5. Bölüm

1.5K 121 34
                                    

Elizabeth Lauren Everdeen

Lenda "çocuklar sakin olun. burası ikinizin de kopartımanı çünküü..."

derken kapıyı açtı. ve cümlesine devam etti.

"çünkü burada ikinize de yetecek yer var, fazlasıyla."

kopartımana girdiğimde şaşkınlığımı gizleyemedim ve kendimi birkaç cümle söylemeye zorladım.

"iyi de burası... burası tek odalı bir kopartıman değil, lüx, dublex bir daire."

Flint sırıtarak "evet, sizin rahatlığınız için." dedi.

"bizim rahatlığımızı istiyorsanız bizi bu adadan çıkararak en büyük rahatlığı sağlamış olursunuz" diye ataştı Justin.

bu dediğini umursamadım. ben evin büyüsüne kapılmıştım.

Justin "kendi evime göre on kat daha küçük burası" diye hayıflandı.

"yaşadığım yerden on kat daha büyük" diye mırıldandım.

o an herkes bana döndü. hepsi şaiırmıştı.

"Ne? herkes sizin kadar zengin değil." dedim ve gülümsedim.

evi incelemeye başladım. çelik kapıdan girdiğiniz anda kendinizi kare bir holde buluyordunuz. tam karşınızda büyükçe bir kapı vardı. kapı kapalıydı ama orada ne olduğu merakı beni kemiriyordu.

kulbu tuttum ve kapıyı açtım. güzel, sade ama çok şık bir salonla karşılaştım. klasik dizayn edilmişti. ağaç kabuğu ve krem rengi tonları salona hakimdi. burayı aklıma not ettim ve tekrar gelmek üzere kapıyı kapattım.

Lenda, Justin ve Flint bana bakıyordu.

"salonmuş" diye sırıttım.

Flint evi anlatmaya başladı.

"kopartımanınız 8+1' lik bir daire. şu an bulunduğumuz katta biraz önce de Elizabeth Lauren'ın baktığı yer salon, oturma odası diye adlandırabileceğimiz bir oda, büyük bir mutfak, tuvalet, toplantı ve yemeklerin gerçekleştirildiği bir oda var. üst katta ise, çift kişilik yatak ve kendi banyosu bulunan bir yatak odası, üç tane tek kişilik yatak olan oda, bir tane çamaşır odası, siyah camlarla kapatılmış olan ve minibarı bulunan bir teras, jakuzisi olan büyük bir banyo, son olarak da isteğinize göre dizayn edebileceğiniz bir oda var." dedi ve bu upuzun cümlesini bitirmenin rahatlığıyla nefesini verdi.

"şimdi, iki saatiniz var. bu iki saat boyunca dinlenmenizi öneririm. ada turu yapıcağız ve bu yorucu olacak. biz sizi almaya geleceğiz." dedi Flint ve evden çıktılar.

koca bir ev, Justin ve ben birbirimize bakıyorduk.

Justin'le bakışmamız biraz daha uzarsa kalp krizi geçirip şuraya yığılabilirdim. o taptığım gözleri beni eritiyordu.

"pekala, yukarı çıkmaya ne dersin?"

"ah, evet, olur" diye saçmaladım.

"güzel, hemde odalarımızı seçeriz."

"tamam" dedim ve merdivenlere yöneldim.

merdivenleri bitirdiğimizde evin en uzun holünde duruyorduk.

"umm odalardan sadece bir tanesinde çift kişilik yatak var." dedi Justin.

ne demek istediğini anlamıştım.

"sorun değil. ben tek kişilik yatakta yatmaya alışkınım." dedim.

açıkçası ondan centilmence bir tavır bekliyordum.

INNOCENT (Justin Bieber Fan Fiction)Where stories live. Discover now