Mavi Gözler

697 26 7
                                    

1.BÖLÜM

Bugünün nasıl berbat geçeceğini  Ceylin’in  odaya şarkı söyleyerek girip beni uyandırmasıyla anlamıştım.Hangi insan bu sesle uyanmak ister ki?Cırtlak sesiyle ;

‘’Abla bugün tenis kursuna beni sen bırakacaktın.Ahmet abiye babamlar izin vermişler.Biran önce kalkmassan Ajdardan başlayıp Bülent Ersoy’dan çıkana kadar şarkı söylerim.’’

Oflayarak yataktan zorla doğruldum.Sabah erken uyanmaktan nefret ederim ama Ceylin’in bu tehditinden sonra kendi sağlığım için kalkmak zorunda kaldım.

‘’Saat daha 08.00 hangi akıllı insan bu saate ders koyar ki?Kahvaltıyı hazırladın mı bari?’’

‘’Birincisi benim hocam çok disiplinli bir insandır. İkincisi Bora o saatlerde kursa geliyor.Üçüncüsü biraz daha yatakta oyalanırsan kahvaltı edecek vakit bile bulamayacaksın çünkü geç kalacağız.’’

‘’Tamam tamam sen yeter ki sus ben hemen üzerimi giyip aşağı geliyorum.’’

‘’Hadi çabuk oyalanma’’ dedi ve odamdan çıktı.Bu kızın zoru neydi böyle neymiş çok disiplinli biriymiş hah.Bu saate ders koyan biri ise olsa olsa deli olur düşünürken bugün  ne giyeceğime karar vermiştim bile.Üzerime bordo tonlarında kareli gömleğimi giyerken altıma kısa kot şortumu giymeye başladım.Gayet spor bir görüntüm vardı ,sanırım hazırdım.Bir dakika o saçlarımın hali neydi öyle.Saçlarımı düzeltmek için odamdaki banyoya koştum.Neyse ki saçlarım çabuk şekil alıyordu ki hemen banyodaki işlerimi halledip aşağı indim.Ceylin çoktan masaya oturmuş meyve suyunu içiyordu bile.

‘’O hele şükür gelebildiniz Ecrin hanım.’’dedi alaylı bir şekilde.Ne kadar atışırsak  atışalım o benim canımdan candı. Annem ve babam Amerika’ya giderken onu bana emanet ettiler.Ne yapalım başa gelen çekilir dedik ve ilk görevimizi yerine getirmek için yola çıktık.Gerçi hala doymamıştım ama Ceylin tarafından sofradan kaldırıldım.Kapıyı kilitleyip evin önündeki lamborghinime doğru yürüdüm.Bu araba babamın bana üniversite kazandığımda aldığı hediyeydi.Arabaları seven biri olarak seve seve kabul ettim.Ben arabaya binerken Ceylin çoktan radyo kanallarını karıştırıyordu.Tam arabaya bindiğimde en sevdiğim şarkı çalmaya başladı o an Ceylinle göz göze geldik ve birbirimize gülümseyip kendimizi dünyadan soyutlayıp bağırarak şarkı söylemeye başladık.


Walking the dog in my neighborhood
Said I never would, for you for you
I got drunk on a Monday night
Hope it looks alright
Tattoo of you, uh
I'm a yes man on the loose, yeah
Maxed out all my credit cards
Bought your favorite car, times two

I'm crazy for you
Lord knows what I'd do
I'd even die for you
Whatever you need
I'm down on my knees
I guess that means
I guess that means
I'm dam da da rid a dam
Dam da da rid a dam
Dam da da rid a dam
I'm stupid in love
Dam da da rid a dam
Dam da da rid a dam
Dam da da rid a dam
Stupid
I'm stupid in love,
Stupid

Şarkı bittikten sonra Ceylin ‘’Eee abla sen tenise devam etmeyi düşünüyor musun?’’Aslında tenise daha yeni başlamıştım ama tam kendime uygun bir hoca bulmuşken hocanın yurt dışına çıkmasıyla ben de tenisi bırakmak zorunda kaldım.

‘’Aslında bilmiyorum çalışma saatleri uygun olan bir hoca bulursam neden olmasın?’’ dediğimde tenis kortuna gelmiştik.Ceylin vakit kaybetmeden geç kaldığını söylerek arabadan indi.Ne vardı bu kadar abartacak bilmiyorum.Beni öptükten sonra hemen yanımdan uzaklaştı.Ben de arabaya binerek okulun yolunu tuttum.

Aslında bu saatlerde trafik olmaması benim için avantajdı.Bu sırada kırmızı ışığın yandığını fark ettim ve durmak için hafifçe frene basarken birden arkamdan çarpan arabanın etkisiyle öne doğru savruldum ve içimden bütün küfürleri saymaya başladım.Zaten sabah anlamıştım günümün bu kadar kötü geçeceğini.Arabadan hızlıca inip arkamdaki arabanın sahibine söylenerek yürümeye başladım.

‘’Sen ne yaptığını sanıyosun? Biraz daha yavaş olamaz mıydın sanki!’’.

‘’Bilerek yaptığımı mı sanıyorsun,acelem var zaten ne kadar hasarı varsa öderiz.Bu kadar abartmaya gerek yok.’’diye söylenmeye başladı.Ben özür dilemesini beklerken  söyledikleri daha çok sinirlenmeme neden oldu ve hırsla bağırmaya başladım.

‘’Senin acelen varsa bizim de acelemiz var senin yüzünden derse geç kalacağım.Allah kahretsin!’’

‘’Çok acelen varsa sen taksiye bin ben hallederim telefon numaranı vermen yeterli.’’

‘’Delinin zoruna bak bir de telefonumu verecekmişim.Nerden bileyim hırsız ya da sapık olmadığını!’’dediğimde telefonu çalmaya başlamıştı.Eliyle bir dakika diyerek yanımdan uzaklaştı.2-3 dakika sonra yanıma geldi.

‘’Dediğim gibi çok acelen varsa sen git,hem bana baksana sen hiç sapık tipi var mı bende?’’dediğinde 32 dişini göstererek gülümsedi.Birden suratını incelemeye koyuldum.Yakışıklı bir tipi vardı sportif giyinmişti,esmer teni üzerinde mavi gözleri harika duruyordu.Düzgün kaşları,biçimli burun ve dudağıyla yakışıklı sayılırdı yok yok bu adam cidden çok yakışıklıydı.

Daha sonra kolumdaki saate gözüm takıldı ve dersin başlamasına 45 dakika olduğunu görünce aceleyle torpidodaki kağıt ve kalemi alarak numaramı yazıp ona doğru uzattım.Memnuniyetle gülümsedi.

‘’Hemen halledeceğim merak etmeyin güzel bayan.Bu arada ben Yiğit.’’diyerek göz kırptı.Bu sırada karşıdan gelen taksiyi fark edip el kaldırdım taksi önümde durduğunda başımla tamam işareti yaparak onu onayladım.Taksi şoförüne okulun adresini vererek arkama yaslandım.Kötü başlayan günüm kötü geçmeye devam ediyordu.İnanılmaz bir trafik vardı ve şuan derse girmek için tam 15 dakikam vardı.Okula yaklaştığımızı görünce hızlıca parayı taksiciye uzatarak koşar adımlarla üniversiteye ilerledim.Neyse ki derse yetişmiştim.Sınıfa girdiğimde Azra ne oldu dercesine gözlerimin içine bakıyorudu.Kafamla sonra işareti yapıp boş bulduğum sıraya oturdum.Ankara Hukuk fakültesini kazanmak için çok uğraşmıştım ve ilk denememde bu üniversiteyi tutturmuştum.Bütün derslerim benim için önemliydi.Bunları düşünürken hoca sınıfa girdi ve dersi anlatmaya başladı 45 dakika hızlaca geçerken ben derse bir türlü odaklanamamış aklımdan o güzel mavi gözleri çıkaramıyordum.Zil çaldığında telefonumda titremeye başlamıştı.Ekrana baktığında ‘baş belam’yazısını gördüm.Bekletmeden telefonumu açtım.

‘’Efendim başımın belası söyle’’dedim.

‘’Abla hocam gelemeyeceğini söyledi.Dersten sonra beni buradan alır mısın?’’

‘’Benim küçük bir işim var bu seferlik eve kendin gitsen olur mu ?’’

‘’Olurda bu ne işiymiş ?’’

‘’Önemli bişeyler değil eve gelince anlatırım dersim başlayacak şimdi görüşürüz mavişim’’dedim ve telefonu kapattım.Başımı çevirmemle bir adet meraklı Azra karşımda dikliyordu.Azra benden bir açıklama bekliyordu vakit kaybetmeden olup biten her şeyi anlattım.Azra ‘’Geçmiş olsun canım sende bir sorun yoksa büyütülecek bir şey değil olur böyle kazalar.’’dedi.Azra’ya başka dersimiz kaldımı diye sordum olmadığını söyleyince Azra ile kantine gidip kahve içmeye karar verdik.Kahvelerimizi alıp kantinin masasına oturduk. Azra her zaman ki gibi esprilerini yapıp okulun dedikodularını anlatırken gözlerime bir çift mavi göz takıldı.Bu oydu…

Tenisle Gelen MutlulukWhere stories live. Discover now