Bölüm 4

19.8K 1.6K 221
                                    



" Gelirler kuzum. Gelirler. Sen niye bu kadar üzülüyorsun. İşleri acele olmalı ondan gitmişlerdir."

Onu ikna etmeye çalışırken bir yandan Eylül'ümün ellerini tutmaya çalışıyordum. Ahmet bey onun ellerini böyle görür görmez küplere binecek ve beni bir güzel haşlayacaktı. Eylül derin bir iç çekip ellerini bana doğru uzattığında biraz olsun sakinleştiği anlamıştım. Hemen fırsattan istifade ederek onun yarasını temizleyip ellerini güzelce bantladım.

Yol boyunca ağzını bıçak açmamıştı. Düşünceli gözüküyordu.Zaman zaman başını önüne eğiyor zaman zaman sıkıntıyla iç geçiriyordu. Eve girdiğimizde Eylül'ü kimse görmeden odasına götürmüştüm. İçimde biraz korkuyla karışık endişe vardı. Eylül duş alıp yatacağını söylediğinde rahatlamayla bütün bedenim birden gevşemişti. Eylül uyuduğu zaman sabaha kadar uyurdu. Onu uykusunun ortasında kaldırmak neredeyse imkansızdı. Odasından ayrıldığımda kolumda bir el hissedince az kalsın çığlık atıyordum.
Selda hanımı karşımda gördüğümde kalp atışlarım tekrar hızlanmaya başlamıştı.

" Bugün ne yaptınız ? Bana anlatmanı istiyorum. Oturma odasına geçelim."

Selda hanım önden yürürken arkasından sesimi çıkarmadan takip ediyordum. Ellerimi önüme getirmiş gergin bir şekilde sürekli onlarla oynuyordum. Pencere kenarındaki iki tekli koltuklara oturduğumuzda Selda hanım benim hemen konuya girmem için bekliyordu.

" Her şey güzel geçti sayılır."

Sesimin kısık ve çekingen çıkması Selda hanımı şüphelendirmiş görünüyordu. Bacak bacak üstüne atıp ellerini dizlerinin üzerinde sıkı bir şekilde kenetlemişti. Kaşları hafif çatık bir şekilde " Birbirimize açık olmaya ne dersin? Eylül benimde sorumluluğumda artık.Şimdi neler olduğunu düzgün bir şekilde anlatırsan sevinirim." Dedi.Bakışlarımı yere sabitleyip konuşmaya başlamıştım.

" Parka gittiğimizde çocuklar Eylül'ü basket oynamaya çağırdılar. Hakan değil diğer çocuk Efe. Korkmayın gözüm Hakan'ın üzerindeydi. Sadece Eylül'e bugün sahayı öğretmeye çalıştılar. Eylül iyi vakit geçirdi ama çocuklar giderken Eylül'e bir şey demediği için Eylül biraz üzüldü. Onların bir daha onu çağırmayacağını düşünüyor."

Selda hanım düşünceli bir şekilde ayağını hafif hafif sallamaya başladı.

"Bu arada Hakan'ı nerden tanıyorsunuz Selda hanım? Kötü bir çocuğa benzemiyor."

Selda hanımın yüzünde alaycı bir gülümseme oluştu.

" Benden büyüksün ama insanları çok kolay yargılayabiliyorsun. Kimse göründüğü gibi değildir. Kötü düşündüğün kişi aslında dünyanın en iyi insanı veya iyi düşündüğün kimse dünyanın en çıkarcı kişisi olabilir."

Selda hanımın hayatta çok zorluk çektiğini biliyordum. Yokluktan gelmişti. Şimdi başarılı bir kadındı. Annesi ve babasıyla pek konuşmuyordu. Ailesinin durumu hala çok iyi değildi. Onlarla pek konuşmasa bile onlara sık sık para gönderiyordu. Selda hanımın eksik yönleri olsada artı yönleri de vardı. Büyüklere karşı saygıda kusur etmezdi. Bu yönü hoşuma gidiyordu. Selda hanım için bazen üzülüyordum. Onu durmadan rahatsız eden baş belası bir abisi vardı. Akli dengesi bozuk bir adamdı. Para için Selda hanımın boğazına bıçak dayadığını bile hatırlıyordum. O gün ben yetişmesem neler olurdu bilmiyordum. Tabi bu olay aramızda sır olarak kalacaktı. İşte o zaman Selda hanım ile ilgili daha derin bilgilere sahip olmuştum. Ona abisini neden şikayet etmediğini sorduğumda sadece susmuştu. Onun da bir nedeni olduğunu tahmin edebiliyordum ama her şeyi anlatmıyordu.

" O zaman anlatın da bileyim. Eylül'ü bir daha götürmeyim oraya."

Selda hanım koltukta geriye yaslanıp kollarını koltuğun kollarına yerleştirdi.

Onu Bana AnlatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin