6. Bölüm | Damn It Jack!

271 22 2
                                    

(Merhaba millet, umarım hikaye hoşunuza gidiyodur. Bu bölümden sonra bir bölüm daha var hazırda ama sonrasında bu hikayeye devam etsem mi etmesem mi bilemiyorum. Kararı vermemde yardımcı olur musunuz? Öptümmm.)

“Ciddi olmazsın!” diye kahkaha attım.

“Hayır, çok ciddiyim. Ve siz gittikten sonra Jess için birkaç şey demeye daha çalıştı. Ama sarışın, yakışıklı kahramanınız oradaydı.”

Bana, bizden sonra olan olayları heyecanla anlatırken, Sam’in mavi gözleri resmen parlıyordu.

“Peki, sen ne dedin?” dedim merakla.

“Emma!”

Sesin geldiği yöne döndüğümde, sinirli bir biçimde bize gelen Olivia ile karşılaşmak o kadar da iç açıcı değildi.

“Seninle özel olarak konuşmam gerekiyor.” dedi dudaklarını gererek.

Bu lafın üzerine Sam, Olivia’ya bir kaptanmış gibi selam vererek bizden uzaklaştı.

“Bir sorun mu var? Birine bir şey mi oldu?” dedim kaygıyla. En büyük kâbuslarımdan biri de, ailem veya sevdiğim insanlardan biri hakkında kötü bir haber almaktı.

“Hayır. Ama eğer kendine gelmezsen işine olacak.” dedi dudak bükerek. Tanrım biri bu kadına dudaklarıyla ilginç hareketler yapınca seksi olmadığını, bir balığa benzediğini söylemeli.

“Ne demek oluyor bu?” dedim.

“Bak sen harika bir dansçısın ve bu iş konusunda sana çok güveniyorum ama ilk konsere bir gün kaldı ve provalara ne kadar saatinde gelsen de, hiç odaklanıyor gibi gözükmüyorsun. Hep şu sarı çocukla beraber olduğuna dair bir laf işittim, hayır kimden duyduğumu söylemeyeceğim, ama galiba dikkatini dağıtan şey o.”

Hayır aptal, dikkatimi dağıtan şey; ben bütün hafta en yakın arkadaşlarımdan biriyle takılırken, her an üstümüze atlayacak gibi bakan bir Harry Styles’tı.

“Ben…”

“Bu gece, sabahki provayı tekrarlamanı istiyorum.”

“Ama bu gece açılış partisi var.” dedim endişeyle.

Omuz silkti.

“Üzgünüm Emma. Katılmanı gerçekten çok isterdim. İnan bana. Ama ilk konserde rezil olma ihtimalini göze alamam. Bu yüzden bu gece burada kalıp, daha iyi bir şekilde hazırlanmanı istiyorum.”

Az önce hayatta yapmayı en fazla sevdiğim şeyde daha fazla çalışmam gerektiğini içeren bir uyarı almanın şoku ile konuşamıyordum.

Olivia yanımdan uzaklaşırken, Sam koşarak yanıma geldi.

“Sorun nedir Em?” diye sordu karşıya odaklanmış donuk bakışlarıma karşılık.

“Benim… Eee, şey… Çalışmam gerekiyormuş.” dedim hala ona bakmadan.

“Pekâlâ, bu çok garip çünkü zaten çalışıyorsun.” dedi anlamayan bakışlarla.

“Evet ama bir uyuz, kim olduğunu inan bana biliyorum, odaklanmadığımı ve seninle vakit geçirmemin benim performansımı etkilediğini düşünüyormuş ve bunu Olivia’ya anlatmış.”

“O uyuzla küçük bir konuşma yapmamı ister misin?” dedi kaşlarını kaldırarak.

“Hayır, Sam. Olivia haklı. Bugün çalışmam gerekiyor. Senin benim için yapacağın en büyük iyilik şimdi evine gitmen.” dedim soğuk bir sesle.

Memories From The PastWhere stories live. Discover now