İP_52 | YAĞMUR VE KAR TANESİ

64.6K 3K 1.1K
                                    

Seçtiğim şarkıyla bölümü okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum.

Spoi yorum yapmayın ♥

Oy ve bol yorum yapmayı unutmayın, seviliyorsunuz. ♥

Bölüm şarkısı, Emre Aydın • Sen Beni Unutamazsın

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Bölüm şarkısı, Emre Aydın • Sen Beni Unutamazsın

BöLüM İçİn KaR TaNeSi BuRaYa ❄


52. BÖLÜM | YAĞMUR VE KAR TANESİ

Boşunadır tüm mezarlıklar
İnsan hep kendine gömülür...

Cesete dönmüş bir bedenin derisiyle bağının kopması, toprak su ve havaya göre değişkenlik gösterir.

Bir ceset, toprak üzerinde daha hızlı çürür. Su altındaysa şayet, yüzeydeki cesete oranla iki kat daha gecikir dağılması. Toprak altında ise, hava ve suya fark atarak sekiz saat daha fazla.

Yani bir şey ne kadar derindeyse, o kadar korunaklı ve sağlam kalır, tıpkı bilinç altıma, kalbimin en derinine gömülüp sağlamlığını koruyan anılar gibi. Anılar, en büyük farkı atarak bir ömür sağlam kalır, çürüdüğünü sanırsın, bittiğini sanırsın, yeni anıların ağı, eski anılara giden mağaranın ağzını örter sanırsın ama asla mümkün değildir.

Onu terk ettiğim geceden sonra yaşadığım acılar canlandı gözümde. Edim'in ihanetiyle son tutunduğum dal da kopmuş gibi büsbütün boşlukta kalmıştım. Kaybettiğim şey benim için öyle büyüktü ki ilk başta bunu bir türlü anlayamadım. Ne de bu haraplığın hayatımdaki neticesini ölçebildim. Sadece içimde simsiyah ve çok ağır bir şeyle dolaştım durdum. Sonra azapla kabarıp büyüyen boşluk hissi, ötelerden gördüğümüz sis bulutu gibi dört yanımı kapladı. İçimde durmadan kabaran, dinmek bilmeden sızlayan bir şey vardı.

Sanki zaman, buzul kentin kalbinden üfürülen karayellerle donmuş, etrafımızda bizden başka her şeyi kendiyle beraber dondurmuştu.

Edim Demiray'ın yandan profilini görürken, boğazıma doluşan hisler ortadan ikiye yarılıp kırılıyordu. Kendimi hayatın satırlarından silinip, bir kitap sayfasına yığılmış gölge gibi hissediyordum. Tıpkı bir serabın arasından bakıyormuş gibi baktım ona, etrafını çevreleyen tanıdığım arkadaşları konuşuyordu, o hariç. Elinde içki kadehi vardı, yavaştan içtiğine göre viski olduğuna emindim; en çok viskiyi sever ve ağır ağır içmeyi. Bu onun için özeldi, babası hakkında hatırladığı anılardan biri buydu; babasının viskiyi ağır ağır yudumlayışı.

Yüzünü bu mesafeden göremiyordum, hangi ifadeler geziniyordu yüzünün teninde. İyi mi görünüyordu, sert mi, üzgün mü, umursamaz mı, yoksa ifadesiz mi? Yüzünü yanındaki arkadaşına tamamen döndürdüğü için yan profili de çıktı görüş açımdan ve bu beni anlamsız bir acının çukuruna itti. Sanki ona baktığımı bilmiş de şaşkınlığımın, duyduğum öfkenin tadını çıkarıyor, içten içe beni küçümsüyor ve alay ediyordu.

İNTİKAMIN PENÇESİNDE (+18)Where stories live. Discover now