Bölüm 3: Clara

166 14 0
                                    

Koştum koştum ve koştum. Arkama bakmaya korkarak. Ama bir şeyden kaçmıyordum. Hayır.  Daha çok kovalayn benmişim gibime geliyordu. Peki o halde neden arkama bakamıyordum? derin bir nefes alıp arkamı döndüm. Tek gördüğüm şey iki büyük sarı göz oldu. Bir hırlama sesi duydum ve...

Bi-bi-bi-biiip bi-bi-bi-biiip. Okulun bir buçuk saat içinde başlayacağını haber veren alarm çalmaya başladı. Luna'nın hazırlanmak için tam 45 dakikası vardı. Bunun gayet makul bir zaman olduğunu düşünenleriniz vardır elbet ama söz konusu Luna. Her sabah duş alan ve dolabının önünde saatlerini harcayabilen Luna.

Her zamanki gibi, keyifsizce yatağına vedea etti ve gardırobundan bornozunu ve saç havlusunu aldı. Banyoyu Logan'a kaptırmamak için ekstradan erken uyanması gerekiyordu. Çünkü Logan bir kez banyoya girdi mi onu çıkarmayı beceremezdiniz. Luna pijamalarını banyonun yerine fırlattıktan sonra duş kabinine adımını attı. Vicudu hala yatağının sıcaklığını taşıyor olmasaydı, ayağı donarak işlevsiz hale gelmeyebilirdi belki. Çünkü musluğu açar açmaz buz gibi soğuk su, olduğu yerde irkilerek zıplamasına sebep olmuştu. Her zaman önce suyu ısıt Luna. Önce suyu ısıt. Duş kabini bir yere kaçmıyor. Kendine söylene söylene en sevdiği çiçek olan kurtboğan aromalı şampuanını avcuna döktü ve saçını olabildiğince köpürtmeye koyuldu.

Banyodaki işini bitirmek üzereyken Logan kapıya dayandı. "İçeride tam olarak ne yapıyor olabiirsin ki. Hiçbir şey bu kadar uzun süremez Luna! ... Luna? .... Sen beni duyuyor musun?"

"Duymamaya çalışıyorum neden?"

"Bana bak küçük solucan eğer hemen oradan çıkmazsan--" Aralarında sadece iki yaş olmasına karşın Logan kız kardeşini küçük görmeye bayılırdı.

"Ne yaparsın?" diye diklendi Luna hemen.

"Evet, ne yaparsın?" bu seferki babalarydı. Anlaşılan bütün konuşma boyunca Logan'ın arkasında dikilmişti ama Logan lLuna'ya laf yetiştirmeye çalışmaktan orada olduğunu fark etmemişti bile.

"Ha! Babacığım sen miydin? Bende tam Luna'ya elini abuk tutmaı gerektiğini söylüyordum." Sesini Luna da duyabilsin diye daha da yükseltti. "Hani bu evde SADECE O YAŞAMIYOR YA. Onu hatırlatayım dedim."

"Öncelikle babacığım mı? ve ikincisi kız kardeşine iyi davran ne kadar isterse o kadar içeride kalabilir. Değil mi tatlım? Sen rahatına bak!" Logan'ı sinir etmek bir aile geleneği olmasa bu iş hiçbiri için bu kadar eğlenceli olmazdı.

"Saol baba!" Luna'nın içeriden sesi duyuldu.

"Evet cidden çok saol." dedi Logan'da. Keyfi saniyeler geçtikçe daha da kaçıyordu.

-------------------------

Sabahları Flaw'ların evinde gayet şamatalı geçerdi. Ama düşünelin aksine bunun nedeni Logan ve Luna arasındaki nlaşmazlıklar ve tartışmalar değildi, hayır. Bunun nedeni, evdeki "baba" faktörünün yani eğlence unsurnun baş göstermesiydi. Babalar her zaman daha esnek olur. Ya da en azından Flaw ailesinde bu böyleydi. Anne ciddiyeti diye bir şey de kalmadığından evdeki mizah ön planda oluyordu.

"Luna! ...Luna! ... LUNA ARKANDAYIM" Seni sersem. Sophie koştura koştura bahçeden okul kapısına doğru ilerliyordu. O sırada Jeremy'le konuşmakta olan Luna, onu duymamıştı bile. Yanındaki koca kafa dikkatini daha çok çekiyordu. 

"HAYIIIIIIRR. Değl. Adım gibi eminim." Kahverengi kocaman bir kafa Luna'nın yorumlarına itiraz etmekle meşgulken, başka bir "beyaz" yanlarına bağıra çağıra yaklaştı. Evet. Doğru duydunuz. "Beyaz." Luna'ın okuduğu okuldaki kendini bir şey zanan kan emici yüzsüzlerin Luna gibiler için uydurduğu lakaptı bu. Luna okulundaki tek albinizmi olan öğrenci değildi. En yakın arkadaşlarından biri, Sophia Owens'da aynen kendisi gibiydi.

Mavi Aylı GecelerWhere stories live. Discover now