"İHANET"

6 2 1
                                    



Hızlı adımlarla annemi arıyordum. O gece evde olan kıyametten sonra annem bunu sık sık yapardı. Kimseye haber vermeden birden ortalıktan kaybolur ve saatlerce ona ulaşamazdık. Bu durum beni oldukça endişenlendiriyordu. Asya'da benim gibi düşünüyor olsa gerek son zamanlarda baya bir durulmuştu. Benim böyle olmam gayet normal karşılanabilirdi fakat Asya ben gibi değildi. O hep ailenin neşe kaynağı, şımarık kız çocuğu oluşmuştur. Bu sakinlik, fırtına öncesi sessizlik gibiydi sanki. O gece ben bahçede kapısından içeri girdiğimde annemle babam tartışmaya devam ediyorlardı ve beni farketmememişlerdi bile. Birbirlerine oldukça seslerini yükseltmiş avazları çıktığı kadar bağırıyolardı.

Tartışma annemin ağzından çıkan cümleyle daha da çığrından çıkmıştı.

-Beni o fahişeyle nasıl aldatırsın, senelerimi verdim ben sana, ömrümü verdim'' demesiyle babamın anneme tokat atması bir olmuştu.

Ben olduğum yerde çakılı kalmışken birden kapının açılmasıyla Kuzey'in ışık hızıyla gelip babama yumruk atması bir oldu. Ağzım yırtılacak kadar açılmışken ellerimle ağzımı kapattım. Beynim durmuş, ayaklarımın bağı çözülmüştü. Paramparça olan bir aile tablosu vardı karşımda. Asya'nın çığlığıyla kendime gelirken annemin yanına koşmuştum ve hemen yere eğilip onu öpmüştüm. Babam yerden kalkıp Meriç'e birkaç küfür savurduktan sonra hızla evden çıkıp gitmişti.

Kuzey oldum olası soğuk biriydi bize karşı. Sürekli Asya'yla tartışır, benimle muhattap olmazdı bile. Sanırım birbirimizi ciddiye bile almıyorduk. Hep dışarıya karşı canayakın olmuş, aile içerisine pek girmeyen bir tipti. Ama o gece yaptığı hareketle hepimizi şaşırtmıştı yani daha çok beni.

Annemi yerden kaldırmıştık ve Asya ona su getirirken Kuzey'de deliler gibi başını ellerinin arasına almış evde bir o yana bir bu yana gidip geliyordu. Bir yandan da 'Onun amına koyacağım, ona bunu ödeteceğim, o belasını siktiğim nasıl olurda hem seni aldatır hem de sana vurur' diye hiç duymadığım küfürler savuruyordu.

O gece hiç bitmeyecek sanmıştım hatta gece bir ara uyuyamadığım için salona indiğimde Kuzey'inde geceyi bitiremeyenlerden olduğunu görmüştüm. Asya olanlardan çok etkilenmiş ve annemle uyumak istemişti. Bizlerde bunu anlayışla karşılamıştık haliyle.

Sonraki birkaç gün normal geçti tabi annemin ortadan kayboluşlarını saymazsak. O sabah uyandığımızda annem sanki dün geceyi hafızasından silmiş gibi bize mükemmel bir kahvaltı hazırlamıştı, haliyle bu durum bizi iyi olduğuna inandırmaya yetmese bile en azında ağır bir travma yaşamayacağını varsayıyorduk. Ama hiç sandığımız gibi olmadı.

Annemi ararken garaja bakmak aklıma geldi ve arabasının orada olmadığını gördüm. Bu durum iyice can sıkıcı bir hal almaya başladı diye içimden geçirirken Kuzey'i arayıp annemin olmadığını söyledim sonra suratıma kapattı,

''Beynini siktiğim adam oldun suratıma kapatınca dimi hee ???'' demek için geri arayacaktım ki neyse dedim kendi kendime.

Saat öğleden sonra 5 falandı. Bu olaylar yaşanıyorken İstanbul'a dönmeme kararı almıştım, en azından bir süreliğine. Asya kendi halinde odasında şarkı dinliyordu, bende sevineceğini düşünerek mutfak rafından iki tane albeni ve dolaptan çikolatalı süt alıp yukarı çıktım.

''Şşşt al bak sana ne getirdim '' diyerek ona uzattım elimdekileri. Sütü görür görmez gözlerinin içi gülmüştü resmen. Aptal kız buna bu kadar sevinilir mi ?

''Çok kibarsın sağol ya odun hanım'' dedi ağzını büzerek. Al işte buna da iyilik yaramıyor ne yapsak suç sanki, piç

Konu açmaya çalıştığım her halimden belliyi ve sanırım beceremiyordum ki ''Alyaaaaaa, uğraşma benimle iyiyim ben'' dedi birden.

''Biliyorum iyi olduğunu salak, sadece şu yandaki çocukla nasıl gidiyor merak ettim. Neydi ya adı batasıca Batukan, Bakugan, Bukalemun ????''

Kahkahası kulaklarımı çınlatsa da birkaç gün sonra bunu böyle gülerken görmek biraz da olsa içimi rahatlatmıştı.

''Aptal Batuhan onun adı Batuhan'' dedi sırıtarak. Aman banane her neyse ne işte çok önemli biri değil sonuçta, sadece konu olsun diye sormuştum.

''Yav her neyse işte ne yapıyor yaşıyor mu bari beyinsiz çocuk ?''

''Yaşıyor yaşıyor, hatta bir sevgilisi bile var''

''Oha hassiktiiiirrrrr, bak şerefsize. Sen nereden biliyorsun'' dedim şakın gözlerle. Kendime inanamıyorum şuan oturmuş Asya'yla dedikodu yapıyordum, kendine gel Alya Aras bu sen değilsin.

''Yani bilmiyorum emin de değilim ama twitterdan sürekli bir kızı seviyormuşçasına tweetler atıyor, yok 'güzel yüzlüm' falan ben de sevgilisi var diye düşündüm ve uğraşmayı bıraktım.''

''İyi yapmışsın zaten tam bir piçe benziyordu.'' dedim umursamazca.

''Neyse ben biraz Paşa'yla ilgileneceğim geliyor musun ?''

''No thanks, see you'' cevabını aldıktan sonra odadan çıktım. Merdivenlerden aşağıya inerken içimden 'vay piç sen kardeşimi öp, sonra bana mesaj at ve utanmadan sevgili yap he' diye geçiriyordum. Merdivenleri bitirmeme birkaç basamak kalmıştı ki kapının açıldığını gördüm. Gelen annemdi. Sanırım bir alışveriş merkezindeki bütün mağazaları zengin etmişti. Elleri doluydu ve arkasından gelen zavallı Aysel teyzenin paketlerden gözükmediğini gördüm. Gülerek yanına sokulup ona yardım ettim. Paketleri merdivenden çıkartırken kollarım kopacak sanmıştım. İstemsizce isyan ettim.

''Allahını seversen anne ne aldın bu kadar ?''

Aldığım 'HİİÇ' cevabı içi ferahlatmıştı zaten, biz her zaman dışarı çıkar binlerce hiç alırdık annemde iyi ki evdeki hiçler bitmeden almış. Ey Allahım ya.

Neyse ki paketleri odaya bıraktıkan sonra saatlerce Paşa'yla oynamıştım da kendime gelmiştim. Yukarı odama çıkarken saatin 2 olduğunu farkettim. Ben bahçedeyken Kuzey çoktan gelmişti ve mutfakta zıkkkımlanıyordu. Umursamadan yukarı çıkarken arkamdan ''Anneme bak bir iyi gözükmüyordu'' dediğini duydum birkaç basamak aşağıya geri inip kafamı uzattım onu görmek için.

''Ne zaman ??'' diye sordum.

''2 saat önce falan ağlar gibi bir hali vardı, abuk sabuk konuştu git bak işte.''dedi.

''Nasıl yani, ne dedi sana ??''

''Üff ne çok soru sordun he, geldiğimde salonun kapısından seni izliyordu. Bende onu korkutmamak için ses çıkartmadım. Yanına gittiğimde ağlıyordu seni seyrederken. Ben de 'Paşa'yla bizden daha iyi anlaşıyor değil mi ?' diye sordum seni göstererek. Gülümsedi. Sonra salona geçip beni yanına çağırdı. Sonra da işte ' ben bugün varım yarın yokum, hep var olacağım bir yerlerde kardeşlerin sana emanet gibisinden klasik ebeveyn lafları etti işte.''dedi.

''Allah allah garip'' dedim sonrasında bu sözlerin pek normal olmadığını idrak ettim panikle Kuzey'e dönüp ''Sence bunlar normal sözler mi?'' diye sordum. Soruş tarzımdan olsa gerek Kuzey'de bir anda gözlerini büyütüp bana baktı.

Elindeki sandviçi fırlatarak koşmaya başladı. Ben de hızla merdivenleri çıkmaya başladım. Annemin odasının kapısını çaldım. Kuzey hemen arkamda duruyordu. Yıllardır bir kere bile kapıyı çalmadan içeri girmemiştik hiç birimiz. Asya bizim sesimizi duymuş olsa gerek yanımıza geldi. Şaşkın gözlerle bize bakarak ''Bu saatte ne yapıyorsunuz beyinsizler kadın uyuyor, aklınızı mı kaçırdınız?'' dedi.

Kapıyı kimse açmayınca Kuzey birden içeri daldı ve annem yoktu. Deliler gibi her odaya koşuyor onu arıyorduk, bir yandan da 'Anneee' diye sesleniyorduk. Asya' da öylece koridorun ortasında durmuş bizi izliyordu. En son Kuzey banyonun kapısını açmaya yeltenirken ben de son misafir odasına bakmak için odaya girdim.

Kuzey birden ''Alya geell, Alyaaaa'' diye bağırmaya başladı. Yanına gittiğimde banyonun kapısının kilitli olduğunu gördüm. ''Ne yapacağız ?'' diyerek Kuzey'e döndüm.

''Çekil kıracağım'' dedi. Ardından hemen kenara çekildim. Bir iki denemeden sonra kapının kilidi kırıldı ve birden kapı açıldı.

Ve hepimiz donakaldık gördüğümüz sahne karşısında.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Feb 19, 2018 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

KIZ KARDEŞLER ✌🏻Where stories live. Discover now