3

2.5K 204 510
                                    

"Levi?" diye şaşkınca sordum.

"Yanlışlıkla aradım." dedi ve yüzüme kapattı.

Ben olayın şokunu atamazken mal gibi telefona bakmaya devam ettim. (Fake attım sbsnsklsnsks)

Whatsaapa girip leviye özelden mesaj attım.

"İyi misin? Sesin kötü geliyordu." diye yazıp yolladım..

Çevrimiçi olmasına rağmen mesajıma bakmayınca umutsuzca telefonu kilitleyip cebime attım.

Seni düşünende kabahat!

Eve gelince rahat bir nefes alıp ayakkabılarımı çıkardım.

Anneme aç olmadığımı söyleyip direk odama çıktım.

Ama en azından telefonu açınca sanane demedi... Bu da bir gelişmeydi öyle değil mi?

Nedense telefonu açınca utanmıştım. Anında beynime düşünceler akım etmişti. Ne diyecektim? Ne konuşabilirdik ki? Ya sesim kötüyse ve benden nefret ederse?

Ama beni asıl düşündüren bunları neden kafaya taktığımdı...

Neden Levi'nin benim hakkımda düşündüklerini bu kadar önemsiyordum?

Samimiyetimiz bile yoktu henüz ama bana ilk mesaj atan o değil miydi?

Telefondan bildirim sesi gelince elime alıp baktım.

Mesajın Levi den olduğunu görünce uzandığım yatakta adeta zıpladım.

Umarım sanane yazmamıştır çünkü sanane yazdıysa telefonu parçalıyacağım.

"Konuşmayı sevmiyorum." yazdı hemen sonra ikinci mesaj geldi.

"Telefonda yani... Neyse işte."

Gülümseyip mesaj yazmaya koyuldum.

"Mesajlaşalım o zaman?"

"Tamam." yazdı kısaca.

Bir iki dakika ne olduğunu anlatmasını bekledim ama sadece çevirimiçi yazısı görünüyordu.

"Peki ne olduğunu anlatacak mısın?" dedim.

Görüldü olduktan sonra yanıt gelmedi. Hemen sonra ekranıma düşen Levi yazısıyla beni aradığını fark ettim.

"Konuşmayı sevmediğini sanıyordum." dedim.

"Karşılıklı konuşmayı sevmiyorum. Bu yüzden ben anlatacağım ve sen konuşmadan beni dinleyeceksin." dedi. 

Sesi az öncekine göre daha normaldi.

"Peki." dedim.

Zaten ben de telefonda konuşmayı pek sevmezdim, genelde dinleyiciydim...

"Neden sen olduğunu bilmiyorum bu yüzden 'neden ben?' diye sorma bile. Egonuda kaldırma rehberimde eren ismi ilk başta. Her neyse işte." dedi. Bana mazaret mi uyduruyordu.

Sessizce gülmeye çalıştım. Güldüğümü duyarsa beni öldürebileceğini hissediyordum çünkü.

İç çekip anlatmaya başladı.

"Sevdiğim biri var." dedi. Bu sözüne inanılmaz bir şekilde şaşırsamda ses çıkarmadım.

Levi gibi soğuk birinin aşık olması bana farklı gelmişti.

"Ve sevdiğim kişi tam bir aptal. Gözümün önünde başkalarıyla konuşuyor arada bir bana değer veriyormuş gibi görünüyor ama beni umursamıyor bile." dedi kırgınlık dolu bir sesle.

O sıra Levi nin acısını kendi acımmış gibi hissetmiştim.

Kızın böyle umursamaz olmasına sinir olmuştum...

"Bugünde arkadaşlarıyla buluşacağını söyledi ve en az beş saat telefonuna girmedi. Bazen kendimi görünmez gibi hissediyorum." dedi.

Levi ye söyleyecek çok sözüm vardı ama konuşmamı söylemişti...

Konuşmayacağımı söylediğimi unutmuş gibi davranabilirdim... Ve erenden harika fikirler.

"Peki sen bu kıza değer verdiğini belli ettin mi?" diye sordum.

"Buna gerek yok. Unuttun mu ben görünmezim." dedi soğuk bir şekilde.

"Ve konuşma demiştim sana." diye uyardı. Hafif yutkunup sesimi çıkarmadım.

"Boşversene ne diye sana anlatıyorum." dedi ve aniden yüzüme kapattı.

Bunu bugün bana ikinci kez yaparken şaşkınca ekrana bakakalmıştım.

Bana tekrar bir dejavu yaşatmıştı. Kaba olmanı anlarım ama ekranla bakışmayı sevmiyorum Levi...

İç çekip telefonu bir köşeye attım.

En azından amacıma ulaşıyordum. Levi hakkında bir şeyler öğrenebiliyordum ve bunu kendi anlatıyordu.

Daha önce hiç aşık olmadığım için levi ile empati kuramıyordum. Aşk falan bana saçma geliyordu. Armin ya da mikasa aşık olduğunu söyleyince ve hatta anlatınca saçma buluyor ve geçiştiriyordum.

Ama nasılsa Levi nin anlattığı şey içime işlemişti. Sanırım biri gerçekten aşık olunca duygularını karşıdakine aktarabiliyordu.

Hissettirebiliyordu, gerçekten sevdiği kızı düşündüm bir an. Şanslıydı kız ama bunun farkında bile değildi.

Acaba bende birini bu derece sevebilecek miydim? Merak ediyordum...

AsilzeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin