Dönüşü olmayan o yol

Start from the beginning
                                    

"Bu biraz farklı diğerlerinden, ya pişman olursak sonra. Basit bir şey değil."

"Ben de Derya ile aynı fikirdeyim. Onlardan her ne kadar ölümüne nefret etsem de bu biraz fazla." Diyen Deniz'i başımla onayladım.

"Siz bilirsiniz. Ne derseniz ben uyarım." Dedi Rüzgar. Gözüm biraz daha iyi olduğu için mi bilmiyorum ama o hiddetli öfkemiz dinmişti. Hala sinirliydim ama bu videonun ağırlığının da farkındaydım.

Neredeyse son kararımızı vermek üzereydik ki telefonuma mesaj geldi. Ezgi'ydi.

Bir link göndermiş 'Bunu görmen gerekebilir.' Yazmıştı. Linki tıkladım. Açılan instagram sayfasında karşıma çıkan resimle resmen beynimden vurulmuşa döndüm. Deniz'in çıplak bir resmi üzerinde oynanmış ve programdan makyaj ve göğüs eklenmişti. Sayfanın sahibini görünce sinirleri boşaldı ve telefonu koltuğun üzerine fırlattım. Duvara fırlatırsam ve bu babamın kulağına giderse o da beni duvara fırlatırdı. 2.500 liralık telefondu en nihayetinde.

"Ben acıyorum, görüyorsunuz ama durmuyorlar. Asla durmak nedir bilmiyorlar. Bu ne yani? İlkokullu musunuz?" dediğimde Yeşim "Ben demiştim." diye karşılık verdi.

"Derya boş ver. Önemli değil." Diyen Deniz'e ters bakışlarımı yolladım. Sinirliydim ve ben sinirliyken biri boş ver diyince cinlerim tepemde tepiniyordu. Hele de bu bizzat saldırının hedefi olan kardeşim olunca bu 2x etki yaratıyordu.

"Deniz kardeşim sen en iyisi bu okulu bırak. Yani sevilecek tarafı yok. Sana daha kaliteli bir okul illaki buluruz."

Rüzgar'ın sözlerine şiddetle karşı çıktım.

"Mümkün değil. Artık namus meselesi oldu iş. Deniz değil, onlar gidecek! İnat ettim artık."

"Ne yani, şimdi videoyu ifşa edecek misin?" diye sorunca kararsızca baktım. Dudağımı büktüm.

"Bilmiyorum."

"Of! Senin de vicdan yapacağın tuttu!Bazen yangın alarmını çalıştırıp sınavı erteleten Derya'yı mumla arıyorum. Üstelik ben o sınava çalışmıştım da buna rağmen arıyorum o halini Derya!"

Of ben de arıyorum ama bu videoyu yayınlamakta kararsız olmamın tek sebebi vicdanım değildi maalesef!

--------

"Artık durursun diye umuyorum.." diyen Taner'e masaya koyduğum başımı diğer tarafa çevirerek cevap verdim. Beni dürtünce oflayıp "Ben de öyle umuyorum. Durursunuz da daha fazla ileri gitmem diye!"

"Nasılsın?" diye sorunca şaşırdım. Başımı kaldırıp yüzüne şüpheyle bakıp "İyiyim." Diye cevap verdim.

"Gördün mü?" diye sorunca bu tavırlarının sebebini anlayıp başımı bıkkınlıkla iki yana salladım.

"Gördüm. Görmem mi? Sonra da ben haddimi aşan oluyorum değil mi?"

Dersimiz tiyatro salonunda olacağı için sınıf boştu. Herkes çantasını soyunma odasına götürmüştü. Ama derse daha bir saat olduğu için şimdiden gitmeye gerek görmemiştim. Ben kalınca Taner de yanımda kalmıştı.

"Esra'nın gidecek olmasına sinirlendi, konuşacağım onunla."

"İyi olur." Dedim imayla. "Bir arkadaş uyarısı bir düşmanın uyarısından çok daha iyidir." Saçlarımı karıştırıp güldü.

"Son zamanlarda böyle mahalle abileri gibi oldun. Hep içinde vardı da bize mi göstermiyordun yoksa sonradan mı oldun böyle?" diye sorunca ben de yüzümdeki gülümsemeye engel olamadım.

"Bizim mahalledeki herkesin kanında var bu? Geldin gördün zaten? Sahi neye geldin bizim oraya?" diye sordum aklıma gelen detayla, o gün başka konulara dalmıştık, sormayı unutmuştum.

GÜZEL DELİKANLI(TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now