Bölüm 16

2.2K 195 24
                                    

Sait kazağını soydu. Sonra valizinden gidip rahat bir şeyler alıp geldi ve soyunmaya başladı. Benim aklımsa söylediklerindeydi. Elini yüzümde hissedince daldığım düşünce denizinden boğulmadan çıktım. Önüme diz çökmüştü.

-"Beni duymuyorsun."

-"Af edersin. Ne dedin?"

-"Geçmişini düşünme Marcelo. El falında sana ne demiştim?"

O anı hatırladım ve gülümsedim. Elimi aldı ve avucumu açtı.

-"Geleceğe şans vermelisin. O zaman güneş senin için ikinci kez doğacak." Avucumu öptü. Elini tutup sıktım.

-"İyi ki varsın."

Böyle dememi hiç beklemiyordu. Önce şaşırdı, sonra gülümsedi. Ona doğru eğilip sarıldım. Üstsüzdü. Teni ılıktı ve güzel kokuyordu.

Sabah yataktan kalkasım yoktu.

*DING DONG*

-"Öööööf kim bu saatte?" Dırdırlanarak, kapıyı açmaya gözlerim yarı kapalı halde, pijamalarla gittim. Kapıyı açtığımda Leo ağız dolusu gülümsüyordu. Tek kaşımı kaldırarak çattım.

-"Ne var be sabah sabah?" Konuşacak bile halim yoktu.

-"Gü-nay-dıııın! Benim sevgili arkadaşım."

Davet bile beklemeden beni ittirip içeri girdi.

-"Hey yavaş olsana. Ah, Tanrım."

Kapıyı kapatıp içeri girdim. O ise çoktan salona geçmişti.

-"Ah, bu ne güzel sofra!"

-"Ne diyorsun yahu?"

Salona girdiğimde ben de ağzım açık bir halde kalakaldım. Sehpanın üzerinde muhteşem bir kahvaltı sofrası vardı. Leo döndü ve bana vurdu.

-"Hey eşek herif, bana bir kere bile böyle sofra hazırlamadın."

-"Bunu da ben hazırlamadım zaten" diyerek kaşlarımı çattım. Leo hemen dedikoducu kadın moduna girdi. İşaret parmağı ile beni dürtüklemeye başladı.

-"Ooooo. O zaman bunları o hazırladı. Akşam neler oldu? Sana bir şey dedi mi? Evlenmekten vaz mı geçmiş? Haaaa! Yoksa kaçmış mı?! Of, çok romantiiiiiik."

-"Bir sus be!"

-"Hoş geldin." Sait'in sesini duyunca dönüp ona baktık. Elinde omlet tabağı ile salona girmişti. Ciddi bir ifade vardı yüzünde. Tabağı getirip sehpaya bıraktı. "Ben çay getireyim." Mutfağa geri gitti. Leo ceketini soyup oturdu. Leo' nun kafasına vurdum

-"Bana bak!"

-"Ah!"

-"Sakın bu soru yağmurlarınla misafirimin başını şişirme. Uygun bir vakit ben sana anlatırım."

-"Ama çatlarım ben şimdi."

-"O zaman seç, kafanı hemen şimdi kırabilirim ya da ..."

-"Peki, peki söz. Ona bir şey sormayacağım."

-"Ha şöyle."

Kalkıp üstümü değiştirmeye odama gittim. Döndüğümde Leo gülümseyerek Sait ile sohbet ediyordu.

-"Yolculuğun nasıl geçti Sait?"

-"Gayet güzeldi, teşekkür ederim."

-"Ya, sevindim. Peki, düğün ne oldu?"

In The Shadow of Love IIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin