Bölüm 1

50 1 2
                                    

"Şunu anlamanı isterim ki, Victoria, bu iş için yeterince iyi değilsin.." diyerek masanın üstündeki kağıtlara göz gezdirdi José. "Yani, senin diğer küçük avlarda işimize yaradığını söylemeden geçemem. Ama malesef, bir grup şeytanı tek başına ele geçiremezsin. Kürt'ün bıçağı veya Colt olmadan."

Sinirden artık elim ayağım titriyordu. Onların yapamadıklarını yapabilecek güce sahiptim. "Bay Chamber, lütfen bana izin verin ve size yardımcı olayım. O avda ölsem bile zaten grubumuzda çok değişiklik olacağını zannetmiyorum." kendimi sakin tutarak bu sözleri sarf ettim.

Küçük bir kahkaha attı. "Ah, V. Evet, grubumuzda radikal bir değişiklikliğin olması söz konusu bile değil. Ama bütün işleri berbat edersen işte o zaman değişiklik olur." dedi sinirle.

Dayanılacak gibi değildi. Normalde full bir vampir sürüsünü bile önüme atarlardı. Crowley'in iki adamını mı ele geçiremeyecektim?

"O zaman senin dediğini yapalım, José." ona hırsla baktım. "Ya beni de alırsın, ya da bir avcını kaybedersin."

Tekrar kahkaha attı.

"Victoria Cardinal, lütfen sınırlarını zorlama ve odamdan git. Kendine uğraşlar bul." dedi. Cebimden silahımı çıkardım ve emniyeti kapadım.

"Nasıl istersen."

-----

Avcı grubunun başı José Chamber'in odasındaki silah patlaması, o sırada hazırlanmakta olan diğer avcıların dikkatini çekti. Birisi, liderlerinin odasının kapısını yavaşça açtı. İçeride kıdemli Victoria, José'nin yerdeki cesedine bakıyordu. Avcı, Victoria'ya sakince yaklaştı. Onu durdurup bir yere kilitlemesi olasıydı. Ancak Victoria, gülümsedi ve silahını avcıya doğrulttu. "İlk kuralı hatırlar mısın? Tanık bırakma." dedi ve avcının alnında, 9 mm kalibrelik silahının kurşunuyla bir delik açtı.

-----

Kimse fark etmeden odamdan eşyalarımı toplayıp o binadan ayrıldım. Bu güne kadar insanları kurtarıyordum, ama son 10 dakika içerisinde iki tanesini öldürmüştüm. 'İnsanları siktir et.' dedim kendi kendime. Bir otel bulup yerleşmem gerekiyordu. Ve, tabi ki, müttefiklerimi değiştirmem. Telefonum ile yaptığım 2 saniyelik araştırma sonucu yakınlarda Sunshine's Palace adlı bir otel buldum. Gecelik 45 dolar idi ki bu civarlar için fazla iyiydi. Batı Kansas şu sıralar altın dönemini yaşıyor.

Sakince yoluma devam ettim. Orası ile aramdaki mesafe 4 kilometreden azdı. Yorulana kadar yürümek iyi gelecek gibiydi.

--

Sonunda otele vardım. Mavi kapıdan içeri girip o sırada bilgisayar ekranına boş boş bakmakta olan resepsiyona sıcak bir gülümseme ile sahte kredi kartlarından birini uzattım. "Gecelik 45 dolar. Yemek dahil değil ama tam sağ tarafta güzel yemekleri olan bir lokanta var." diyerek bana gülümsedi. Başımı evet anlamında salladım ve 12 numaralı odanın anahtarını aldım.

Odamın içi cidden hoş idi. Yatak ile odanın geri kalanı bir altın renkli room divider ile ayrılıyordu. Yatağın kenarındaki komidinin yanında bir mini-bar vardı. Ancak kaybedecek zaman yoktu. Çantamdan üstünde şeytan tuzağı olan örtüyü çıkarıp yere serdim. Sonra da Crowley'i çağırmak için kullanılan ritüeli uygulamaya başladım.

"Ciddi misin? Numaram 666, ilkel yöntemlerle çağırmadan önce arayabilirsin." bir İngiliz aksanı duydum hemen örtünün üstünde. Bana saçma bakışlar atıyordu.

"Victoria Cardinal. Birkaç saat önce 2 adet avcı öldürdüm ve sanırım benim de ölmemi isteyecekler. Müttefik olmayı planlıyorum, tabi bana güvenebilirsen." dedim gözlerimi devirerek. Ancak içimde garip bir his vardı. İzleniyormuş gibi.

"Hmm, Victoria... Seni ne diye çağırayım? Yılan?" dedi ve güldü. Ona sinirli bir bakış attım.

"Sadece Victoria."

"Pekala Cardinal."

Av & AvcıOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz