bölüm otuz

2.1K 193 8
                                    

Bir ağaca çarparak durakladığım zaman araladığım gözlerimi açtım. Sıyrık ve çiziklerle doluydum. Boynumda bir ağrı vardı. Nereye düştüğüme bakarken çok fazla düşmediğimi gördüm. Hatta yukarıya geri çıkabilirdim. O kadar kötü bir halim yoktu.

Yere düşürdüğüm kolyeyi alıp cebime attım ve üstümdeki karolu gömleği belime bağladım. Ayağa kalktım ve saçımı bir kez düzeltip yukarı doğru yürümeye başladım. Bir kaç küçük sıyrığa ağlayacak değildim. Bileğimdeki lastikle saçımı toplamaya karar verdim ve düz saçlarımı aşağıdan topladım.

Yukarıya çıkışım bitmesiyle eş zamanlı olarak Yoongi elinde bir tepsiyle kulübeden çıktı. Üstümü silkerek yanına ilerledim. Beni gördüğünde gülüyordu ancak bir anda gülüşü söndü. "İyi misin ?" Tepsiyi yere bıraktı ve bacaklarıma baktı. "Ne oldu sana ?"

"Çok bir şey değil. Aşağıya düştüm. O kadar." Elimi tuttu. "Nereden düştün bebeğim ? İyisin değil mi ? Bir şeyin yok ? Hastaneye gitmek ister misin ? Kucağıma alayım arabaya gidelim ?" Omuz silktim ve tuttuğu elinden onu düştüğüm yere sürükledim. Aşağıyı gösterdim. "Buradan düştüm."

Hızla beni yakaladı ve kafamı göğsüne koyarak oradan uzağa çekiştirdi. "Şükürler olsun. Sana beklemeni söylemiştim. Neden gittin ki oraya, salak." dediğinde kollarımı beline dolayarak ona baktım.

"Öyle bakma." dediğinde sırıttım.

(...)

Canlı yayın açarak kahvelerimizi yudumluyorduk. Yoongi'nin elindei telefonu alarak herkese manzarayı gösterdim. "Aslına bakarsanız aşırı korkunç." dedim ve kamerayı aşağı çevirdim.
Telefonu düşürme korkusu ile normal bir şekilde ön kamerayı açtım ve kahvemden bir yudum daha aldım.
Yoongi dudağımın kenarına bir öpücük kondurduğunda gülümsemiştim.
Mutluydum. Ona sahip olduğum için çok mutluydum.

youtube || min yoongiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin