9.Bölüm

52.5K 1.7K 126
                                    

Iki gün sonra...

Uyandığımda boğazım ağrıyordu. Belliydi böyle olacağı zaten ama çok rahat ve mutlu uyumuştum son üç gündür bu böyleydi. Yatakta gerindim ve ayağa kalktım. Televizyondan şarkı açtım bakalım hangisi denk gelecekti. Edis denk geldi. Iyi bir şarkıcıydı en azından şuanıma uygundu. Dans ederek sıcak su koymaya mutfağa  gittim o ara esniyordum. Bu sanırım unuttuğum bir neşeydi. Sonrasında elimi yüzümü yıkayıp üzerimdeki geceliğimle kalmak istedim. Kahvaltımı hazırladıktan sonra masaya oturdum. Çayla aram hiç iyi olmamıştı kahve ile kahvaltımı ederken son iki gündür Rüzgar'ın aramamasına kafa yordum. Anlıyordum işleri vardır muhtemelen. Küçük çocuk değildi sonuçta.  Ergende değildim arayarak beni aramamasının hesabını soracak kadar zaten haberini Can'dan alıyordum. Aslında Can'ı arayıpta Rüzgar beni aramıyor sebebini söyle  falan dediğim yoktu. Normal konuşmamız da Can söylemişti abim iki günlüğüne şehir dışına çıkacak diye anlayışla karşılamıştım.  Ben de bu sürede  işimle ilişiğimi keserek ayrılmak istediğimi belirtip işimden tamamen kopmuştum.  Gelen telefon sesiyle hemen aramaya baktım. Arayan Can'dı. Açmamla birlikte
"Damla almaya geliyorum hazırlan. "
Demişti.
"Ne oldu Can?"deyince korktuğumu anlayıp
"Sorun yok yen- Damla sadece Serkan'la ilgili mesele var . Gel hem kahve içip sohbet etmiş oluruz."diye gülünce gülümsedim. Sevmezdim kroca tabirleri ama yenge diyecek olması beni utandırdı. Sanırım herkes farkındaydı birşeylerin .
"Peki Can ne zamana gelirsin?"
"Bir saat  sonra ."deyince
"Peki görüşürüz." deyip Can'ın bana bu iki günde yaptığı şakalardan birini yapmaya karar verdim.
"Can kapatma sana çok önemli bir haberim var ."deyip yüzüne kapattım. 
Beni böyle kaç kez kandırmıştı . Birde ben korkmuştum ne oldu acaba diye şakaya bak ya çocuk işte deyip kahkaha attım. Kahvaltımı edip masayı topladım ve hazırlanmaya gittim. Bugün eve Rüzgar dönüyordu sevdiğim adamı görecektim. Kalbim hızla çarparken acaba onu görünce boynuna atlasam çok mu yanlış olur diye düşündüm.
Deri bir siyah tayt, kalem topuklu bir bot ,beyaz salaş bir gömlek ve siyah göz  makyajıyla hazırdım.
Beklerken heyecandan tırnak yemiştim. Acaba beni böyle beğenir miydiki? Ya istiklâl ya ölüm deyip gülümsedim. Giyinmiştim artık zaten gelmek üzereydi Can vaktimde yoktu. Gelen mesajla telefona baktım.
"Kapıdayım. "Yazmıştı . Kabanımı alıp aşağıya indim. Arabaya bakınca gülümsedim ve yerime geçtim. Can bana bakıp
" Rüzgar abimin işi bir gün daha uzamış. Aslında böyle bir haberi erken vermeliydim ama olsun.  "
Deyince aşırı moralim bozuldu. Yüzüm asıldı ama belli etmek istemedim ve konuyu degistirdim.
"Can Serkan'a noldu?"dememle arabayı çalıştırmasıyla  yola koyulmuş olduk.
" Damla şimdi Serkan abim buluşmaya  gitmişti iki gün önce . Sonra kız bununlayken bu başlamış. Ben Yıldırım 'ım ben şöyleyim ,ben böyleyim diye anlatmaya yani habire kendini övmüş kıza. Sonra kız hiç birşey demeden dinlemiş. Yan masadaki kız Serkan abimin eski flörtlerinden biriymiş ve masaya gelip Serkan'cım deyip sarılıp öpmüş ve cıvık cıvık hareket etmiş. Damla ayıp olacak yanında kusura bakmada masaya gelen kız kaşarmış yani. Neyse bunlar bayağı yakınlaşırken sonunda o kaşar  kızla vedalaşıp ayrılmışlar. "
Olaylara bak Serkan ne umursamazdı . Kim bilir masadaki kızın gururu ne kadar kırılmıştı.
"Adı neydi Can ." Can devam etti anlatmaya
"Selin adı. Damla sonrasında Selin masada abime bakıp gülümsemiş."dayanamayıp sordum.
"Ne yani Can kız birşey dememiş mi" şaşırmıştım.
"Serkan seninle konuşurken kendimi sokak çeşmesinden su içen bir kız gibi hissettim. O kadar kamu malısın ki seninle konuşurken ağzım kirlenmiştir. Ayrıca etiketini çıkar üstünden bir ürüne dönmüşsün. "
"Ufff bunları kız mı söylemiş "dememle içimden helal kız sana dedim. Kadın dayanışması yani haklı kızcağız.
"Serkan iki gündür kıza ulaşmaya çalışıyor.  Beni kimse reddedemez kafasında. Kız bunu görüp görmezden geliyormuş. Birde kız çıkmadan kafede hesabı ödemiş hem kendi masasının hemde o kaşarın oturduğu masanın. Kaşar kız kafeden çıkarken  geri dönüp abimi öpmüş hesabı ödedi diye. Abim deli oldu kaç gündür. Bize sürekli bu kızı anlatıyor ne yapsa Damla ona biraz akıl versene?" Deyince. Yapacağını yapmış yani kızı içimden o kadar tebrik ettim ki. O arada Can müzik açınca eve kadar müzik dinleyerek susup yolculuk ettik. Eve geldikten sonra içeriye girdik ve salona çıktık. Içeride Vural  ve Serkan vardı.
"Hoşgeldin Damla"deyip ayağa kalktı ikiside
"Hoşbuldum "deyip gülümsedim. Koltuğa oturunca Serkan koltukta geriye doğru başını atıp ayağının birisini sürekli sallamasıyla
"Abi Damla sana akıl versin işte ben anlattım hepsini danışsana " diye Can girdi konuya.
"Damla ben kimim dedi Serkan bana" şaşkınca bakınca ben
"Al işte hafızayıda kaybetti."diye Can yüksek bir kahkaha attı.
"Kes lan" diye bağırdı Serkan. Ben geriye doğru sıçrarken Serkan bana bakıp
"Pardon yenge ben unutmuşum uyarılmıştık da aklım yerinde değil "demesiyle yerin dibine girdim. Yenge demişti yanaklarım kızarmıştı utançtan. Rüzgar onları bağırmama konusunda uyarmıştı. Bunu düşününce utancımı unutup gülümsedim.
"Serkan çek kolundan seviyorum lan işte yaptık birşey uzatma de"Vural böyle deyince hepimiz ciddi mi diye yüzüne bakıp gülmesini beklerken gülmedi.
"Hatta abi ağzının üstüne iki tanede çakarım reddederse . Helal sana be yemin ederim. Ya abi sen gitsene vallahi senin fikirlerinden ya kızın topuğuna yada kendi kafama sıkacağım. "Deyince Serkan'a bakıp  kahkaha atmıştık.
"Serkan hoşlandın mı kızdan sen?" Dememle bana bakıp
"Seviyor mal aşık olmuş yoksa kaç gündür kafamızı si- sinir eder miydi?"demesiyle Vural yine kendini belli etmişti. Yemim ederim hepsi evde ama Vural kesin dağda kurtlarla büyümüştü.
"Damla sevmiyorum sadece anlamıyorum onu nerden buldu bu cesareti ve  benim yakışıklılığımdan hiç etkilenmemiş gibiydi. Ayla yanıma gelip sarılırken Selin kahvesini içiyordu. Bir insan ilk kez beni böyle kendime dahi değersiz hissettirdi."demesiyle Serkan'a bakıp
"Serkan bence kıza yeniden düzgün bir görüşme teklif et . Telâfi edeceğini söyle ve özür dile." Dememle bana bakıp
"Reddederse peki o zaman ne yapacağım? "Deyince yine Can girdi konuya
"Vural abimin dediğini yaparız "deyip kahkahalarla gülmeye başladık hepimiz . Neredeyse akşama kadar sohbet etmiştik.  Çalışanlar akşam yemeğini hazırlarken ben diğer kardeşlerin tek tek gelmesiyle
"Ben artık gideyim. Geç oldu."deyince Serkan söze girdi.
"Sen bile benimle yemek yemek istemiyorsun Selin de öyle zaten moralim bozuldu. Kesin beni reddedecek."demesiyle güldük.
"Ne zaman söyleyeceksin  Selin'e  bunları? "
"Birazdan ararım ."dedi .
"Bak bana haber ver cevabını mutlaka ."dememle hemen arkamdan bir ses geldi.
"Neden kendin de burada öğrenmiyorsun.  Sesin sahibine bakınca Rüzgar'ı görmemle şok oldum. Sarılmak istedim utandım.
"Şey ben" diye saçmalarken sustum ve   Rüzgar yanıma geldi ve alnıma bir öpücük kondurdu. Rengim ya kırmızı yada mordu artık . Öptüğü yerin alev aldığına yemin edebilirdim.
"Masaya geçelim. "Demesiyle hepimiz masaya yürüdük .
Yemekte herkesin tabağına  et benim tabağıma ise tavuk yemeği getirilmişti. 
"Neden?"diye sert bir sözle hizmetçiye  Rüzgar bağırınca ikimizde korktuk ve o elindeki bardağı düşürdü.
Kız daha birşey söylemeden
"Abi Damla et yemiyor. Sevmiyormuş. " demesiyle Can'a minnetter kaldık. Kıza üzülsemde birşey diyemedim. Bunu Rüzgar'a şimdi  söylesem adını bırakır soyadıyla tanıtırdı kendini bana. Yemeğe başlayınca Can 'a ters ters baktım. Anlamıştı. Rüzgar gelmeyecek derken yalan söylemişti.
" Yaptığın şakaya karşılık "deyip gülünce Can ters ters bakıp
"Bunu unutma" dedim.
" Konu ne ?"deyince ikimizde soruyu soran Mert'e döndük. Yüzüm kızarmıştı. Ben Can'a tekrar bakınca anlamıştı Can.
"Yok birşey abi telefon şakam biliyorsun."deyip güldü. Bana baktı ve  göz attı Can. Minnettar kaldım galiba yine . Yemek sessizce geçip bitince hepimiz kalktık  ve koltuklara geçtik. Ben oturunca yanıma Rüzgar oturdu.
"Ben aramaya gidiyorum. Bana dua edin"demesiyle Serkan'a baktım.
"Dua edelim de kız reddetmesin yoksa Vural abim işe el atmak zorunda kalır. " demesiyle gülmüştük.  Serkan gidince hepsi futbol konusu konuşmaya başladı. Hiç anlamazdım. Ellerime bakarken yüzümü Rüzgar 'a çevirdim. Bana bakıyordu. Kulağıma doğru eğildi
"Sıkıldın mı?" Nefesini hissetmemle vücudum gerilmişti. Ona bakıp
" Hayır . Senin yanında olmaktan sıkılmıyorum."dememle elimi tuttu ve  beni bahçeye çıkardı ve hava biraz soğukken bahçede bulunan koltuklara oturduk. Kalbimin atışını durduramıyordum çünkü hala elimi tutuyordu.Hemen çalışanlar ellerinde polarlar getirmişti. Bırakılan poları alıp Rüzgar benim üzerime dikkatlice örtüp bana baktı
"Biraz soğuk hava almak iyi geldi."dedim bana hala bakarken koltuğa yaslandı ve beni göğsüne çekti.  Onun o güzel kalp atışı ve şuan ki yakınlığımız nefesimi keserken  Rüzgar 'ın sesi  ve sözcükleri kulağımı değil gönlümü doldurdu.

"Birinci kural Damla'm
Beni kokundan mahrum etmek yok.
Benimle hep böyle kal."

Mafyanın ZaafıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin