~6~

16.6K 999 344
                                    

Şuan hiç olmadığım kadar sinirliyim. Cidden hiç kimse doğum günümü kutlamayacak mı! Doğum günümü unutmaları yetmezmiş gibi bir de ceza verdiler. Zaten iki gün sonra sevmediğim biriyle evlenicem. Off...

.

Saat çok geç olmuştu. Gerçekten çok sıkıldım. Hiperaktif birisi olarak odamda kilitli kalmak... Bari Tae'yi arayim belki beni güldürür biraz.
Masanın üstündeki telefonu alınca sık arananlar bölümüne girip en üst sıradaki TaeTaeTaTae yerine tıkladım. Evet Tae'yi böyle kaydetmiştim.

" Alo~"

" Tae bu ne biçim ses."

" Beni uyandırdığın için olabilir mi?"

" Hmm, sanırım evet."

" Neden beni mükemmel uykumdan uyandırdın?"

" Konuşmak için."

" Vayyy Jimin bu zeka nerden geliyo?"

" Beynimden."

" Omaygat. Her neyse ne konuşacaksan konuş. "

"Çok sıkıldım Tae. Eğlendir beni. "

" Bok eğlendiririm. Görüşürüz."

Dıt Dıt Dıt dıt

Yüzüme mi kapatmıştı bu? Bu yüzüme mi kapatmıştı? Kapatmıştı mı bu yüzüme? Mi yüzüme kapatmıştı bu?
Aishh cidden kimse beni sevmiyor. En iyisi uyumak. Sabah ola hayrola.
Yatağıma uzanıp çoraplarımı çıkardım. Olan biten her şeyi düşünürken çoktan uyuya kalmıştım bile...

⚛️

" Tae kendim yapabilirim!"

" Olmaz Jimin. Sen kendini çirkin yaparsın elaleme rezil olmak istemiyorum."

" Altı üstü evleniyorum Tae. Hem sen niye rezil oluyormuşsun?"

" Çünkü senin kankan benim."

" Daha fazla uğraşamicam seninle naparsan yap."

Bu Tae cidden ilginç çocuk. Düğün benim, saç benim, vücut benim. Neden bu kadar yakışıklı olmama taktı ki yani. Zaten sevdiğim kişiyi doğru düzgün tanımıyorum bile, tanıdığım kadarıyla da çok sinir bozucu biri.

" Tamamdır Jimin hazırsın. "

Tae beni hazırladıktan sonra aynanın önüne getirdi. Vavvv cidden çok yakışıklı görünüyorum. Bu Tae de anlıyor bu işlerden ehehehhe.

" Çok iyi görünüyorsun."

" Tabiki de öyle görünücem çünkü ben Park Jimin'im."

" Hemen de egolan zaten. "

Cidden egolu birisiyim ama komiklik olsun diye öyle davranıyorum. Bazı kişiler gerçekten egolu ki o kişilerden birisi de Jungkook. Her neyse işte ben o egolu insanlardan değilim. Komiklik olsun diye ve eğlenmek için böyle davranıyorum. Ama şuan cidden ego tavan bende. Çünkü cidden harika(!) görünüyorum.

" Jimin hazır mısın yavrum?"

Annemin sesini duyunca kafamı anneme çevirdim. Anneme hâlâ soğuk davranıyorum. Çünkü annem benden bir şey saklamaz saklasa bile açık verirdi. Ama evlenme konusunda hiç açık vermedi, belli etmedi bile. Gözlerimin içine baka baka bana yalan söyledi bir nevi. Ama sonuç olarak annem. Onu sırf bu hareketi yüzünden silemem.

" Hazırım."

Annem yanıma geldi ve bana sımsıkı sarıldı. Belli o da üzülüyordu benim halime. Bende sanki son kez sarılırcasına anneme sarıldım.

" Hadi gidelim geç kalmayalım annecim."

" Peki anne, gidelim..."

Annem odadan çıktıktan sonra Tae'ye döndüm.

" Tae... "

" Hm?"

" Ben çok açım."

" Jimin biliyor musun? Bende."

İşte beklediğim cevap buydu. Gülümsedim.

" Pasta yemeye ne dersin?"

" Evet derimm. "

Tıpkı bir çocuk edasıyla zıplayıp güldükten sonra gizlice mutfağa gittik. Evleniyor olabilirdim ama yemek benim için her şeyden önemliydi. Gizlice mutfağa doğru ilerlerken Tae'nin vazoyu yere düşürmesiyle birlikte içimden Tae'ye küfürleri saydırmam bir oldu. Bu çocuk cidden çok dikkatsizdi.

" Siktir..."

" Aferin sana Tae!"

" Koşalım."

" Tamam. Üç deyince.
Bir
İki
Ü-"

Tae koşmaya başlamıştı bile. Hayır bu çocuk cidden laftan anlamıyordu. O koşunca bende arkasından koşmaya başladım. Sonunda mutfağa ulaşınca içimden zafer çığlıkları attım. Mutfağa ulaştığım için bu kadar sevinmeme saçma diceksiniz ama evde şuan sayamayacağım kadar çok kişi var ve hepsi benim için geldi. Evet hepsi sırf beni hazırlamak için geldi. Bir tanesi bile beni yakalasa direk anneme yetiştireceği için koşa koşa buraya geldik.

" Oo çikolatalı pasta."

" Ahh evet onu dün akşam yapmışlardı hadi yiyelim."

Tae gözlerini sonuna kadar açmış pastayla bakışıyordu. Yemesi için koluna vurunca yemeye başladı. Yaklaşık 2 dakika içerisinde ben 2 Tae 3 dilim yiyebilmiştik. Annem seslenmese daha fazla yerdik aslında.

Annemin çağırmasıyla annemin yanına gittik. Benim için hazırlanan düğün arabasına bindim. Yanıma da annem bindi. Araba harekete geçince uzun zamandır hissetmediğim bir heyecan kapladı tüm bedenimi. Kendimi o kadar hissiz o kadar mutsuz ve halsiz hissediyorum ki... Küçüklüğümden beri hayallerini kurduğum hiçbir şeyi gerçekleştiremem beni en çok üzen şey...
Yol boyunca kendimi ağlamamak için zor tuttum. Üzgün ama heyecanlıyım. İkisi birlikte nasıl oluyor bilmiyorum ama öyleydi işte... Düğünü Jungkook'un tarafı yapacaktı. Anlayacağınız oldukça büyük ve şahşağlı ( nasıl yazıldığını unuttum umarım doğru yazmışımdır.) bir düğün olacaktı. Ayrıca bu düğün sarayda olucaktı. Saray değil ama adını unuttuğum bir yer. Ama aynı saray gibi.
Düğün yerine yaklaştıkça heyecanım git gide artıyor sanki kalbim çıkıcakmış gibi hissediyorum. Jungkook'la evlenecek kadar nasıl bir günah işlemiş olabilirim ki?




Günah deme lazım olur xmxmxkkslxkdlx. Kitap nasıl gidiyor sizce? Sıkıyor muyum? Aslında hemen birbirlerini sevmelerini istemiyorum çünkü zorunlu olarak evleniyorlar ve birbirlerini tanımadan birbirlerini sevmesi çok zor bence. Fikirlerinizi yorumda belirtirseniz çok sevinirim.
Mutlu kalın...

I Hate I Love | JikookWhere stories live. Discover now