22. Gizem(Erken Bir Veda)

Start from the beginning
                                    

"Üzgünüm, kahve ister miydin?"

"Hayır," dedi masaya doğru uzanarak. "Ama Calvin ve Knight fena kavga etmiş diye duydum. Anlatsana!"

"Neden bana soruyorsun?" dedim ve omuz silktim.

"Calvin seni korumaya çalışıyormuş," dedi.

"Bilmiyorum," diye mırıldandım.

"Sylvia!" diye haykırdı. "Çatlatma da anlat. Ne oldu?"

"Knight beni kara büyücülükle itham etti. Calvin de ona yumruk attı. Bu kadar."

Abartılı bir ifadeyle elini ağzına götürdü.

"Calvin. Calvin yumruk attı," dedi doğrulamak istercesine.

Başımla onayladım.

Raven elini saçlarının arasından geçirerek bir süre etrafa bakındı. Sonra omuz silkti.

"Şaşırtıcı," dedi sonra. "Harbi adammış. Şu Calvin. Neredeyse benim kadar."

Kahvemi yudumladım. Kafamı kaldırıp Raven'a baktım.

"Sen," dedim sonra. "Yani sence, diğerleri de Knight gibi düşünüyor mudur?"

Gözlerini etrafta dolaştırdı. Başını kaşıdı ve tek gözünü kısarak bana baktı.

"Sylvia. Zaman zaman sinir bozucu olabiliyorsun, ama bir kara büyücü... kesinlikle değilsin."

"Değilim tabii."

"Yani kara büyücü olmak için biraz becerikli olmak gerek," dedi elini havada sallayarak.

Ayağımla masanın altından Raven'a hafif bir tekme savurdum.

"Ah! Geri alıyorum. Sylvia Kleefleigh bir kara büyücüdür."

"Sus!" dedim gülerek. "Komik değil Raven."

"Bak, saçma sapan dedikodular uydurmak Knight'ın olayı. Seni yıldırmasına izin verme," dedi ve omuz silkti. Sonra masadan kalkarak sandalyesini geri itti.

"Kaçıyorum," dedi elini havaya doğru savurarak. Sonra gömleğinin yakasını düzelterek Raven tarzında bir yürüyüşle kafeden çıktı.

Bir süre daha oturduktan sonra, ben de kalktım. Dersimin başlamasına az bir vakit kalmıştı. Bir kez daha gök gürledi ve ses kafeteryanın duvarlarında yankılandı. İçimde kötü bir his vardı. Ve ne kadar uğraşsam da, bu histen kurtulamıyordum.

Yukarı çıkmadan önce bahçeye bakan pencerelerden birine yanaştım. Perdeyi hafifçe aralayarak dışarıya doğru bakındım. Nedenini bilmediğim bir şekilde içimde bahçeye çıkmam gerektiğine dair bir dürtü hissettim.

Giriş kapısını araladığımda, bir kez daha gök gürledi. Bir tiyatro oyununda, perde inmeden önceki sahne gibiydi adeta. Bahçenin ortasına doğru ilerledim. Sırılsıklam olmuş çimler, üzerlerine değen paçalarımı ıslattı. Yağmurun saçlarımı sırılsıklam hale getirmeye başladığını hissedebiliyordum.

Etrafta kimse yoktu. İçeri girmek üzereyken, taş geçitlerden birinin arkasında simsiyah bir silüet fark ettim. Oraya doğru adımlarımı yönlendirdiğimde, içimi tarifsiz bir his kaplamıştı. Korku, merak ve endişenin karmaşasında kalbim şiddetle çarpıyordu.

Bir kez daha gök gürledi. Silüete yaklaşmıştım. Cüppesinin etekleri çimenlere boylu boyunca uzanmıştı. Gözleri bembeyaz olmuş bir şekilde gökyüzüne bakıyordu. Yüzü yağmurdan sırılsıklamdı. Beni gördüğünde çırpınarak ellerini bana doğru yöneltti. Hızlı adımlarla yanıbaşına vardım.

"Bay Grount iyi misiniz?" diye haykırdım telaşla. Cüppesini süzdüğümde karnından oluk oluk akan kanın etkisiyle kıpkırmızı olduğunu gördüm. Ellerimle başımı tuttum. Çaresizlikle etrafa bakındım.

Kesik kesik nefesler alıyordu. Gözlerinin feri sönmüştü ve ruh gibi bembeyazdı. Elimi kavradı.

"Gözlerini... Kapat, Sylvia," güçlükle.

"Bay Grount," dedim sesim titrerken. "Size yardım-"

"Kapat dedim!" dedi zorlukla kelimeleri çıkararak. Çaresizlik içerisinde dediğini yaptım.

Zihin bağının içine çekilmem saniyeler aldı. Kendimi suyun altında çırpınırken buldum. Ellerim normalden çok daha küçüktü. Suyun içinde dalgalanan saçlarım kısacıktı. Yüzeye çıkmaya çalıştığımda, çabalarım daha derine batmamla sonuçlandı. Ellerimle boğazımı tuttum. Nefessizlikten ciğerlerimin daraldığını hissediyordum. Suyun derinliklerinde çaresizdim. Yüzeyde güç bela seçebildiğim insan figürlerini fark ettim. Altın rengi saçlar. Elimi uzattığımda, suyun derinliklerine çekildim. Bir anda karanlığa gömüldüm, ve vizyon bağı sona erdi.

Gözlerimi açtığımda, Bay Grount titrek bir tebessümle bana baktı. Elimi tutan eli gevşedi. Gökyüzüne doğru bakarak gözlerini yumdu. Bir daha açmadı.

"GÖLGE" - Magic Serisi I ∞Where stories live. Discover now