Bölüm 2: Birkaç Çizik

207 17 6
                                    

"O iyi bak gözünü açıyor, şimdide bize bakıyor, kim olduğumuzu biliyor mu dersin? Acaba tam olarak ne oldu, merak ediyorum da---"

"Jeremy, kapat çeneni."

"Evet, pardon, haklısın."

Luna göz kapaklarını aralamaya uğraşıyordu ama bu tahmin ettiğinden de zordu. Önce odadaki fazla ışık sebebiyle her şey çok bulanık göründü gözüne. Nihayet alıştığında sonradan üzerinde 3 gündür baygın yattığını öğrendiği hastane yatağının iki baş ucunda duran Jeremy ve Sophia'ya baktı. Suratında hafif bir gülümseme belirdi.

"Siz ikiniz ne zaman susacaksınız?"

Odadakilerin sevinmeye fırsatı olmadan Dr. Wiggins içeri daldı. Luna bu komik adamı kendini bildi bileli tanıyordu. Ne de olsa hayatının çoğu hastanelerde geçmişti. Birkaç arkadaşı olması şaşırılacak şey değildi.

"Bak sen şu işe, kimleri görüyorum?" dedi Dr. Wiggins arkadaşça.

"Selam Bill." bu sefer konuşan Bay Flaw'dı. "Hastamızın durumu nasıl?"

"Bir bakalım, 3 gündür yan gelip yatmakla meşgul." Dr. Wiggins gri gözlerini elindeki belgelere dikerek gülmemesini saklamaya çalıştı.

Dr. Wiggins ve Bay Flaw Luna ne zaman hastanelik olsa bütün endişelerini bir kenara saklamaya çabalarlardı. Luna'nın hiçbir şekilde endişeye kapılmasına izin vermezlerdi. Luna küçük bir kıkırdama eşliğinde babasının ve doktorunun sergilemekte olduğu başarısız oyuna katılmaya karar verdi.

"Sanırım henüz tam iyileşemedim" dedi neşeyle  ardından da sahte bir öksürük kopardı. "Ben en iyisi biraz dah--- Bir dakika, 3 gün mü?! Bana ciddi ciddi tam 3 gündür burada ölü gibi yattığımı söylemiyorsunuz değil mi!"

"Jeremy bizim şu şeyimiz yok muydu?" dedi hemen Sophie.

"Ha?- Ha! evet evet kesinlikle... biz  ...gidip şu .. bilirsiniz ... şeyimizi---" Jeremy kekeliyordu.

"Kaybolun" diye yanıtladı Bay Flaw

"Hemen efendim!" odayı saniyeler içinde 5 kişiden 3'e indirdiler.

Babası Luna'yı sakinleştirmek için önceden çalışmış olduğu konuşmayı yapmaya hazırlanıyordu ki konuşması başlamadan bölündü.

"Luna beni iyi dinlemeni istiyorum..." Dr. Wiggins söze başladı ama Luna'nın yapmak stediği en son şey bir doktordan nutuk yemekti. Dolayısıyla kelimelerin bir kulağından girip diğerinden çıkmasına izin verdi. Gözleriyle hastanenin en tertipli odalarından olan odasının içini dikkatlice süzdü. Abisinden eser yoktu. Neden? Neredeydi?

"... ayrıca bunun yanında bir de bu listedekilere dikkat etmen gerekiyor seni ne zaman görmem gerektiğinden emin değilim. Sanırım haftaya cuma iyi bir seçim. Ne dersin Luna? Luna? Luna, sen beni dinliyor musun?" Dr. Wiggins'in söylediği hiçbir şeyi duymamış olan Luna "evet" anlamında başını sallamakla yetindi. " Pekala öyle olsun."

"Öncelikle birkaç sorum olacak;

1- Logan hangi cehennemde?

2- Dr. Wiggins'in söylediklerini bir özet geçerse hiç fena olamaz.

3-Bana dün neler oldu? Tek hatırladığım, bir dizi fotoğraf. Verandada oturmuş kitap okuyordum daha sonra-" dedi Luna endişeli bir şekilde saniyede on-on beş cümle kurarak konuşuyordu. Ve hızlı hızlı nefes alıp veriyordu.

"Sakin ol bakalım şampiyon" Bay Flaw en harika sakinleştirme yöntemlerine sahip sayılmazdı ama idare edilirdi. Sonuçta bir babaydı. İçten gelen bir yeteneği olamlıydı. Ama yapacağı hiç bir teselli 3 gün önce yaşananları açıklayamazdı. Ayrıca Logan sahiden neredeydi? Luna Logan'dan gelicek bir kucaklamaya ihtiyaç duyuyordu şimdi.

Mavi Aylı GecelerWhere stories live. Discover now