43.Bölüm

13.8K 551 70
                                    

Ruhlar yaratıldığında dünyaya gönderilmeden önce hepsi bir aradaymış. Gelmiş geçmiş bütün ruhlar...
Hepsi zamanını beklerken konuşurlarmış.
Işte dünyadayken bazı insanları bir anda çok sevmemizin ve kendimize çok yakın hissedetmemizin sebebi buymuş.
Çok çok zaman önce o ruhla kurduğumuz  bağmış bunu sebebi.
Ben çabuk kaynaşamazdım insanlarla.
Arkadaşım bile olmadı doğru düzgün. Aslında oldu ama nasıl denir ki yüreğime işlemedi dostluklarım.
Söz kesinlikle doğru.
"Kusursuz dost arayan dostsuz kalır. "
Aslında kusursuz aramadım ama kusurları kendilerinden büyük gelirdi.
Lakin şuan böyle miydi ?  O bahsettiğim ruh ve aniden kurulan bağ durumlarını ben bu ailede yaşadım.
Sessiz Mert,
Tam bir iş adamı olan Selim,
Asabi Çağatay 'ımız,
Çapkın Serkan,
Gözükara ve atarlı Vural
Herkese dost bitanecik Can'ımız,
ve Rüzgar aşkım, kocam.
Bu yedi kardeşin ayrılması olmazdı ki...
Ah Vural bırakma bizi.
Gözlerimiz yaşlarla dolmuş halde hastanede beklerken Rüzgar yoktu yanımızda sadece.
"Yapma abi ben daha senin yüreğini tüketmedim ki ."
Acı dolu haykırış Can'dan geliyordu.
Havuzda olanlar aklıma geliyordu. Vural çıkamamıştı sudan. Kardeşlerin hepsinin birden havuza atlayıp onu çıkarırken kanlar içindeki Vural 'ın görüntüsü gözümün önünden gitmiyordu.
Gerisi silik silikti hafizamda. Ağır çekim gibi geçiyordu kötü zamanlar.
"Aşkım su iç. Kendini toplaman gerek. " Sevda'nın bu sözü üzerine Çağatay aniden suya elinin tersiyle vurup
"Defol git başımdan. Defol!"diye haykırmıştı . Sevda ağlayarak kenara çekilirken ben Çağatay 'ı anlıyordum.
O düşünemiyordu. Benim gibi...
Kardeşlerin hepsinin kıyafeti ıslanmıştı. Havuz yüzünden hala ıslaklardı fakat tek ıslak kıyafetlere sahip olan kardeşler değildi birde Duygu vardı.
Duygu dizleri üzerine çökmüştü. Ağlamıyordu. Alt dudakları titrerken gözlerini kapıya dayamış şekilde sanki buzdan bir heykel gibi duruyordu.
Ben ise  kimseye destek olamıyordum. Düşünebiliyordum ama sanki elimi kolumu hareket ettirsem aniden ölüp gidecek gibi hissediyordum.
Koridorda yankılanan ayak seslerine başımı çevirdiğimde Rüzgar'ın gelişini görmüştüm.
Gözleri kızarmıştı,  ağlamıştı .
Ben ona doğru hiçbir hamlede bulunmazken o bizim yanımıza gelip gür ve tok bir sesle bağırarak
"Biz yedi kardeşiz. Burdada çoğumuzun eşi ve doğmamış çocukları var. Sizler büyüdünüz.  Bize saygınız yok mu?"derken herkes Rüzgar'ı büyük bir ciddiyetle dinlerken ayağa kalkıp ona kulak kesilmişlerdi .
"Hadi lan al alabiliyorsan?" Bağırarak  söylemişti bu sözleri Rüzgar. Hepimiz anlamaz ifadeyle yüzüne bakarken
"Bu Vural abinizin sözü. Kalkıp ailenin bozulmaması için vurulmayı göze alan adam Azrail'e canını teslim eder mi?"
Hepimiz ona odaklanmışken ,
"Çağatay,  Can, Mert , Selim hepiniz eşlerinizi de alın eve gidin. Kendinize gelin. Haberleşeceğiz. Serkan sen benimlesin. Damla sende eve git."demesiyle herkes itiraz etmek için ağzını açmaya çalışırken
"Burda mısınız hala ? Hadi!"diyen Rüzgar 'a kimse ağzını açamadan dediğini yapmaya kalkarken ben yanına gitmiştim .
"Rüzgar biliyorum bana kızgınsın. Ben-"diyemeden eğilip dudaklarıma uzun bir öpücük kondurmuştu.
"Bebeğimiz yoruldu git eve karım." Haklıydı sözlerinde. Ben bayılacak gibiydim ama ayrılmak istemiyordum. Saçma inadım uğruna bebeğimize birşey olmasını istemezdim.
Başımla onaylayıp yanından ayrılacakken aniden kolumdan tutan Rüzgar gözlerime bakarak
"Aile nedir biliyor musun? Yaptığı şeyi fedakarlık olsun diye değil yine olsa yine yapacak kadar yürekten istediği için yapandır. Vural pişman değil. Sende üzülme . Senin yüzünden değil. " gözyaşlarım akarken yanından uzaklaşmıştım.
Rüzgar ve Serkan kalmıştı geride.
Sakin ve soğukkanlı şekilde bekleyen sadece onlardı çünkü.

4 saat sonra ####

Gece saat bire geliyordu.
Eve geldiğimizde kimsenin ağzını bıçak açmıyordu. Herkes odalarına çekilmişti.
Sadece ben, Duygu ve Selin salondaydık. Geldiğimizde Duygu'yu duş alması için ikna etmiştim. Kendi kıyafetlerimden vermiştim. O tekli koltukta sessizce oturuyordu. Geldiğimizden beri tek laf etmemişti.
"Damla olayın iyi yönüne bakar mısın? " Diyen Selin'e bakarak cidden merak ettiğim soruyu sordum.
"İyi yönü nedir Selin?"dememle Selin,
"Vural uyandığında o kadar hazırlık yaptığımız bahçe boşa gitmeyecek. Duygu ile Vural evlenecek. Ben hissediyorum. Olay kötü ama derler ya her kötü şeyde bir iyilik , her iyilikte de bir kötülük varmış diye." Selin o kadar umutla pencereden görünen hala ışıklar içindeki bahçeye bakarak sarf etmişti sözlerini.
"Vural yine partimi mahfetti. " Gülümseyerek ettiği sözler üzerine Duygu'ya çevirmiştik başımızı.
"Hep böyle yapıyor. " Demesi üzerine acı acı gülümserken bulmuştuk kendimizi. Bunlar son konuşmalarımızdı. Sessizliğimiz devam ederken evdeki herkes aşağıya inmişti yavaş yavaş.  Hep beraber beklemelerimiz sürüyordu.
Aniden kapıdan giren Rüzgar 'ın gözleri şişmişti. Bize bakarken umutla gülümseyerek
"Size bizi bırakmayacak demedim mi?"
Sevinçle birbirimize sarılırken hepimizin ağzından şükürler dökülüyordu.
Böyle bir anın mutluluğu tarif edilemezdi.
"Savaşçı. "Iste biz sadece bunu söyleyebiliyorduk. Çünkü bunu Vural sonuna kadar hak ediyordu.
Rüzgar üzerini değiştirip yanımıza gelmişti.
"Birazdan Serkan gelir. Ben gidiyorum.Selim hadi çıkalım. "Demesi üzerine Selim apar topar sevinçle kalkarken Rüzgar yanıma gelip
"Sen iyi misin karım?"demesiyle başımı aşağı yukarı sallamıştım.
Herkesin içinde diz çöküp karnıma küçük bir öpücük kondurup ayağa kalkmıştı.
"Bugün olanları düşünme.  Gördüklerini unut. Yaşadıklarını unut. Vural kalkınca hayatımızdaki bütün sorunlar kalkacak ortadan. Artık bitti karım." Demesi üzerine ona sarılmıştım .
"Seni seviyorum. Dengesizce seviyorum. Seni severken ayarsızım." Gülümserken kollarımı gevşetip Rüzgar'ı bırakmıştım.
Bu mutlu haberle Rüzgar ve Selim evden ayrılırken hepimiz bir aradaydık.
"Abim benim be güçlü abim." Diyen Can mutlulukla gülümserken, Çağatay
"Lan ondaki inat hiçbirimizde yok. " demesi üzerine ben söze girip
"Yok var birimizde o inat. O da sensin Çağatay. " diyerek gözlerimle Sevda'yı işaret edince Çağatay Sevda'ya bakıp
"Özür dilerim."demişti.
"Ben boşanmak istiyorum."Diyen Sevda'ya hepimiz şok içinde bakarken Çağatay ayağa kalkıp
"Ne diyorsun lan sen?"diye öyle bir bağırmıştı ki kulaklarımız acımıştı.
"Sevmiyorsun sen beni. Yaptığım herşey sana batıyor gibi davranıyorsun. Ben buna dayanamıyorum artık. " demesi üzerine kıza hak vermiştim. Çağatay cidden hiç yumuşak davranan biri değildi. Sevda ağlarken Çağatay
"Kadın beni delirtme. Bebeğimize hamilesin diye hormon olaylarından saçmalamana veriyorum."diye tehditvari konuşurken, Sevda
"Napacağım ben seninle?"diyerek Çağatay 'a bakarken Çağatay elinden tutmuştu Sevda'nın ve odalarına doğru biranda çekmeye başlarken
"Çekeceksin. Zulmümüde ,aşkımı da, beni  de, evliligimizi de..."demişti.
Sevda seviyordu biliyordum ben bunu. Eminim ki barışacaklardı.
Herkes odalarına dağılırken ben Duygu'yu yanıma alıp
"Canım sen burada uyu istersen. Kendini evinde hisset. Bir ihtiyacın olursa beni çağırabilirsin ."demem üzerine bana bakarak
"Benim yüzümden oldu. Özür dilerim. Vural ayağa kalkana kadar sizinle kalıp size destek olmak istiyorum. Müsade edersen tabiki yani iznin var mı?"demesi üzerine
"Kendini suçlama. Canım ne kadar istersen kalabilirsin. Eğer bu şekilde olması seni rahatlatacaksa elbette ki kal."demem üzerine teşekkür etmişti. Onu odada bırakıp odama geçmiştim.
Çok yorulmuştum. Yatak odama baktım ne kadar da boştu. Rüzgar olmadan bu oda taşlardan ibaretti ve soğuktu ama o olsa sıcacık bir yuva oluyordu o taşlar anlam taşıyordu.
Üzerimdekilerle uzanıp yorgun bedenimi uykuya teslim etmiştim.

###

Korkunç kabuslarla soğuk yatağımda gecem zindan olmuştu. Dün gördüğüm ölümleri unutamıyordum. Sabah uyandığımızda hepimiz kahvaltıya inmiştik. Hepimiz mutluyduk.
Rahat bir kahvaltı sonrasında aklımda geceden beri olan Rüzgar'ı düşündüm. Çok yorulmuştur diye çünkü hiç durmadan oradan oraya uğraşmıştı.
Zaten duramazdı ama işte...
Hepimiz salonda otururken birden telefonum çaldı. Arayan Rüzgar'dı. Telefonu açınca
"Bitanem günaydın "demesiyle
"Günaydın canım Vural nasıl ? "demiştim.
"Odaya aldılar. Uyanır birazdan. Sizde hazırlanıp gelin. Çok yormayalım ama sizide görsün. " demesiyle sevinçle
"Tamam aşkım  görüşürüz ."sevinçle demiştim bunları. Telefonu kapatmamla güzel haberi herkese verdim.
Herkes hazırlanırken Duygu elinde bir buket gülle gelmişti.Ben ona bakarken
" Bunları dün doğum günü için özel olarak hazırlamıştım. Ona götürmek istedim ."demesiyle verdiği emeği hatırladım. Cidden saatlerce uğraşmıştı. Gülümseyerek
"Iyi düşündün Duygu . Çok incesin."demem üzerine hepimiz evden çıkmıştık.
Hastaneye gittiğimizde Rüzgar'ı koridor da görmemle hızla yanına gidip boynuna sarılmıştım .
Çok yorgun ve mutlu görünüyordu.  Ne büyük tezat. Dün nasıldık şimdi ise...Şükürler olsun ki acımız mutluluğa dönmüştü.
"Damla'm yorgun görünüyorsun. " deyip yüzümü ellerinin arasına alınca
"Sensiz uyuyamadım. Evet bir gece ama seni çok özledim."dememle gözlerime gözlerini dikip
"Benim kadınım bunu diyorsa bu bana ne büyük şeref. " diyerek dudaklarıma kısa bir öpücük kondurmuştu.
Vural'ın olduğu odaya yöneldiğimizde herkes çoktan içeri girmişti.
Vural iyi görünüyordu. Sargı bezleri vardı vücudunda,  kolunda ise serum ancak o yorgun gözleriyle bakarken
"Ben gayet iyiyim. Hayırdır ne sanmıştınız? " diyebilmişti . Gülümseyerek ona bakarken hepimiz etrafını sarmıştık.
Birden aklıma gelmesiyle gözüm Duygu'yu aradı. Kenarda durmuş. Ellerindeki güllerle Vural'a bakıyordu.
Çekiniyordu belli ki ama ben ona doğru yaklaşırken sırtını dikleştirip gözlerime bakmak için gözlerini Vural'dan ayırabilmişti .
Fısıldayarak
"Gülleri vermeyecek misin?"demem üzerine utanarak başını salladıktan sonra Vural'ın yanına yaklaşıp elindeki gülleri uzatarak
"Geçmiş olsun ben bunları buraya bırakayım."demesi üzerine Vural
"Hayır bana ver ."demişti.  Duygu gülü uzatırken Vural 'da almak için uzanırken aniden Vural eline aldığı gülü düşürmüştü. Kızın üzerine taktığı süslemeler düşmüştü.
Duygu Vural'a bakarken Duygu
"Ben onun için çok uğraşmıştım. Yine emeğimi mahvettin."deyip Vural'a bakması üzerine Vural Duygu'ya bakıp gülümserken
"Vicdansız kadın. Senin yüzünden ne haldeyim. Bir çiçek için ne diyorsun?"demişti.
Duygu bir anda ciddileşip
"Peki pişman mısın? " derken gözleri Vural'a dua eder gibi bakıyordu.
Vural ise gözlerini devirerek kahkaha atarken şunları söyledi.
"Kur yapıyordum. Normalde o adamı her türlü hallederdim. Bak senin için vuruldum. Bu evrede bana aşık olman gerekiyor. İşe yaradı mı?"

Sevgili okuyucularım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sevgili okuyucularım...
Destekleriniz , mesajlarınız ve sevginize minnettarım.
Sizleri seviyorum💜💜💜💜

Mafyanın ZaafıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin