zwölf

1.2K 138 34
                                    

"Nereye, Seungkwan?"

"Hansol ile buluşacağım. Bir yere değil."

"Yaa hiç bir yere değilmiş gerçekten."

Jihoon, arkadaşına bozulmuş bir bakış attıktan sonra bacaklarını Wonwoo'ya doğru uzatıp ilerideki Jeonghan'a doğru sırıtmıştı.

"Çek cezanı Wonwoo."

"Ben ne zaman ceza çekmiyorum Jihoon?"

"Evde olmadığın zamanlarda."

İkisi tartışmaya devam ederken, Seungkwan çoktan dışarı çıkmış meydana doğru yürümeye başlamıştı. Hansol da ondan farksızdı. Hatta o biraz daha erken davranıp çoktan meydanın başında Seungkwan'ı beklemeye başlamıştı.

"Oh, Hansol. Çok bekletmedim öyle değil mi?"

"Yok, ben de yeni geldim."

"Biraz dolaşalım mı? Hemen yemek yemek istemiyorum da."

Kafa salladı. Omuzları birbirine değe değe yürümeye başladılar. Bu sokakta sadece ikisi varmış gibi hissediyorlardı. Lâkin, bunun tersi şekilde ikisi de içlerinde öyle bir şey beslemiyordu. Bir mağazaya girip etrafa bakınırlarken Seungkwan beğendiği bir tişörtü Hansol'un üzerine tutmuş ve gülmüştü.

"Çok yakıştı."

"Öyle mi?"

O da diğeri gibi bir tişört beğenmiş onun üzerine tutmuştu.

"Bu da sana çok yakıştı. Onu ne yapsak?"

"Hmm... Hadi deneyelim."

Gülerek kabinlere yöneldiler. Ama tabii Seungkwan'ın yüzündeki gülümsemenin solmasına neden olan şey çok da gecikmemişti.

"Yoojung?"

"Seni görmek ne güzel."

"Seni de öyle."

"Bu Hyelim, nişanlım."

Yoojung yanındaki kızı tanıtırken, Hansol yanında ağlamamak için kendini zor tutan Seungkwan'ı izlemişti.

"Çok memnun oldum."

"Bu beyefendi de---"

Karşıdaki cevap beklerken, Hansol Seungkwan'ın konuşmasına izin vermeden elini uzattı.

"Ben Hansol. Seungkwan'ın sevgilisiyim. Çok memnun oldum. Sizden bahsetmişti... Yani, çifte bir randevu yapacağımıza dair anlattı bir şeyler."

Gülümsedi.

Ama tek gülümseyen oydu.

Liar Liar | VerkwanWhere stories live. Discover now