İkinci Bölüm: Üçüncü Kısım

2K 142 14
                                    

Bayan Gardiner, baş başa kaldıkları ilk fırsatta, büyük bir sevecenlikle Elizabeth'in kulağını büktü. Düşündüklerini dürüstçe açıkladıktan sonra sözlerini şöyle sürdürdü:

"Aklı başında bir kızsın, Elizabeth. Onun için, sevme, dediler diye tutup inadına âşık olacağını sanmıyorum. Bu yüzden de açık konuşmaktan yana korkum yok. Ciddi söylüyorum, ayağını denk al. Sakın gönlünü kaptırayım deme. Onun da sana gönül vermesine olanak bırakma. Çünkü iki tarafın da maddi durumu düşünülürse, böyle bir ilişki hiç de akıllıca bir şey sayılmaz. Onun kişiliğine bir diyeceğim yok. Çok hoş, ilginç, çekici bir çocuk. Ama durum böyleyken pembe düşlere kapılıp kendini unutman olmaz. Aklı başında bir kızsın. Hepimiz senin aklını kullanmanı isteriz. Baban da her zaman senin iradene ve dürüstlüğüne güvenmiştir. Onu düş kırıklığına uğratamazsın."

"Yengeciğim, gerçekten de ciddi konuşuyorsunuz."

"Evet, senin de tıpkı benim gibi ciddi konuşacağını umuyorum."

"Öyleyse söyleyeyim, bundan böyle kaygıya kapılmanızın gereği yok. Kendimi daha geri çekeceğim. Wickham'a karşı da ölçülü davranacağım. Bana âşık olmasını önleyeceğim, önleyebilirsem, elbet."

"Elizabeth, sen ciddi konuşmuyorsun."

"Kusura bakmayın. Baştan başlayayım. Yok, ona âşık olmadığımı biliyorum. Ama şimdiye dek tanıdığım erkeklerin en çekicisi olduğu da hiç kuşkusuz. Eğer bana gerçekten bağlanacak olursa... ama bağlanmamasının daha iyi olduğuna ben de inanıyorum. Bunun akıllıca bir iş olmadığını görebiliyorum. Ah, o kör olasıca Bay Darcy! Her neyse... Babamın bana güvenmesi benim için büyük onurdur. Onun güvenini yitirirsem yıkılırım. Gel gör ki, babam da Wickham'ı çok beğeniyor. Kısacası, çok sevgili yengem, sizlerin herhangi birinizi düş kırıklığına uğratırsam çok üzülürüm. Ama her gün görüyoruz; araya sevgi girdi mi, parasızlık iki gencin birbirlerine bağlanmalarını önleyemiyor. Öyleyse ben de insanların çoğunluğundan çok daha akıllı ve olgun olabileceğime nasıl söz verebilirim? İşte bu yüzden size verebileceğim tek söz, bu konuda aşırı acele etmemektir. Onun beni gerçekten sevdiğine inanmakta acele etmeyeceğim. Onunla birlikteyken düşler kurmayacağım. Kısacası elimden geleni yapacağım."

"Onun böyle sık sık buraya gelmesine olanak vermeseniz belki daha iyi olur. Hiç değilse annene, onu çağırmayı anımsatmayabilirsin."

Elizabeth biraz utanmış bir gülümseyişle, "Geçen gün ben anımsattım, değil mi?" diye sordu. "Çok doğru. Bunu yapmamam daha uygun olur. Gene de onun her zaman böyle sık sık evimize geldiğini sanmayın. Sizin şerefinize oldu bu. Annemi bilirsiniz: Konukları için durmadan eş dost çağırmayı görev bilir. Gene de inanın, şerefim üzerine söz veriyorum ki aklı başında davranmak için elimden geleni yapacağım. Umarım içiniz rahat etmiştir."

Yengesi içinin rahat ettiğini söyledi, Elizabeth de ona yakın ilgisi için teşekkür etti ve ayrıldılar. Böyle bir konuda karşı tarafı kızdırmadan öğüt verebilmek çok seyrek karşılaşılan, olağanüstü bir durumdur.

Gardinerlarla Jane gittikten az sonra Bay Collins Hertfordshire'a döndü. Ama bu kez Lucaslarda kaldığı için gelişi Bayan Bennet'e telaş olmadı. Düğün günü hızla yaklaşmaktaydı, Bayan Bennet en sonunda bunun önlenemez bir şey olduğunu kabul edecek derecede yazgısına boyun eğdi. Hatta durup durup, "Umarım mutlu olurlar," diyordu; ama yüzü gülmeden.

Düğün perşembeye yapılacaktı. Çarşamba günü Bayan Lucas veda ziyaretine geldi. Ziyaretin sonunda gitmek için ayağa kalktığı zaman, Elizabeth annesinin zoraki ve donuk kutlamalarından utandığı için arkadaşını kapıya kadar geçirdi. Zaten gerçekten duygulanmıştı.

Aşk ve GururHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin