum.

Adamlarından birinin getirdiği valizimi tuttum, ve oa gülümseyerek teşekkür ettim. İçimi, diğerlerine karşı yaptığım bu hainlik yüzünden suçluluk duygusu kaplıyordu ama sanırım artık bunun için çok geçti.

Kontratı düşündüm. Kabul edersem kıdemli birisi de olabilirdim. Onun sağ kolu. Kabul etmezsem de normal bir insan, bir avcı olarak yaşayacaktım. İkisini aynı anda yapabilirdim. Evet, bu düşünce çok hoşuma gitmişti. Ama yine de biraz vakte ihtiyacım var idi.

Kendimi yatağa attım ve cebimden bir fotoğraf çıkardım. Ortada José, yanında da elimizde MP5 taramalı silahıyla Andrey ve ben duruyorduk. Andrey, birlikte çalıştığım partnerim idi. Şaşırmış olmalıydı, yokluğumda. Dayanamadım ve telefonumu çıkarıp onun numarasını aradım. Bir beş-on saniye çaldı.

"Victoria!" heyecanlı bir şekilde açmıştı telefonu. Balkona çıktım.

"Andrey, yanında birisi varsa uzaklaş. Yanlız mısın?" diye sordum ve karşılığında bir 'evet' aldım. "Andrey, Crowley'in krallığında kalıyorum. Ve şeytana dönüşmek için bir ritüel uygulayacağım." derince bir nefes aldım. "Beni merak etme. Aynı anda avlanacağım da."

"Victoria, sen aklını mı kaçırdın? Hele de o şerefsizler José ve Dave'i öldürmüşken!" diye bağırdı.

"Onları şeytanlar öldürmedi, Andrey. Saldırı sonucu Illinois ormanında uyanacaklar. Onları öldürmediler." yere baktım. Suçlu bendim.

"Peki, onları kim öldürdü?" diye sordu Andrey. Sesinde sinir vardı. Sessiz kaldım. "Biliyor musun, saklıyor mu?"

"Ben yaptım." dedim ve telefonu kapattım. Gözlerimi kapatıp gözyaşlarının düşmesine izin verdim. Onların başına gelen her şey benim suçumdu. Şimdi de, hatalarımdan ders almak yerine onlardan kaçıyordum. Fotoğrafa tekrar baktım. Sonra da onu yanmakta olan şömineye atıp yanmasını beklemeden kendimi tekrar yatağa attım.

Avcı tarihinde bir değişiklik yaratmam gerekiyordu. Masadaki kontrata baktım. Sonra elime bir kalem alıp bir daha okudum. Sonra bir daha...

Ritüel basitti. Bir hafta boyunca sabah akşam şeytan kanı, sonrasında güç çalıştırması. Bir yandan şeytan iken kendimi toparlayıp avcılığa devam edebilir miydim onu düşünüyordum. Kendimi her şeye hazırlıklı tutmalıydım. Zihnimdeki tüm cevaplar olumsuzdu. Bu yüzden içeri gittim, Crowley'in yanına.

"Kabul ediyorum." dedim ve imzalı kontratı gösterdim.

Av & AvcıWhere stories live. Discover now