Üveyslerin Kaleminden ✏

Elif Dolunay Üveys

ALLAHIN VE RESULUNUN SELAM VE BEREKETİ ÜZERİNİZE OLSUN EY HANE HALKI

KONU: BİZLERE VERİLEN LÜTUFLAR
BİSMİLLAH BİLLÂH EŞHEDÜ ENLA İLAHE İLLALLAH VE EŞHEDÜ ENNE MUHAMMEDEN RESULALLAH

06-05-1985 GERÇEK DOĞUM TARİHİMDİR ANCAK 26-05-2015 TARİHİNE KADAR YAŞAYAN BİR ÖLÜDEN FARKIM YOKTU. BU NEDENLE HAYATIMI ZİKİRDEN ÖNCESİ VE SONRASI OLARAK İKİYE AYIRABİLİRİM

ZİKİRDEN ÖNCE kendini beğenen, cimri, kibirli, sabrı hiç ama hiç olmayan, sevgi nedir bilmeyen, kuranı okudum zanneden ve bunları içinde sevgi ile yapamayan, kendi bildiklerinin doğru olduğunu zanneden huzuru olmayan, sinirli, kıskanç, paylaşmayı bilmeyen yani kısacası kuran-ı kerim bildirimiyle kör ve sağırdım.
Bizlere verilen çocuklarımız, eşimiz, bedenimiz, yediğimiz, içtiğimiz, aldığımız nefes ve dahasını yazsak sayfalar yetişmez hepsi bir lütuf ancak önceden bunların farkında bile değildik. Nefsin emaresi olmuştuk. Bu yol üzerinde öyle lütuflar yaşatıldı ki akıllar bunları almadı.
* RABBİMİN EN BÜYÜK LÜTFU BU YOLU ALLAHI VE RESULU SEVME YOLUNU NASİP etmesiyle başlamıştır.
* Rabbim kuranda buyuruyor TÖVBE SURESİ 15.AYET “Allah dilediğine tövbe nasip eder.” Eğer bizler sabah akşam tövbe edebiliyorsak rabbim bizleri sevmiş ki tövbe edebiliyoruz ve bu ayeti her gün sabah akşam üzerimizde yaşatıyor ve lütuf ediyor. Bizler sabah akşam 70 ile 100 arası tövbe çekiyoruz ve bu sevgi yolunu gayret edip kardeşlerimizin bu yolu bulması için vesile oluyoruz bunu yapmaya devam ettiğimizde hangi hadisi yaşıyoruz; şanlı Resul buyuruyor ki KİM BENİM UNUTULMUŞ BİR SÜNNETİMİ ÖĞRENİR, UYGULARSA VE ÖĞRETİRSE ONA 100 ŞEHİT SEVABI verilir diyor lütfun güzelliğine bakın utanıyorum rabbimden bu kadar az ibadete neler yaşatıyor neler öğretiyor hepsi çok kıymetli bir lütuf bizim için.
* Ve bize verilen diğer büyük lütuf ise ALLAHIN VE RESULUNUN SELAM VE BEREKETİ ÜZERİNİZE OLSUN EY HANE HALKI selamı idi. Zikirden önce böyle bir selam hiç işitmedim ama bizlerin beş dakikalık yaptığı ibadetle yaşanılan lütufların hazinesi imiş.
* Zikirden önce beş vakit kıldığımız namazlarda okuduğumuz Fatiha’nın 4. Ayeti’nin YALNIZ SANA İBADET EDERİM YALNIZ SENDEN YARDIM DİLERİM anlamıyla bilip okumanın lütfu bambaşkaymış.
* İsmim Elif ancak elifi zikirden önce Kuranın ilk harfi olarak bilirdim zikirden sonra ise elifin sevgi olduğunun öğretilmesi çok büyük bir lütufmuş zikirden önce elifin e sini dahi bilmezken her şeyin başının elif olduğunu öğretilmesiymiş lütuf
* Öncesinde dünyalık şeyler çok tatlı gelirken sonrasında o tatlı gelen şeylerin nefsin emaresi olduğumuzdanmış, onun şehvet ve arzularından ibaretmiş.
* NEFSİNİ BİLEN RABBİNİ BİLİR DİYOR ŞANLI RESUL bu yolda nefsimiz gösterildi bizlere, ne ile başa çıkmamız gerektiğini gösterdi Rabbim, rüyalarda seyrettik eksik kısımlarımızı nasıl bir lütuftur kişinin eksik yanlarının bildirilmesi ve gösterilmesi gösteren Rabbimize hamd olsun. Hiçbir Tarikat ve cemaatte şu güne kadar yaşatılmamıştır.
* ENAM SURESİ 47.AYET “DEKİ KENDİNİZİ GÖRDÜNÜZMÜ” VE ZÜMER SURESİ 42. AYET “ALLAH BAZI CANLARI, RUHLARI UYKUDA ALIR.” ayetleri yaşatıldı ve yaşatılmaya da devam ediyor bir gün bir bebek olarak ruhumu gördüm ve işte ENAM 47 AYETİ üzerimizde yaşatılıyor işte o bebek manada ruhumun doğduğu andı, daha sonra ruhumuz gececileri ders almaya başladı o ders akla değil ruha verilir önce meleklerden sonra bu yolda bizlere verilen öğretmenlerden ders almaya başladı. Allaha ve Resule sevgili olmuş Allahın veli kulları bizlere öğretmen oldu. Tarikat ve cemaat ehli bizlere sizin şeyhiniz yok der ancak bizdeki şeyh âlemde yok bizim öğretmenlerimiz dahi Rabbim tarafından verilir. Çünkü Fatiha’nın 4. Ayetini yaşıyorduk kula kul değil Allaha nasıl kul, Resule nasıl ümmet olurduk? Verilen manevi öğretmenlerim.
ŞEMS TEBRİZİ HZ., MEVLANA HZ., HIZIR AS. MUHİDDİN ARABÎ HZ.
* BAKARA SURESİ 138. AYET “Allahın boyasına bak, (vaftiz de nedir?) Kim Allahtan daha güzel boya vurabilir ki” ayeti üzerimizde yaşatılarak SIDDIKLIK MÜHÜRÜM verildi. Ve sonra yaşayarak bir şey öğretildi kime zikri verdiysem o gün ayak tırnağımda kahverengi çizgiler oluşmaya başladı verenin ŞANI ÇOK YÜCEDİR. Herkes marifeti farklı yaşar.
* Peygamber efendimiz s.a.v “NAMAZ ANCAK KALP HUZURU İLE KILINIR” buyuruyor bu yolda bizlere verilen en büyük lütuflardan biri HUZUR idi. Zikir ile tarifi imkânsız bir huzura bahşedildik elhamdülillah.
* Çağın hastalığı olan Stres uzaklaştı hayatımdan ve de kurdeşen rahatsızlığım vardı yalnız tüm vücut kabarırdı ve kabardığı zaman solunum yolunuzu tetikler yediklerimden dolayı kaşıntılarım artar hiçbir ilacı kullanamazdım hastanelik olurdum çoğu zaman tekrarlardı bu durum, bu sevme yolunda Rabbime şükürler olsun kurdeşen rahatsızlığım alınmıştı. İNŞİRAH SURESİ yaşatılmıştı üzerimde İNŞİRAH SURESİ 2.AYET “ALMADIKMI ÜZERİNDEKİ AĞIR YÜKÜNÜ?” bakar mısınız alırız demiyor almadık mı diyor RABBİ kulunun onu anarken acı çekmesini istemeyecek kadar büyük merhamet sahibidir. Korkularım vardı hepsini aldı rabbim, bir tek korku kaldı oda ona layık bir şekilde ibadet edememe korkusu.
* Marifet yolunda ilerlerken rahmani kokularla tanıştırdı Rabbim, bu kokular çok keskin kokulardı, tek tek hangi kokuları aldığımı hatırlamıyorum ama bir gün bir keskin gül kokusu verilmişti unutmuyorum hem de burnum tıkalıyken o vermek istedikten sonra ne engel olabilir ki. Peygamber efendimiz s.a.v hadisinde bana dünyada 3 şey sevdirildi diyor; güzel koku, kadın ve gözümün nuru namaz diye bahsettiği kokular bizlere de verilmeye başlamıştı.
* O kadar çok güzellikler o kadar çok lütuflar yaşatıldı ki birkaç tanesini paylaşmak istiyorum inşallah. 
Bir gün ay sonu elimde çok az miktar para var belki ayın sonunu getiremeyecektim ve bir ihtiyaç sahibi aile vardı ve oraya giden kişi ile göndermezsem daha sonra göndermek için şartlar zorlanacaktı ben tüm parayı verdim ve RABBİM SEN BANA YETERSİN DEDİM ve her zaman parayı koyduğum yerde verdiğim paranın kat ve kat fazlasını sanki bankadan yeni çıkmış halde buldum. Rabbimin kuranda bildirdiği gibi “Biz Yapılan İyiliğin Karşılığını Peşin Öderiz” ayeti yaşatılmıştı. Sen ona teslim olursan o kulunu üzer miydi hiç zorda bırakır mıydı hiç, böyle Allah sevilmez mi o zül celali vel ikramdır.
* Anne Babamız nasıl ki bize sahip çıkıp isimler verdiyse bu yolda Rabbimizde bizlere sahip çıkıp isimler verdi. Rabbim bizleri seviyor ve en güzel isimlerinden veriyor. Verilen isimler (ESRA, DOLUNAY, ECE, EBRU)
* Ben şuan yazmaya utanıyorum acizim belli gecelerde rabbim mavi beyaz nurları görmeyi nasip etti, sürekli evde yağmurlar yağıyordu söylesek insanlara deli sanar bizleri ama insanların unuttuğu bir şey vardı RABBİM “OL DERSE HERŞEY HEMENCECİK OLUVERİRDİ” hangisini anlatayım ki sorduğum sorularda üzerime yağan baloncuklarımı, evin her yerinde yağan rahmet yağmurlarını mı, yalnız o yağmurlar muharrem hocamın sohbetlerini dinlerken ve zikir sırasında sicim gibi yağardı.
* Bu yolda öyle korunuyoruz ki başımdan geçen lütfedilen bir olayı daha anlatayım inşallah;
Bir bayram günü şehir dışına doğru yola çıktık seyir halindeyiz zikirdeki ilk günlerim gözlerim hafif kapanmaya başladığı anda yakaza halinde kırmızı bir tır’ın araca çarpması ile çok büyük ve şiddetli bir kaza oluşuyor ben irkiliyorum hayırdır inşallah diyerek ve dönüşümüz 3 gün sonrasında gerçekleşecek öğretmenime ulaşamadım dedim ki var bir hikmeti rabbim bir şey öğretecek önce çok korktum sonra olacaksa olacak kim önüne geçebilir kaza ve kader karşısında bizler ne yapabiliriz ki dönüş günü bir türlü evden çıkamıyoruz yazlık bir yer olduğu için bulaşık makinesinin durmasını bekliyoruz saatler geçti makine bitmedi sürekli evden çıkana kadar her şey erteleniyor ve biz yola çıktık yol üzerinde tam 45 dakika öncesinde büyük bir tır kazasının gerçekleştiğini öğreniyoruz ve sonra anlıyoruz ki Rabbimin niye bizi evden bir türlü çıkarmadığını TEVHİD ehli korunuyor hem de öyle korunuyor ki önleminizi aldırıyor Rabbim zırhlıyor sizi ONLAR KORKMAYACAK MAHSUNDA OLMAYACAK ayeti üzerimizde yaşatılıyor. Bunun gibi buna benzer birçok anlar yaşıyoruz ve size ilk elden öğretiliyor RABBİM öğretiyor sen istesen de istemesen de bildiriyor, gösteriyor.
* Kevser dediğimizde aklımıza tek gelen Kevser suresiydi, ta ki bu yolu buluncaya kadar, surede ne diyor bizlere “MUHAKKAK Kİ BİZ SANA KEVSERİ VERDİK” diyor işte vermedi mi hepimiz tatmadık mı kevseri?
Bir akşam ana gruplarda kelamlar tefekkür ediliyordu Muharrem öğretmenimizde bizlere tefekkür etmemizi o âlemin üzüldüğünü içimizde birçok kişinin KEVSER verenlerden olacağını ancak bu sayının düştüğünü bildirdi baktım ki herkes tefekkür yapmaya başladı. Rabbim dedim isteyen tüm kardeşlerimi KEVSER sunanlardan eyle ben sunmasam da olur yeter ki onların gönülleri mutmain olsun bu yolda bana yaşatacaklarını kardeşlerime yaşat diye dua ediyorum ama bir yandan ağlıyorum yalnız kardeşlerim için ağlıyorum sürekli, ben istemeden dilimden dökülüyor dualar ve kısa zaman sonra KEVSER VERENLERDEN oldum anladım ki istemeyene isteyenden daha çok veriyormuş o âlem ve o duayı rabbim sanki benim için yaptırmış nasıl bir lütuftur suyun kimyası değişiyor herkes farklı bir tat alıyor ve Kevser suyu sunanlardan olana kadar ve sonrasında içtiğim her su Kevser suyu oluyordu nasıl bir lütuftur akıllar almıyor.
* Bu yolda bize verilen en büyük lütuflardan biri ise bizlerin her daim sorunları ile yanımızda olan iyiden güzelden yana her şeyi öğreten BAŞTA MUHARREM ÖĞRETMENİMİZ ve diğer tüm öğretmenlerimiz bu yolda doyulmaz en büyük lütuf bizlere, şu ana kadar yazdığım verilen tüm lütufları yaşarken aslında ayetler ve hadislerinde üzerimizde yaşatıldığını görmekteyiz, bu yolda öğrendiğim her kelime benim için lütuf çünkü bu yolda öğrendiklerimizi ilk elden direk rabbimizden öğrendik.
* Dileme doladığım her sorunun cevabı karşıma geldi, misal eşyaların zikri nasıl ki acaba dedim önce rüyada gösterdi sonra zahirde gösterdi, siz dilinize doladığınızda vakti geldiyse inanın bana cevap gelir, gönülleri mutmain eder rabbim. Belki sizler için çok küçük ama RABBİM dilime doladığım her soruya cevap vermesi büyük lütuf.
* Bizler marifet yolunda yürürken eksik ya da yanlış bir davranış yaptığımızda rabbim bizleri uyarır bu uyarılarda bir lütuf neden mi derseniz tıpkı çocuğunu seven bir annenin uyarmasıydı bunlar.
* Birçok imtihandan geçiyoruz önceden bu imtihanlarda oflar poflardık zikirden sonra ise imtihanında bir lütuf olduğu öğretildi çünkü her bir imtihan bizleri rabbimize götüren basamaktır.
* Zikre ilk başladığım zamanlar zikri anlattığımda çok şey söylendi çok üzüldüm aslında üzülen ben değil nefsimdi, neyse çok kafama takmıştım hiçbir cevap verememiştim, çok ağlamıştım, sabah kalktığımda gönlüme bir sure ilham oldu ve ben kuranda öyle bir sure olduğunu dahi bilmiyorum utanç verici bir durum ama öyleydi, öğretmenim onu okuyup tefekkür etmemi söyledi bana, cevap bulacağım ayetlerin olduğunu bildirdi ve öylede oldu akşam yaşadığım olayın cevabını veriyordu bana sanki sesleniyordu RABBİM, üzülme diyordu. Şimdi yaşasam bu durumu üzülmezdim neden mi artık bu yol bana şunu öğretmişti Rabbim ne der? Resulüm ne der? Demeyi öğretmişti.
* Zikirden önce Kuranı sadece Arapça okumamızın gerektiği öğretildiği ve vurgulandı. Arapçasını da çok okuyan birim değildim ama şu güne kadar hiç Türkçesine dair açıp bakmamıştım. Ama zikirden sonra bu yol bizlere kuranı bir Arapça bir Türkçe okumamız gerektiğini öğretti ve ben Kuranı okudukça âşık oldum, kuranı okumak marifet değilmiş kuranı okuyup anlamak hayatına sokmak marifetmiş.
Mevlana hazretlerinin dediği gibi kuranı okuyanlardan değil okunanlardan ol Rabbim gerçekten kuranın sırlarını açıyor yeter ki ağır ağır oku yeter ki düşün bekle onda sır çok veriyor elbet işte birçok ayet ve hadis açılmaya başladı bu aciz kula. Yani kısacası kuranın nasıl okuyacağının kuranın ne dediğini öğrenmek üstüne başka lütuf mu olurdu?
İşte ne kadar yazarsak yazalım sayfalar yetmez çünkü veren gani veren zül celali vel ikram olunca lütufları yazmaya yetişemeyiz öğrendiklerimiz yaşadıklarımız hepsi bir lütuf en büyük ama en büyük lütuf bu yolda yürürken başka kardeşinin de elinden tutmaktır. En güzel lütuf LA İLAHE İLLALLAH diyebilmektir.