꧁ Bölüm 30: Bebek ꧂

4.5K 270 47
                                    

Alperen'in yanına vardığımda "beni çağıran adam... Nerede?" diye sorduğumda bilmediğini belirti.

Koşarak hastane resepsiyonuna giderek sorduğumda odasına bakmamı söylediler. Orada olmuyacağını benim odasından daha yeni çıkmamdan biliyordum. Bir ümit diye düşünerek odasına doğru gittiğimde kendisine koridorda yetiştim.

Arkasından koşarak önüne geçtim. 20 senedir benden saklananları öğrenmek istiyordum. "Bildiğiniz her şeyi anlatın. Lütfen" dediğim an "peki, odama geçelim koridorda konuşulacak şeyler değil bunlar" dediği an bir kez daha odasına doğru gittik.

Vardığımızda ben tekrar daha yeni ki yerimi aldım. O karşıma geçti. Başladı söze.

"Baban hastaydı. Beyninde tümör vardı. Biz tedaviye başladığımızda sen henüz annenin karnındaydın. Çok geç tedaviye başladık. Kabul etmedi hastalığını. Senelerce tedavi olmadı. Sadece 30 yaşımdayım, gencim bir şey olmaz bana dağ gibi adamım derdi. Sonra sen doğdun. Tedaviye dört kolla sarıldı. Tek isteği iyileşmekti, sen onun ölüme giden yolunda ki dönüm noktasıydın. Sen onun karanlığa giden yolunda ki, doğan güneştin. İşte bu yüzden adın Doğan. Fakat beyninde ki o tümör büyüdükçe tedavi zorlaştı. Kaldıramıyordu. Güçsüzleşti. Yapmaması gereken şeyleri yaptı. Fakat kendi isteğinden değil, o tümör yüzünden" dedikten bir süre sonra sustu.

"Baban ölmedi Doğan. Baban trafik kazası yapmadı. İntihar etti. O intihara anneni sürükledi" dediği an kanım donmuştu.

"Yapmaması gereken şey dediğiniz bu mu?" diye sorduğum an kafasını sallayarak beni onayladı.

"İnanmıyorum. Senelerce bana yalan söylenmiş olamaz. İnanmak istemiyorum" dediğim an tekrar oturduğu yerde kalkarak rafında ki büyük içi kağıtlarla dolu bir dosyayı bana verdi.

"Al götür. İçinde babanın vasiyetide var. Ondan kalan raporlar, tedavi sonuçları, analizler, özel kağıtlar ve benzeri onlarca şey" dediği an kafamı sallayarak dosyayı alarak dizlerimin üzerine koydum.

"Başka? Başka ne biliyorsunuz? Kardeşim. Zilşan... Nerede? Söyledi mi?" diye sorduğumda "bana söylemedi. Fakat otelde ki odasına gidersen biz iz bulabilirsin diye düşünüyorum" dediği an teşekkür ederek odadan çıkacağım an adımı söyledi.

Elinde ki kartı bana uzatıyordu. "Lazım olursa ararsın" dediğinde bir kez daha teşekkür ederek Sude'min yanına indiğimde elimde tuttuğum o büyük dosya ve mektuba gitti gözlerim. Babamın son cümleleri geldi aklıma.

Vazgeçme sevdiklerinden.
Kardeşinden,
Ailenden,
Akrabalarından,
Dostlarından,
Sevdiğin kızdan,
Vazgeçme evladım.

Onlara doğru yürürken düşünüyordum. Benim kardeşim, Alperen ve Melis'ti. Ailem Funda, Demir, Selen'di. Akrabalarım yine aynı kişilerdi. Dost dediklerim, beni yarı yolda bırakanlardı. Sevdiğim kız... İçeride yatıyordu.

Elimde ki dosyayı sandalyeye bırakarak Alperen'e doğru baktım.

"Kardeşim?" dediğim an kafasını çevirerek bana baktığı an ona doğru iki adım atarak sarıldım. Daha sonra Melis'e sarıldım. Vazgeçme kardeşin'den demişti bir kez babam.

Selen'in attığı çığlık ile kafamı hızla ona doğru çevirdim. Camın önünde Sude'yi izlerken çığlık atmasıyla elim ayağım titremeye başlamıştı.

Aramızda ki yüz metreyi koşarak kapatarak camın önüne vardığımda onu gördüm.

Uyanmıştı. Haftalar sonra ilk kez gerçek anlamda gülümsedim. Anlamaz bakışlarla etrafına bakıyordu. Bir süre sonra tekrar kapattı gözlerini. Alperen koşarak doktor çağırmaya gitti. Yoğun bakım kapısından içeri girdiklerinde camın perdesini kapattılar.

Çocuktum (Hatırlamıyorum Serisi)Where stories live. Discover now