7.Bölüm: Düello

Start from the beginning
                                    

"Eğer hasta olunca yanımda birilerinin beni bekleyeceğini ve – Hermione'ye döndü- birisinin benim için ağlayacağını bilseydim daha gelir gelmez rahatsızlanırdım."

"Şakası bile kötü James!" Genç çocuk cevap vermedi. Hem cevap veremeyecek kadar yorgundu hem de Sirius'un konuşmaya devam edeceğinin farkındaydı. Sonuçta o Sirius Black'ti. Çoğu durumda bir kadından bile daha fazla dırdır edebilme yeteneğine sahipti.

"Yedi tane Slytherin'liyle düello yapmakta nedir? Cidden babana biraz daha az benzemeni isterdim. Beşinci yılımızda annenden bir mektup gelmişti ve bize söylemeden onunla buluşmaya gitmişti. Bil bakalım ne oldu? Beş tane Slytherin'li ki içlerinde Snape'de vardı ona saldırdılar. Babanda anneni koruyayım derken senin gibi hastanelik olmuştu. Bir hafta hastane kanadında yattı. Salak, anneni korumak için sarılmış. Bana sorarsan ona..." James elinde olmadan güldü. O da içgüdüsel olarak babası gibi yapmıştı. Bakışları Hermione'ye kaydığında yanaklarının kızarmış olduğunu fark etti.

"Cidden bunda komik bir şey mi görüyorsun James?"

"Böyle bir durumda sen olsaydın sana sarılmazdı diye kıskanıyorsun değil mi?"

"Ne? James Sirius Potter!" Hepsi, Sirius'un kızarmakta olan suratına kahkaha attılar. Sirus'da elinde olmadan gülmeye başladı. Ortamdaki gerginlik bir nebzede olsa azalmıştı. Kahkahasının arasından;

"Belki biraz kıskanmış olabilirim." Dedi. Bu yorumla hastane kanadında kahkaha sesleri yankılandı. James hasta olmasına rağmen mutlu hissetti. Gerçekten mutluydu. Yalnız değildi. Artık bir ailesi vardı. Ailesi...

"Konuyu değiştirip cevaplamadığınıza göre beş saatten daha fazla uyudum. Kaç gündür uyuduğumu söylemeyecek misiniz? Bir gün mü?" Hepsi birbirine bakıp sus pus oldu. Sözü zorla da olsa Sirius devraldı;

"Dört gündür..."

"NE? Yani bugün Cumartesi mi?" Hepsi maalesef dercesine başlarını salladılar. Sirius ortamdaki gerginliği yok etmek için farklı bir konu hakkında konuşmaya başladı.

"O değil de şunu dinleyin; Anneniz aslında o gün babanıza peşini artık bırakması gerektiğini söyleyecekmiş ama bu olaydan sonra ondan hoşlanmaya başlamış. James'den nefret eden Lily Evans, aşık Lily Evans'a dönmüş." James, Sirius'un sözüyle bir anda öksürmeye başladı. Her bir öksürük kasılmasıyla suratı daha da kızarıyor ve tuhaf bir durum oluşturuyordu. Su almak için yanındaki komodine uzandı ve bakışları Hermione'yle karşılaştı. Kızda onun gibi kızarmıştı. Ahh Sirius! İstese onları bu kadar utanç bir duruma sokamazdı. Harry ile Ron'un onlara tuhaf tuhaf bakması da zaten ortamı yeterince tuhaflaştırıyordu. James zor bela suyu içtikten sonra komodine koymak için uzandı ve aynı anda Hermione'de ona yardımcı olmak için elindeki bardağı almaya çalıştı. İki gencin elleri birbirlerine değdiğinde ikisi de hızla ellerini çekti. Su bardağı önce komodine ardından yere düşüp kırıldı. İçindeki tüm su yere döküldü.

"Aklapakla!" James büyünün geldiği yere baktı. Sirius asası elinde bir kaşını kaldırmış ona bakıyordu. James bakışlarını devirip, gerginliğin geçmesi için dua etti. Duasının cevabı ise birkaç dakika sonra yatakhanenin kapısının açılmasıyla gerçekleşti.

"Burada ne işin var Snape?" Sirius'un sorusuyla talihli ortaya çıktı. Snape, elinde tuttuğu yeşilimsi şeyle pelerinini savurarak ilerledi. Sirius'un varlığından haberi yokmuş gibi davranıyordu. James herkesin Snape'e bakmasından yararlanıp sırıttı. İkisinin tartışmaları her zaman onu eğlendiriyordu.

"Sana burada ne iş..."

"Senin çirkin suratının hayrına gelmedim Black!" Adam asilce Sirius'un yanından geçti. Elindeki iksiri James'e uzatırken çocuk elinde olmadan suratını ekşitti. İçindekinin ne olduğunu biliyordu ve tadının ne kadar berbat olduğunu da biliyordu. İstemeye istemeye iksir şişesine uzanırken, Sirius hızlı davranıp çeviklikle Snape'in tuttuğu şişeyi aldı. Sanki iksir ustasıymış gibi iksiri havaya kaldırıp bir kez salladı sonra burnuna götürüp kokladı. James elinde olmadan tekrar sırıttı. Sirius iksirde tam anlamıyla berbattı ve şimdi geçmiş bilmişlik taslıyordu. Sanki içindekinin ne olduğunu anlayacakmış gibi.

"James içinde ne olduğunu bilmediği şeyleri içemez Snape. Bu yüzden lütfen bize içinde neler olduğunu açıklar mısın?"

"Ahh yoksa incelemelerinden sonra bile içinde neler olduğunu bilmiyor musun Black? Yazık..."

"Ben... Tabi ki de biliyorum Snape. Sadece buradaki gençlerinde aydınlanması için söylemiştim."

"İçine aklının almayacağı şeyler koydum Black. Belki cesaret gösterip önce sen bir yudum içersin ve o gereksiz çeneni sonsuza kadar kaparsın diye..." James diğerlerinin bakışlarına aldırmadan sırıttı. Snape bir sıfır öne geçmişti. Adam tatminkâr bir şekilde pelerinini savurtup döndü.

"İksirinizi bitirin Bay Potter. Yaralarınızı iyileştirecektir ve yaralandınız diye cezanızı unuttum sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Derslere başladığınız an cezanızda başlayacaktır."

" Profesör!" James, Harry ile Ron'un bakışlarına aldırmadan, Snape'e seslendi. Adam neredeyse kapının dibindeydi ve James onu duyduğuna emindi ama Snape durmak yerine yürümeye devam etti.

"Teşekkürler!" Adam tepki bile vermezken James, Snape'in hafifçe gülümsediğine emindi.

"Bir de teşekkür mü ediyorsun? Bu yaraları iyileştirmeyi sadece o bildiğinden tabi ki de iyileştirecek. Görevi o. Al iç şunu!" Sirius onaylamaz bir şekilde elindeki iksiri içmesi için uzattı. James, Sirius'un yaptığı gibi iksiri alıp kokladı ve ardından gülümsedi. Tatmin olmuş bir şekilde içindekileri sıraladı.

"Hindistan ceviz yağı, sedir ağacı yaprağı, çam ağacı yağı ve son olarak da biraz nane." İksiri dikleyip tek yudumda bitirdi.

"Sallıyorsun değil mi?" Ron şaşkın bir şekilde ona bakıyordu. James'se kendinden emin bir şekilde hayır anlamında başını salladı. Üç gençte onaylaması için bakışlarını Sirius'a çevirdiler. James'e inanamıyorlardı. Tamam, düelloda iyi olabilirdi ama iksir? Harry'nin en kötü olduğu derslerden biri iksirdi, James'inde öyle olması gerekiyordu.

"Bir Lily Evans özelliği... Biliyor musun Jamie bunu herkesin önünde yapmamalısın. Çünkü Lily derslerde bunu yapardı ve tek kelimeyle Çok! Sinir! Bozucuydu! " James ağırlaşan göz kapaklarıyla son kez gülümsedi ve ardından yatakta kayıp başını yastığa koyar koymaz derin bir uykuya daldı.

James omzunun dürtülmesiyle, uykusundan koparıldı. Saatin kaç olduğunu ya da ona ne söylendiğini bilmiyordu ama omzunun ısrarla kalkması için dürtüldüğünün farkındaydı. Genç çocuk umursamazca dürtüldüğü omzunun üstüne yattı. Onu dürten kişiye sırtını dönmüştü.

"James Potter hemen kalkıp bu iksiri içiyorsun!"

"Ahh... Hastalıkta sağlıkta beni böyle uyandırdığın için teşekkür ederim! Senin sayende artık daha güçlü omuzlarım var."

"Oyalanmada kalkıp şu iksiri iç James. Burada harcayacak fazla vaktim yok." Genç çocuk yatağında doğrulup yanında dikilen uykusuzluktan gözleri şişmiş olan adama baktı. Onaylamazcasına kafasını sağa sola sallıyordu.

"Sana hastalıkta sağlıkta gibi evlilik kelimeleri kullandığım için bana teşekkür etmelisin. Hayatında sana evliymişsin gibi hissettiren kimse yok! Ama sen kalkmış beni azarlarcasına James bu iksiri iç diyorsun."

"Birincisi senden böyle şeyler duymaya ihtiyacım yok James. İkincisi sen böyle saçmalamaya başladığına göre iyileşmiş olmalısın yoksa seni bu haftadan mı derslere girmeye başlatsaydık ve üçüncüsü tüm bunları iksirden kurtulmak için yaptığını biliyorum, kurtulamazsın." Adam elindeki iksiri iğrenç kokusu ve çocuğu bekleyen iğrenç tadıyla burnuna burnuna soktu. James uflaya puflaya iksiri bir yudumda içti. Midesinde fokurdamalar hissederken, kusmamak için kendisini zor tutuyordu.

"Al, içtim! Sana da yaranılamıyor. Memnun oldun mu?"

"Aferin. Bugünde burada istirahat et ve yarın odana çıkabilirsin. Haftaya kadar dinlen. Yatakhanede kalmana gerek yok. Madam Pomfrey'e ödevlerini yapabilmen için odanda istirahat etmeni benim söylediğimi söylersin."

"Emredersiniz Profesörhasta bakan Severus." Adam hiçbir şey söylemeden pelerinini çevirip çıkışayöneldi. James ise iksirden sonra vücuduna enerji dolduğunu hissediyordu. Halakendinde derslere girebilecek enerjiyi hissetmiyordu ama okulda yavaş tempodadolaşabilirdi. Tabi önce odasında daha çok dinlenmesi lazımdı. Farkına varmadantekrar uykuya daldı. Son birkaç gündür hayatı rüyalarından ibaretti. 

Bilinmeyen ÇocukWhere stories live. Discover now