꧁ Bölüm 6: Sevme ꧂

Start from the beginning
                                    

"Ben beni sevmeni bekleyemem. Buna vaktim yok. Zaten sevecek değilsin. Sevme bu saatten sonra." diyerek sözlerine devam etti.

'Tamam." diyerek balkon kapısını açarak eve girdim.

Söylediği son sözler içimde ki her türlü duyguyu öldürmüştü. Fakat o söylediklerinden sonra çıkıp gitmesi her şeyi daha kötü yapacaktı.

Arkamı döndüğümde bana baktığını gördüm. Üzgündü benim gibi belli oluyordu.

"Ne zaman gidiyorsun?" diye sordum. Aldığım cevap ile içim daha çok acımaya başladı.

"Yarın akşam."

"Ben sana çok alıştım Doğan. Ne yapacağım sen yokken?" diye sordum mantığım yerine kalbimi dinleyerek.

"Sevgilisi veya nişanlısı askerde olanlar ne yapıyorsa sende öyle yapacaksın." dedi gülümseyerek.

Bende aynı şekilde gülümseyerek "iyi de biz sevgili veya nişanlı değiliz" dedim.

Kafasını salladı. "Biliyorum Sude'm, fakat olabiliriz" dedi gözlerimin içine bakarak.

Ondan sonrası çok garipti. Kollarını açtı ve bana sarıldı. Boyunun benden uzun olması nedeniyle kafamı çevirdiğimde kalp atışlarını duyabiliyordum. Birden hızlanmıştı. Aptalca gülümsedim.

"Hayır. Öyle bir şey olmayacak. Doğan ben bir ilişki yaşamaya hazır değilim. Yani senin ile bir ilişki yaşamaya. Sen benim çocukluk arkadaşımsın. Hem sevmiyorum. Unut sende, başkasını sev" dedim.

Yüzüme bir süre baktıktan sonra yanımdan ayrılarak evden çıktı. Kapı sesini duyan annem balkona gelerek bağırdı. "Doğan oğlum nereye?" kafamı anneme çevirdim. Evden çıkan ben olsam sormazdı.

"Dönüyorum ben görüşürüz sonra annem" diyerek arabasına bindi ve hızla uzaklaştı. Ben ise söylediklerim ile kalmıştım. Onu kırdığımla kalmıştım.

Doğan'ın anlatımı;

Her ne kadar duyduğum cümleleri unutmaya çalışsam da beceremiyordum. Unutmanın ne kadar zor olduğunu bilmeyen, hiç aşık olmamış şımarık bir kızla uğraşıyordum.

Bir insan bir kere reddedilir, iki kere edilir. Bu kız beni defalarca reddetti. Sayısını unuttuğum kadar. Bir insan kaç kez reddedilirse nefret etmeye başlar? Bir an arabamdan son ses çalan müzik ile düşüncelerimden çıktım.

Kara gözlerinden bir damla yaş düşünce
Güzel yüzün yanakların ıslanır
Kara gözlerinden bir damla yaş düşünce
Hüzün keder yüreğime yaslanır.

Sen ağlama
Bir damla gözyaşın yeter.
Sen üzülme gülüm

Ağlamamalıydım diye düşünürken gözlerimden akan yaşlar yüzümü çoktan ıslatmıştı. Arabayı bir kenara çekerek gözlerimi kapattım ve müziğe odaklandım.

Sen ağlama bir damla gözyaşın yeter
Sen üzülme gülüm gamzende güllerin biter
Yollarıma taş koysalar döneceğim
Gözlerinden yaşlarını sileceğim

Çalan telefon ile kendimi toparlamaya çalıştım. Arayan Alperen'di. Telefonu açarak yanıma çağırdım.

Bir süre sonra arabanın kapısı açıldı ve Alperen yan koltuğa oturdu.

"Aşk acısı çekiyorsun herhâlde Doğan bey? Yakıştı mı?" diye sordu.

"Yok olum ne aşk acısı o çeksin acıyı o kaybetti" dedim.

Söylediğimin üzerine Alperen kahkaha attı. Ben nedenini anlamadan o anlattı.

"Olum kızlar aşk acısı çekiyor mu sanıyorsun sen? Evin içinde tüm gün oturup Facebook, twitter, instagram şifresi kırma gibi boş işler falan kurcalayıp, acaba sevgili yapmış mıdır para normal hayatlarında boktan incelemelere girip aşk acısı yaşıyorlar sözde. Aşk acısı dediğini biz yaşıyoruz asıl. Hiç bir kızı duvarlara seni seviyorum yazarken görmüşlüğüm yok.
Ne bileyim olum evinin önüne gidip sabahlama, evden kaçma gibi fantastik hayatları yok onların. Biz saç sakal kendimizi salarken onlar bakımdan bakıma giriyor. Yemişim aşk acılarını" dediğinde ağzım açık ona bakakaldım.

"Emma tersledi mi? Ne bu ayaklar."

"Engelledi be bro" dedi.

Bir an sinirden halimize gülmeye başladım. Güldüğümü görünce kahkahalar atarak yanımda gülmeye başlayan Alperen'in sesiyle daha çok güldüm. Bir kaç dakika sonra Alperen'in telefonu çalınca sakinleşmeye çalıştım. Arayan Demir'di.

Alperen telefonu açtı ve bir kaç saniye sonra rengi attı. Telefonu kapattığında yüzüme bakıyordu.

"Ne oldu?" diye sordum. Cevap vermedi. "Alperen ne oldu? Söyle?" dedim endişe ve korku içinde, birine bir şey olmasından korktuğum için.

"Sude..." dedi Alperen yüzüme bakarak.

Devam etmesini bekledim fakat etmedi. Ben tekrar sordum ne olduğunu onun cevap vermesini beklemeden.

Lafı ağzında geveleyip duruyordu. Sevdiğim kadına bir şey olmuştu. "Söyle" diye emrettim o anın etkisiyle Alperen'e.

Gözlerime pişman fakat bir o kadar öfkeli bir şekilde bakıyordu. Ne olduğunu anlamaya çalışıyordum.

"Demir eğer Doğan yanında ise söyle ona karşıma çıkmasın Sude'yi soktuğu durumun beterine sokarım onu dedi" diye açıkladı durumu.

İyi de Sude'yi ne duruma sokmuştum ki ben? Çıktığımda gayet iyiydi.

"Ne? Ne olmuş? Sude ne alaka?" diye sordum Alperen'e.

"Bazen sana acıyorum Doğan" dedikten sonra araban indi.

Ben ise hala olayı anlamaya çalışıyordum. Sude'ye ne olmuş olabilirdi ki?

Ve bir bölüm daha

Hadi yorumları alalım :)

Sizce Sude'ye neler oldu?

Demir Doğan'a bunu nasıl ödetecek?

Ve en önemlisi bölümü nasıl buldunuz?

Bir daha ki bölüme görüşmek üzere.
Sizi seviyorum.

Çocuktum (Hatırlamıyorum Serisi)Where stories live. Discover now