18.Bölüm

37.8K 1.2K 35
                                    

Sevgili okuyucularım internet sorunu dolayısıyla yazmaktan vazgeçmek üzereyken destek olup sabırla beklediğiniz için hakkınızı ödeyemem. Çok teşekkür ediyorum.

Selin ,Çağatay ve ben kafeden ayrılmıştık. Sevda cevap vermeden çıkıp gitmişti yanımızdan. Aramızda herhangi bir konuşma geçmiyordu.  Zaten Çağatay 'ın canı sıkkındı. Selin'de sadece suskunca düşünüyordu.  Yan sokakta ki kafeye gidince müşteri olarak oturmuştuk. Yanımıza garson olarak gelen kız da çok güzeldi.

(Multi:Rüya YILDIZ)

Oops! Questa immagine non segue le nostre linee guida sui contenuti. Per continuare la pubblicazione, provare a rimuoverlo o caricare un altro.

(Multi:Rüya YILDIZ)

Biz masaya oturunca Çağatay 'dan yine müsaade istemiştik ama en azından bu kez dürüsttük. Başıyla onaylayıp müsaade etmişti. Çağatay 'ın gitmesiyle
"Hoşgeldiniz. Ne arzu ederdiniz?"diye başımızda duran güzel garsona bakıp
"Pardon biz Rüya hanımla konuşmak için gelmiştik. "Demesiyle Selin 'e baktım. Selin konuya uzatmadan girmeyi seven bir yapıya sahipti. Hoşbulduk bile dememişti. Garsona dönünce onunda şaşkınlıkla bize baktığını görmemle
"Kendisi benim . Konu nedir?"demesiyle kıza baktım. Sanırım korkmuştu.  Hemen söze girip
"5 dakikanızı alabilir miyiz acaba ? Inanın önemli bir konu ama kötü birşey değil."dememle bizden müsaade isteyip yanımızdan uzaklaştı.
Masamızdan biraz uzaktaki takım elbiseli adamla konuşup bize doğru gelmeye başladı. Adam belli ki patronuydu ve huysuzun biriydi. Surat asışından çok net anlaşılıyordu.
Rüya masamızda gelip oturunca
"Dinliyorum. Buyrun lütfen. "Diyerek bizi konuyu anlatmaya yönlendirmişti. Nasıl anlatacağımı bilmiyordum. Daha doğrusu nereden başlayacağımı  bildiğimi yaptım. Yanlıştı belki ama yapmıştım.  Elimdeki Can'ın yazmış olduğu notu Rüya 'ya uzatmıştım. Rüya elimdeki kağıda bakınca
"Lütfen bu senin için yazılmış sayısız mektuptan birisi."dememle kağıdı alıp okumaya başladı. O etkili ve içten yazılmış mektubun her bir kelimesinde gözleri doluyordu. Gözyaşları ile mektubu okurken ellerinin titremesi benim içime dokunuyordu. Rüya başını kaldırınca mektubu ikiye katlayıp tekrar bana uzattı. Masaya bakarken başını kaldırmıyordu . Selin soze girdi.
"Rüya birşey demeyecek misin?"demesiyle
"Can'la olamam. Onun bu kadar acı çektiğini bilmiyordum. Ben Can'la olamam. İmkansız bu. Türk filmi gibi dramatize etmek istemiyorum gerçekten ama bu söz ilk kez bu kadar doğru.  Ayrı dünyaların insanıyız. Geldiğinde Can'ın bıraktığı bahşiş benim 4 aylık param. Kendimi onun yanında bu kadar ezilmiş hissederken onunla olamam."demesiyle haklı olduğunu anladım. Düşünüyordum da bende oyle yapardım.  Insan sevdiği ile arasında o kadar çok uçurum yaşarsa elbet birtanesinden düşerdi.
Kızın elini tutup
"Bak Rüya senin onu sevdiğini gözlerinden okuyorum. Mektubu okurken bile ellerin titredi. Lütfen beni dinle. Can bu tarz farkları umursamaz. Sende umursama. Seviyorsanız para mı engel olacak çok saçma. "Dememle bana baktı.
"Sadece para değil engel."demesiyle
"Nedir?"sorusu Selin'den geldi.
"Onun bütün çevresini tanıyorum ve hepsi de beni tanıyor.  Ben Can'ı rezil edemem. Davul bile dengi dengine. Ben Can'ı taşıyamam.  Özgüvensiz olduğum tek konu bu. Sanırım sebebide gayet ortada."demesiyle yüzüne baktım.
"Ben memurdum. Ailemse ölmüştü.  Hoş ailem yaşarken okumak için çok işte çalıştım.  Şu anki halime bakıp şüphe ediyorsan buyur elime bak. Insanın geçmişini elleri gösterir."dememle elime baktı. Bazı izler vardı. Bir bayana göre çalıştığım ağır işlerin sonucuydu. Tarlada bile çalışmıştım ama bu çalışmadan hiç utanmadım. Sadece olmuştu işte.
Hayat ne garipti. Başımıza birşey geldiğinde ilk başta isyan ederdik. Aynı tarz şeyleri sürekli yaşayınca da olacak şeymiş oldu derdik. Düşünmenin acıttığı anılar vardır. Değilki yaşamak...
"Sen kimsin?"demesiyle
"Biz Can 'ın kardeşlerinin sevgilileriyiz. Bir ay sonra düğünümüz var."dememle bana bakıp gülümsedi.
"Sizi tebrik ederim."demesiyle bende ona dönüp
"Ben bu imkansızı yaşadıysam.  Benim gibi birisi Rüzgar'la olabildiyse hemde hiç ihtimal yokken sende yapabilirsin. Inan insanın kaderi çabasına bağlıdır. Lütfen Can'ı para veya statü sahibi diye bu enkazın altında bırakma . Onun yaşamaya hakkı var. Seninle yaşamaya..."dememle bana bakıp gözleri doldu. Daha fazla konuşmanın lüzumu yoktu. Söylenecekler söylenmişti. Zaten iş yerindeydi. Rahatsız etmemek uygun olandı. Ayaklanıp kalkınca Selin ve ben Rüya 'ya sarılıp vedalaştık. Kapıda bize ve Rüya 'ya bakan Çağatay 'la birlikte araca bindik.
"Eve gidebiliriz."diyen Selin'e dik dik baktım. Alışveriş demiştik. Nasıl unuturdu. Ama bugün çok yorulmuştum.
"Yoldan pasta alabilir miyiz?"dememle Çağatay bana bakıp
"Yenge eve gittiğimizde pasta 3 veya 4 dk içinde gelmiş olur."demesiyle başımla onayladım. En azından birşey almış olduk. Eve gidince yorğunlukla Selin'e bakmadan kendimi odaya attım.  Stres beni daha çok yoruyordu. Kız iyi ki iyi biri çıkmıştı.  Can düzgün bir kız seçmişti. Acaba kız Can'a yazacak mıydı? Allah'ım inşallah birbirini seven insanlar engel tanımadan kavuşur diyerek uyuyakalmıştım.

###2 saat sonra

Bir insan ne kadar saçma yatabilirse o kadar saçma yatmıştım. Ya uyurken yapmayı becerebildiğim hareketleri 40 kez denesem uyanıkken yapamazdım. Allah'ım ben nasıl uyuyacağım Rüzgar 'la evlenince. Çok utanırım. Uyurken bacağımı üstüne atsam ,ağzım açık uyusam falan sabahında ben onu terkederdim utançtan.  En iyisi o uyuduktan sonra tamamen kendimi rahat bırakıp uyumalıyım.
Aşağıya inince Can,Vural,Çağatay ve Serkan'ın gelmiş olduğunu gördüm. Can evdeydi de oda uyanmıştı. Yüzüne bakınca Can'da yine o bitkinlik görülebiliyordu. Selin elinde pastayla Serkan'ın yanına oturmuş, Serkan'a pasta yedirmeye çalışıyordu.  Salona girip oturmamla herkes bana gülümserken Selin konuştu
"Uyanmışsın Damla . Yorgundun iyi gelmiştir.  Aşkım ya açsana ağzını ne var yani elimden pasta yesen."demesiyle Serkan'ın sinirden mora dönen rengini görünce kahkaha atmıştık.
"Lan ben çocuk muyum bırak yicem pastayı."demesiyle gülmekten karnımızı tutar hale gelmiştik.
"Aşkım düğün pastasını da  birbirimize yedirmeyecek miyiz? O kadar kişinin arasında elimden yiyecekken şimdi niye utanıyorsun? "Demesiyle Serkan ellerini saçlarının arasından geçirip sinirle tabağı yine iterek konuştu.
"Canım bak lan gülüm germe beni. Düğünü hatırlatma.  Zaten geriliyorum. Yani bir ton iş var Vural o manada anlıyor musun?"diye bakan Vural'a dönüp konuşmaya başlayınca  Vural bombayı patlattı.
"Ne oldu lan en son dayak yediğinde bana dönüp anlatmıştın . Yoksa sen korkuyor musun evlenmekten?"demesiyle Selin bağırdı.
"Neeee? Aşkım öyle birşey yok dimi?" Demesiyle Serkan yüzünü sıvazlayıp
"Vural bak vururum seni. Kardeş demem keserim lan o dilini. Sus lan . " deyince Vural kahkahalarla gülüyordu.  Serkan Selin'e dönüp
"Aşkım bak güzel gözlüm benim herşeye inanma bu kadar. Yorma beni . Zevk mi alıyorsun ben sinir olunca."diye yüzünü ellerinin arasına alıp dudaklarına kısa ve şefkatli bir öpücük kondurmuştu.  Selin ona kızarmış yüzüyle bakarken Serkan kolunu beline atıp onu kendine çekince sohbete devam edilmişti.
"Bir öpücük nelere kadir. Unuttu pastayı iyi yırttın" diyen Çağatay  'la  yanımda hareketlilik hissetmemle sağıma dönünce  Rüzgar 'ın gelmiş olduğunu gördüm. Herkes ayağa kalkıp karşılarken o yanıma oturup elini belime sardı. Kulağıma doğru
" En son ne konuşuyordunuz ?"demesiyle bilerek yaptığını anladım. Emindim konuşmaları duyduğuna utandırmak için yapıyordu.
"Hatırlamıyorum. "Deyip bende ona inat öpücük konusunu söylenmemiştim. Zafer kazanmış gibi ona bakıp gülümserken yüzümü elleri arasına alarak konuştu.
"Hatırlatayım. "

Bölümleri şimdilik kısa yazma sebebim güncelliyemiyor olmam . En kısa  zamanda bu sorunuda aşacağız.  Sizleri seviyorum.💜❤💜

Mafyanın ZaafıDove le storie prendono vita. Scoprilo ora